Güncelleme Tarihi:
Hakan ÇELİKBAŞ/SAMSUN, (DHA)- SAMSUN'da SES Okulları'nı bünyesine katarak Atakum İlçesi'nde 3'üncü kampüsünü kuran Bahçeşehir Okulları'nın Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel, eğitimin sonuç olmadığını, araç olduğunu söyledi.
Uyguladığı yenilikçi eğitim modelleriyle Türkiye'de eğitimin öncüsü olan Bahçeşehir Koleji 19 Mayıs Kampusu ve Bahçeşehir Samsun Fen ve Teknoloji Lisesi'nin ardından Samsun'daki 3'üncü Kampüsünü de bünyesine kattığı eski SES okulları binasını Bahçeşehir Koleji Atakum Kampusu olarak hizmete açıyor. Türkiye genelinde 47 ilde 100 kampüsü olan Bahçeşehir koleji güçlenerek büyümeyi hedefliyor. Bahçeşehir koleji Türkiye genelindeki tüm kampuslerinde STEM+A eğitimiyle öğrencilerine geleceğin sanayi devrimi olarak anılan Endüstri 4.0'a hazırlıyor. 5 yaşından itibaren verdiği kodlama eğitimiyle öğrencileri 'geleceğin dili' kodlamayla erken yaşlarda tanıştırıyor.
Atakum Kampusu'nün tanıtım toplantısına katılan Bahçeşehir Okulları Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel Atakum Kampüsü toplantı salonunda öğrenci velileriyle bir araya geldi. Burada bir konuşma yapan Yücel, Bahçeşehir Kolejinin'in Uğur Eğitim kurumlarının ikinci ailesi olduğunu hatırlatırken, " Bende 44 yıl önce Uğur Dersanesi'nin öğrencisiydim. Yaşım 15-16 falandı. Sonra 17-18 yaşında burasının sahibi oldum. O gün, bugün bu aile büyüyor. Büyütüyoruz. Önümüzdeki yıl 50'nci yılını kutlayacağız" dedi.
Türkiye genelinde 150 bine yakın öğrenciye hizmet verdiklerinin altını çizen Enver Yücel "Bahçeşehir Kolejleri olarak 101 kampüs olduk. 100'üncü kampusumüzü Kanada'da da açtık. Büyük bir aileyiz. Büyüklük önemli. 100 değil, bin tane de olabiliriz. Eğitimde bizim yapacak olduğumuz iş, işin kalitesidir. Bundan taviz vermeden büyümektir aslolan. Avrupa'nın en büyük eğitim kurumlarından biriyiz. Dünyada da sayılı kurumlardan birisiyiz. Bahçeşehir Koleji bundan 25 yıl önce kuruldu. 1998 yılında Bahçeşehir Üniversitesi'ni kurduk. İstanbulda kurulan, 30 bin öğrencisi bulunan, 1200'e yakın akademisyeni olan Türkiyede artık büyük bir üniversite konumuna geldik. Yine dünyada İstanbul dahil olmak üzere 5 noktada üniversitemiz var. Yakınımızda, Karadeniz'de Batum'da bir üniversitemiz var. Küçük bir yapı, sadece Tıp Fakültemiz var. Almanya Berlin'de,. Amerika Washington'da Üniversitemiz var. Bu sene Kıbrıs'ta yeni açılan üniversitemiz var. Yani 5 noktada global dediğimiz şemşiyenin altında üniversitelerimiz var" diye konuştu.
Eğitime gönül verdikleni söyleyen Yücel, eğitimin bireyin hayatında neleri değiştirdiğini iyi bildiğini kaydederek, "Eğitimin toplumu, mahallesini, ilini, ülkesini, dünyayı ne kadar değiştirdiğini, değiştireceğini biliyorum. Şimdi biz buyuz. Böyle bir aileyiz. Amacımız; Türkiye'nin gelişmesi, Türkiyenin Cumhuriyetimizin kurucusunun, Mustafa Kemal'in hedef gösterdiği muassır medeniyet düzeyini aşma hedefi. Türkiye'nin zengin olması. Çocuklarınızı okula niye veriyorsunuz? Niye buraya veriyorsunuz? Türkiyede okulların yüzde 90'ı parasız, bedava devlet okulları. Onlar varken daha iyi eğitim alması için buraya veriyorsunuz. Daha iyi eğitim alırsa ne olacak? Ne yapacağız? Hedeflerimiz nedir? Nasıl bir evlat yetiştirmeliyiz ki genç insan yetiştirmeliyiz ki hedeflerimize ulaşalım? Şunu çok iyi biliyoruz. Sadece ben bilmiyorum. Bütün dünya biliyor. Bilim insanları devamlı araştırmalar yapyor. Ülkenin toplumun gelişebilmesi için iyi eğitim almak zorundayız. Biz iyi eğitimi yapmak zorundayız" diye konuştu.
