Bahçeli: Rejim elden gidiyor demek ahlaksız bir uydurmadır

Güncelleme Tarihi:

Bahçeli: Rejim elden gidiyor demek ahlaksız bir uydurmadır
Oluşturulma Tarihi: Nisan 01, 2017 17:04

Bahçeli: Rejim elden gidiyor demek ahlaksız bir uydurmadır

Haberin Devamı

Zafer TOKUŞ- Aziz GÜVENER/ADAPAZARI (Sakarya), (DHA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Rejim elden gidiyor demek akılsızlık olduğu kadar, ahlaksız bir uydurmadır. Değişen yalnızca hükümet etme sistemidir" dedi. Hükümet etme sisteminin dönüşebileceğini fade eden Bahçeli, "Şartlar olgunlaşır, sosyal, siyasal ve tarihi gerekçeler oluşursa milletimiz kendisine uygun sistem yapısını elbette tekrar tayin ve tespit edebilecektir" diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Adapazarı'nda partililer tarafından karşılandı. Bahçeli ile selamlaşmak isteyenler uzun bir kuyruk oluşturdu. Bahçeli aracından inerek kendisini karşılamaya gelenlerle tek tek tokalaştı. Bahçeli'ye karşılama sırasında çift başlı kartal figürünün olduğu 'Ne AB, Ne Şangay, İlle de Türk Birliği' yazılı tablo hediye edildi.
Adapazarı Demokrasi Meydanı'nda halka hitap eden Bahçeli, Türkiye'ye pranga vurulmaya çalışıldığını belirterek, "Türkiye'yi dara düşürüp tarihsel haklarından tavize zorluyorlar. Terör örgütleri bu maksatla adice kullanılıyor. Emperyalizm tekrar önümüzü kesmeye uğraşıyor" dedi.
BARZANİ'DEN POST OLUR
Kerkük Vilayet Meclisi'ndeki oylama yapıldığını söyleyen Bahçeli, "Maalesef Barzani'nin Ankara ve İstanbul'da da göndere çekilen sözde bayrağının Kerkük'teki tüm resmi dairelerde asılmasına karar verildi. Yeni bir kepazelik böylece somutlaştı, karar altına alındı. Dışişleri Bakanlığımız bu kararın yanlış olduğundan hareketle Türkiye'nin endişelerini tam ve yerinde bir şekilde açıkladı. Yine haklı çıktık, keşke vaktinde samimi eleştirilerimiz duyulmuş, dikkate alınmış olsaydı. Keşke peşmergenin melanet emel ve hedefleri isabetle fark edilip gerekli tedbirler alınsaydı. Kerkük pırıl pırıl bir Türk şehridir. Bu hakikat Allah'ın izniyle değişmeyecektir. Türkmeneli namusumuza, Misak-ı Milli'nin hiç unutmadığımız çağrı ve sınırlarına emanettir. Barzani'den asla dost olmayacak, olsa olsa yalnızca üzerine basıp geçeceğimiz post olacaktır" diye konuştu.
BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN DEMEK YIKIM DEMEKTİR
Bahçeli bağımsız Kürdistan'ın yıkım demek olduğunu belirterek, "Bağımsız Kürdistan demek Türkiye'nin kırım ve kopuşu anlamına gelecektir. Türkiye'nin hükümet etme sisteminde aksaklık ve arızalar giderilmezse karşımızdaki husumet cephesiyle mücadelemiz sekteye uğrayacaktır" dedi.
AVRUPA ÜLKELERİ TERÖR ÖRGÜTLERİYLE AYNI KAREDEDİR
Bahçeli, Avrupa ülkelerini eyleştirerek, şöyle konuştu:
"Avrupa ülkeleri terör örgütleriyle aynı karededir. 16 Nisan referandumuna Almanya, Hollanda, Norveç, İsviçre ve diğerleri müdahil olmak için her fırsattan istifadenin peşindedir. Avrupa'da PKK'ya, FETÖ'ye, DHKP-C'ye 16 Nisan'a hayır propaganda ve faaliyeti serbest, ne var ki milletvekili ve bakanlarımıza yasaktır. Avrupa adeta deliye dönmektedir. Demokrasi güdümlü, özgürlük vesayet altındadır. Bunu anlamak mümkün değildir."