Enver Yücel, Karadeniz de petrol aksa bile ülkenin, toplumun eğitimi iyi değil ise kalkınmasının yine mümkün olamayacağını anlatırken şöyle devam etti:
"Bunu dünyada görüyoruz. Türkiye'nin zengin olması lazım. Sizin çocuklarınızın okula gidişinin nedenlerinin başında zengin birer bireyler, iyi, yeştişmiş insan olması lazım. Yoksa eğitime niye veriyoruz ki? Gelecekte 20 yıl sonra belki okullarda olmayacak. Üniversiteler olmayacak mesela. Herşey değişiyor. Eğitimin anlayışı, kültür de değişiyor. Biz niye çocuğumuzu okula veriyoruz. Amerika'nın bazı bölgelerinde okula gitmik zorunluluğu yoktur. Eğitim sonuç değil, araçtır. Sizler de çocuklarınızı özel okullara biraz daha iyi diye cebinizden gelirinizden bir kısmını bu kaynaklara yatırıyorsunuz ki; 'Benim çocuğum iyi olsun.' Türkiye, bunu başarmak zorunda. Biz bunu başarmak zorundayız. Elimizde şu anda 17 milyon genç, cocuk var. 2025'ten sonra bu kadar gencimiz olmayacak. Dolayısıyla ondan sonra da azalacak. Türkiye genç bir nüfus. Ama bu hep böyle gitmiyor. Yaş ortalaması Türkiye'de 76'lara geldi. Yaş ortalaması gittikçe yükseliyor. Bugün doğan çocukların yaş ortalaması 120 olacak deniliyor. Böyle bir dünyada biz o zaman bütün yatırımımızı geleceğimiz olan çocuklara doğru düzgün eğitim vermekle olabilir. Ne yapacağız? İyi bir eğitim yapacağız. İyi bir eğitim nedir? Bu günün şu andaki Türkiye ve dünyanın işlerine meselelerine konsantre olmuş çocuklar gençler değil yarının Türkiyesinde çalışacak olan bu gençlere o eğitimi vermek lazım."
Yücel, Türkiye ve dünyanın değişmeye devam ettiğini, dünyanın 3 sanayi devrimi geçirdiğini, günümüzde 4'üncüsünde olduğunu belirtirken, şöyle dedi:
"Bilgi çağı denilen dijital çağ denilen devirdeyiz. Şimdi siz okullarınızda bu çağa uygun çocuk insan birey yetiştiremezseniz, ana okulunuzu buna göre dizayn edemezseniz, ilkokulunuzu, ortaokulunuzu üniversitenizi buna göre dizay edemezseniz yani 4'üncü sanayi devrimine uygun çocuk yetiştiremezseniz üçüncü sanayi devrimini geçirdiğimiz için, yetişemediğimiz için çok fazla gelişemedik, burayıda kaçırırız. Bizim dijital çağa uygun bireyler yetiştirmemiz gerekir. Dünyanın sorunu neyse eğitim buna çözüm bulmalıdır. Dünyanın ne sorunu var Samsun'un ne sorunu var bir düşünün. Mahallenizin ne sorunu var bir bakın. Türkiyenin ne sorunu var Amarikanın ne sorunu var bir düşünün. Bunlara çözüm bulabiliyorsa eğitim o zaman bu doğru bir eğitimdir. Mahallenizi gözünüzün önüne getirin yada Samsun'a gözünüzün önüne getirin. Gelir adaletsizliği vardır. Yoksulluk vardır. Komşuluk ilişkisi problemleri vardır. Ahlaki ve çevreye duyarlı olmayışlar vardır. Bütün dünyayı şimdi düşünün. Dünyanın 3 tane büyük meselesi vardır. Yoksulluk, gelir adaletsizliği çevre ve ahlaki değerler ve birlikte yaşam kültürü. Eğitim bunlara cevap verebiliyor ise o eğitim doğru eğitimdir. Biz onun için bütün müfredatımızı, bütün yapımızı bütün kültürümüzü ve anlayışımızı bunlara cevap verebilecek düzeyde dizayn ettik. Diyeceksinizki Milli Eğitim bakanlığının müfredatı yokmu. Tabiki var hepimiz milli eğitim bakanlığına bağlı ayrı ayrı kurumlarız. Ama bu ilave anlayış, kültür, ders vesaire veremezsin anlamı ifade etmez. bunları rahatlıkla verebiliriz diye düşünüyorum. Şimdi zengin olacağız dedik. Nasıl olacağız. Çocukta okudu. Bu çocuk iş yapacak yada iş kuracak. Bütün Türkiyeyi böyle düşünün. Eğer bu eğitimin içi dolmaz ise yaratıcılığımız yok ise siz yine kilosu 1 dolardan bile ihracat yapamazsınız. Kamyonlarla TIR'larla, gemilerle mal satıyoruzya dış dünyaya, bunlar çok fazla para etmiyor. Ama nokta kadar materyal alıyorsunuz, senin bir gemi dolusu fındığa bedel oluyor. Bizim bişey üretmemiz lazım. Türkiyenin milli geliri son 15 yılda 10- 11 bin dolarlara çıktı. Ama bu yetmez. Şimdi bunu 20 bine çıkartacağız. Yol bilim ve teknoloji üretmek bu sayede geliri artırmak başka çaresi yok. Onun için biz anaokulunda kodlama öğreüiyoruz onun için yabancı dil mutlaka öğreütiyoruz yabancı dil öğretmek artık normal hale geldi. Esas geleceğin dili artık kodlama. Anaokulundan itibaren kodlama."
Enver Yücel konuşmanın ardından öğrenci velilerinin soruarını yanıtladı.
FOTOĞRAFLI