Bahçeli, Türkiye'nin 16 Nisan'da kripto hücrelere haddini bildireceğini ifade ederek, "16 Nisan'da referandumu Türkiye'de yapılacaktır. Peki Almanya niye hoplayıp zıplamaktadır? İsviçre ve Hollanda niye paniğe kapılmaktadır? Bunları ilgilendiren nedir? Sakaryalı kardeşlerim şimdi size soruyorum. Öyle bir cevap veriniz ki, hasta ve rejim değişikliğinin kenarında olan Avrupa titresin, Türkiye'ye tuzak kuranların alayı birden saklanacak delik arasın."
 15 TEMMUZ SİYASETİN DİYALOĞA GEÇMESİNİ MECBUR KILMIŞTIR
1982 Anayasası'nda şimdiye kadar 18 değişiklik yapıldığını söyleyen Bahçeli şöyle konuştu:
"19'ncusunu da 16 Nisan'da sizler yapacaksınız. Bugüne kadar 6 referandum gerçekleştirilmiştir. 7'ncisi ise 15 gün sonradır. 11 Ekim 2016 tarihli Meclis grup toplantımızda Türkiye'nin fiili açmazla daha fazla mesafe alamayacağını söylemiştim. Bu çerçevede bir çağrıda bulunmuş ve demiştim ki, Türkiye'de filli bir durum vardır ve bu çözülmelidir. Ülke yönetimi yasa ve Anayasaya uygun değildir ve suç işlenmektedir. Ya demiştim, Sayın Cumhurbaşkanı filli başkanlık zorlamasından vazgeçsin, ki bizim açımızdan en doğru olanı budur. Ya da demiştim, filli durumun hukuki boyut kazanabilmesinin süratle yol ve yöntemleri aransın. Bu teklif ve kanaatimize esas ve zemin teşkil eden 3 dönüm noktası vardır. İlk olarak, Cumhurbaşkanı'nın doğrudan millet tarafından seçilmesine 21 Ekim 2007 referandumuyla karar verilmesidir. Buna sebep ise 2007'de TBMM'de Cumhurbaşkanı seçimini yaptırmamak için 367 toplantı yeter nisabını çıkaran müflis ve kriz siyasetidir. Meclis'e Cumhurbaşkanı seçtirmemek için çırpınan, engel çıkaran odaklar çuvallamış, aslında bugüne ortam açmışlardır. Bu güruhun şimdilerde hayır diye yollara düşmesi ise tam anlamıyla kara mizah, ikiyüzlülük, utanmazlığın tescilidir. İkinci olarak, 10 Ağustos 2014'de, ilk kez halkoyuyla Cumhurbaşkanı belirlenmesi, bunun sonucunda yeşeren, kök salan sistem tartışmalarıdır. Direkt millet tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanı'nın ağırlığı ve doğurduğu ihtiyaçlar sistemsel onarım ve normalleşmenin kaçınılmazlığını ortaya çıkarmıştır. Üçüncü ve bize göre en önemli dönüm noktası da 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsüdür. 15 Temmuz, siyasetin diyaloğa geçmesini mecburi kılmıştır. Çünkü vatan, millet ve devlet dehşet bir suikasta maruz kalmıştır. Türkiye dağılmanın, parçalanmanın, bölünmenin eşiğine gelmişti. 22 Haziran 1920'deki Yunan taarruzu neyse 15 Temmuz FETÖ işgal girişimi aynısıdır. 1920'lerde çıkan iç isyanların daha şiddetlisi, daha vahşisi 15 Temmuz'da az kalsın Türkiye'yi yutacaktı.
Biz bu devletin batışına göz yummadık. Sistemin teklediğini fark ettik. Sistemin su kaynattığını, bilye dağıttığını anladık. Yönetim yapısında gelgit ve anlaşmazlıklar devam ettiği sürece içten ve dıştan çığ gibi üzerimize gelen mütecaviz saldırıların söndürülmesini imkansız değerlendirdik. Bir olmalıydık, bir araya gelmeliydik, milli şuurda birleşmeliydik. Eften püften kavgalarla vakit geçiremezdik. Mevzu vatansa ayrı düşemez, birbirimizden kopamazdık. Aynı elin parmakları, aynı gövdenin dalları olduğumuzu bilmeliydik. Tıpkı 7 Ağustos Yenikapı ruhunda olduğu gibi yan yana, çelikten irade gibi sağlam durmalıydık. Milli bekamızı müdafaa için devreye girdik. Devleti meşru alana çekmek için üzerimize düşeni yaptık."
BİZ DÜŞMANA KARŞI AYNI HİZADA, AYNI MEVZİDEYİZ
Ak Parti ile anayasa değişikliği esasında oturup konuştuklarını, görüşüp anlaştıklarını açıklayan Bahçeli konuşmasına şöyle devam etti:
"Sonuç itibariyle 18 maddelik değişiklik paketi üzerinde uzlaştık. Biz düşmana karşı aynı hizada, aynı mevzideyiz. Biz canilere karşı aynı milli tepkinin, aynı iradenin kanatlarıyız. Çünkü biz Türkiye'yiz. Hükümet etme sistemi vahiy değildir, değişebilecektir. Hükümet etme sistemi vazgeçilmez değildir, dönüşebilecektir. Şartlar olgunlaşır, sosyal, siyasal ve tarihi gerekçeler oluşursa milletimiz kendisine uygun sistem yapısını elbette tekrar tayin ve tespit edebilecektir. Bunda ne mahsur vardır?"
16 NİSAN'DA PKK BİTECEK
Bahçeli hayırsızlar panayırının değişecek anayasa paketine kara çalmakta olduğunu belirterek, "CHP hayır diyor. Kara gün dostu HDP durur mu, o da hayır diye bağırıyor. FETÖ'nün yeni bedeni, yeni sığınağı eli kanlı aydınlıkçılar hayır diye yırtınıyor. PKK, FETÖ, PYD-YPG, IŞİD çoktan hayır katarına binmiş Türkiye'nin ayağını kaydırmak için kıyameti koparıyor. Pensilvanyalı hain hayır vaazı veriyor. İmralı canisi hayır korosuna katılmış piyonlarını yönlendiriyor. Avrupa, ABD arka arkaya eklemlenmiş hayırı seslendiriyor. 16 Nisan anayasa referandumunda Türk milleti kendi geleceğini tertemiz iradesiyle belirleyecek. Hangi hükümet sistemiyle yönetileceğimize Vatikan'da Papa'nın huzurunda toplanan Haçlı yedekleri, küresel vahşet çetesi değil, ayağa kalkan Sakarya karar verecek. Dertleri zaten budur. Sancıları bu yüzdendir. Ayvaz kasap hep bir hesap, bunların ki aynen böyledir. Alayı birden cürmü meşhut halde yakalanmışlardır. PKK 16 Nisan'da evet çıkarsa bittik demektedir. Allah var ya, bölücü terör örgütü doğru görüştedir, teşhiste isabet kaydetmiştir. Çünkü 16 Nisan'da PKK bitecek, yerin bin kat dibine gömülecektir. Kazdıkları hendeklerin bedelini ödeyecekler. Döktükleri şehit kanlarının hesabını sonuna kadar verecekler. Ama korkunun ecele faydası yoktur. Türkiye, 16 Nisan'da üzerindeki ölü toprağını atacaktır. Her nedense CHP Genel Başkanı bundan dolayı sıkıntılıdır. Hayır dedikçe hayırsızlığının kalın hatları gün yüzüne çıkmaktadır. Kılıçdaroğlu yalan, dolan, cehaletin boranı olmuş çıkmıştır. 16 Nisan'da oylayacağınız 18 maddelik anayasa değişiklik paketi Kılıçdaroğlu'nu soluksuz bırakmıştır" dedi.
REJİM DEĞİŞİYOR DİYORLAR, HALT EDİYORLAR
Bahçeli gençlere seslenerek, şöyle konuştu:
"Sevgili gençler, atınız eşkin, kılıcınız keskindir. Sizlere seçilme hakkı verilmesinin önüne geçenleri ya maskaraya çevirin ya da demokratik tokadı indirin. Ve Türk gençliği bilsin ki, her hak onlara helaldir. Hayırcıların altı alay, üstü kalaydır. Sizler onay verirseniz, TBMM ve Cumhurbaşkanı seçimleri beş yılda bir aynı günde olacaktır. TBMM'nin görev ve yetkileri genişletilmekte, milletvekillerinin kanun teklifi vermesinin önündeki yapay engeller kaldırılmakta, bu alanda tekel oluşturmuş hükümet etkisi sıfıra düşmektedir. Meclis yasa yapacak, hükümet seri icraata odaklanacak. Bürokratik engeller en aza çekilecek. Bekamızı tehdit eden musibetlerle etkili ve zamanında mücadele edilecek. Kuvvetler ayrımı daha da güçlenecek. Buna destek veriyor musunuz? TBMM'nin denetim fonksiyonları aynen korunmaktadır. Kılıçdaroğlu gensoru niye yok, güvenoyu neden kullanılmıyor diyor. Bilmiyor ki, gensoruya yeni sistemin ruhundan dolayı artık ihtiyaç yok, güvenoyu doğrudan millete geçiyor. Arpacık kumrusu gibi düşünüyor, ama çıkış bulamıyor. Rejim değişiyor diyorlar, halt ediyorlar. Rejim elden gidiyor demek akılsızlık olduğu kadar ahlaksız bir uydurmadır. Hayır cephesi İzmir Marşı çalıyor, ortak bir değerimizi siyasileştirip karartıyor.Ama bu millet bunların ardından teneke çalacak basiretleri bağlandığından henüz görüp uyanamıyorlar. Değişen yalnızca hükümet etme sistemidir, anlamıyorlar. Tesis edilecek bu yeni sistemin adı da Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemidir. Gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor. Fiili sulta bitiyor, hükümet etme sistemi meşru ve anayasal sınırlarda yeniden tanımlanıyor. Siyasi devşirmelerle söz ve fikir birliği yapan Kılıçdaroğlu, tarihin hangi döneminde Türk milletinden diktatör çıktığını yüreği ve bilgisi varsa açıklasın da görelim, bilelim. Bin 500 başkan yardımcısından, bütün il başkanlarının başkan yardımcısı olabileceğinden söz eden bir şahsın bu ülkede anamuhalefet lideri olması günahtır, gülünçtür. Kılıçdaroğlu 27 Mart 2017 Pazartesi günü İnegöl'de diyor ki 'Cumhurbaşkanı ikinci dönem meclisi feshedebilir. Kendisi de seçime girer. Böylece 5 yıllık süreyi doldurmadan üçüncü dönem de seçilme ihtimali olacak' CHP Genel Başkanı TBMM'de anayasa maddeleri görüşülürken nerelerde geziyordu? Değişen maddeleri hiç mi açıp okumadı? Veya yanında yöresinde hiç mi anlatan çıkmadı? Yeni sistemde Cumhurbaşkanı'na iki dönem seçilme hakkı getiriliyor. Burası tamam. Ne var ki, Cumhurbaşkanı ikinci dönemde seçim kararı alırsa kendisi aday olamıyor. Burası kesin. Kılıçdaroğlu yine çakıyor, yine batıyor, yine sallıyor. Zira anlattığını kendisi bilmiyor. Sakaryalı kardeşlerim, Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemine evet diyor musunuz? Anayasa cahili hayırsızlara demokratik ceza kesecek misiniz? Cumhurbaşkanına ilk defa cezai sorumluluk getiriliyor. Cumhurbaşkanına TBMM'yi fesih hakkı asla verilmiyor. Sadece hem Meclis'e, hem de Cumhurbaşkanı'na aynen şu anda olduğu gibi seçimleri yenileme hakkı sağlanıyor. Askeri mahkemeler ve sıkıyönetim uygulaması kaldırılıyor. OHAL ilan yetkisi Cumhurbaşkanı'na veriliyor. Fakat bunun onay yetkisi yine TBMM'de bulunuyor. Cumhurbaşkanı yürütme yetkisine ilişkin konularda kararname çıkarabilecektir. Ancak münhasıran kanunlarla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi olamayacaktır. Yeni ismiyle Hakimler Savcılar Kurulu'nun üye sayısı 22'den 13'e, Anayasa Mahkemesi'nin de 17'den 15'e iniyor. Millet iradesi, yani TBMM bu kurula yeni durumda 7 üye seçme hakkına ulaşıyor."

FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!