Güncelleme Tarihi:
ÇAYKUR RİZEPSOR'U ZİYARET ETTİ
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, helikopterle havadan yaptığı incelemelerinin ardından Çaykur Rizespor'un Mehmet Cengiz Tesislerine geldi. Çaykur Rizespor Kulüp Başkanı Hasan Kemal Yardımcı, Teknik Direktör İbrahim Üzülmez ile futbolcular tarafından çiçeklerle karşılanan Erdoğan, futbolcularla bir süre sohbet etti. Erdoğan'ın, Kamerunlu forvet oyuncusu Kweuke'ye takımın durumunu sorduğu belirtildi.
AK PARTİ RİZE İL KONGRESİNE KATILDI
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yenişehir Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Rize Olağan Kongresi'ne katıldı. Erdoğan'a, eşi Emine Erdoğan'ın yanı sıra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları, Hayati Yazıcı, Mahir Ünal, Çiğdem Karaaslan ve Ravza Kavakçı Kan eşlik etti.
GENİŞ GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ALINDI
Kongrenin yapıldığı Yenişehir Kapalı Spor Salonu ve çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Salon çevresinde yollar trafiğe kapatıldı, bariyerle çevrildi. Partililer üst aramasının ardından x-ray cihazlarından geçirilerek salona alındı. Polis helikopteri de havada uçuş gerçekleştirdi.
İLGİNÇ PANKARTLAR
Kongrenin yapıldığı salona 'Siyasetin tek limanı ahlaktır' , 'Rize'nin has evladı' ve Yeni Türkiye'nin mimarı' yazılı pankartlar asıldı. AK Parti İyidere İlçe Teşkilatı üyeleri de salona 'Sar belune belune yeşil mavi kuşağı, seni bir başka sevdi İyidere uşağı' yazılı astığı pankart dikkat çekti. Fındıklı İlçe Teşkilatı ise Lazca'da 'Büyük adam' anlamına gelen 'Didi Koçi' yazlı pankart açtı.
"ÇAYELİ'NE UĞRAYIN, VEKALETEN ÇAYI İÇİN"
Eşi Emine Erdoğan ile birlikte girdiği salonu dolaşan ve partilileri selamlayan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3 aylık bir aranın ardından yeniden memleketinde olmaktan memnuniyet duyduğunu ifade ederek konuşmasına başladı. Bir grup partilinin tezahüratlarını dinleyen Erdoğan, "Dumanım Derelere" türküsünün "Dumanım yayılamam. Ben senden ayrılamam. Ben senden ayrılırsam halim yamadır yaman' dizelerini seslendirdi. Milletin birliğinin, beraberliğinin, bütünlüğünün ortadan kalktığı hiçbir yerde huzur ve güven görülemeyeceğini ifade eden Erdoğan, "Bunun için ülkemize dört elle sarılacağız" dedi. Konuşması bir grup partili tarafından çaya davet edilerek kesilen Erdoğan, "Çayeli bizi çaya bekliyor ne yapacağız?. Milletvekili arkadaşlar şöyle bir Çayeli'ne bir uğrayın ve vekaleten çayı için" dedi. Bu ülkeyi ülke yapan değerlere, ezan, bayrak, tarihe, kültürü sıkıca sarılıp sahip çıkmaları gerektiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"2002 Kasım'da göreve geldiğimizde IMF'ye olan borcumuz 23.5 milyar dolar. Merkez Bankası rezervimiz 27.5 milyar dolar. 2013'de IMF borç kalmadı. IMF bizden 5 milyar dolar borç istedi. Arkadaşlara 'verin' dedim. Baktılar ki Türkiye istiyor vazgeçtiler. Merkez Bankası'nın döviz rezervi 120 milyar dolara dayandı. Biz aslında 138'e çıkmıştık. Ama bir gerileme yaşadık. Şimdi bunu toparlayarak 138 milyar doları da geçeceğiz. Biz meseleleri aşmak için gereken gayreti göstermek çalışmaz ekmek elden su gölden anlayışı ile sırt üstü yatarsak yaptığımız işin adı 'tevekkül' değil tembellik olur. Bize düşen aklımızın erdiğinin, gönlümüzün alabildiğini en fazlasını ortaya koymaktır. Toplum ve devlet olarak yapabileceğimiz her şeyi yaptıktan sonra elbette Allah'a teslim olacak hayırlı olanı ondan bekleyeceğiz. 15 yıldır bu anlayışla gece- gündüz çalıştık, çalışıyoruz. Ülkeyi nereden nereye getirdiğimizi çok daha iyi görebiliyoruz. Bu muhasebe bize eksiklerimizi, aksaklıklarımızı ve zaaflarımızı da gösteriyor. AK Parti doğru zaman ve zeminlerde olmak kaydıyla hiçbir zaman kendini sorgulamaktan çekinmeyen ve öz eleştiriyi ihmal etmeyen bir partidir."
CHP'ye yönelik eleştirilerde bulunan Erdoğan, ana muhalefet partisinin hiçbir zaman gerçek bir iktidar partisi eleştirisi yapamadığını yalan, iftira ile ülke ve millet gerçekleri ile ilgisi olmayan tali işlerle uğraştığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti:
"Yaptıklarımız kadar yapamadıklarımızı eksik veya hatalı uygulamalarımızı da milletle paylaşıyoruz. Gene geldum Rize türküsüne. Ne diyor orada. 'İndum dere duzüne. Aşlamayı aşladum. Sevdaluk iyi şeydir. Ben de yeni başladum.'.Son günlerdeki değişim söylemlerinin bazıları tarafından ilk defa söylenmiş gibi algılandığını görüyoruz. Biz sorgulama işine yeni başlamadık. Baştan beri bu anlayışla hareket ediyoruz. Allah'tan başka kimse la-yüs'el; sorgulanamaz değildir. Faniler olarak bizlerin hatası eksiği olacaktır.Önemli olan bunu kabul edecek ve düzeltme yoluna gidecek erdemi gösterebilmektir. AK Parti bu erdeme sahip. Milletle hasbi ve harbi ilişki içinden olmaktan asla çekinmeyen bir partidir. Hükümet icraatlarından teşkilatlarımıza kadar daha iyi hizmet için onu yaparak yolumuza devam edeceğiz. Her alanda millete daha iyi hizmet edebilmek için onu yaparak yolumuza devam edeceğiz. Kongre sürecini de bu anlayışla yürütüyoruz. AK Parti kendi iç meselelerine hapsolma hakkına sahip parti değildir. Çünkü milletimiz bize büyük ve güçlü Türkiye'yi hizmet etme görevini vermiştir."
"BAZI YANLIŞLAR VARDIR Kİ ONLARI ANCAK ALÇAKLAR YAPAR"
Görevlerini hakkıyla ifa etmek için çalıştıklarını ancak içerden ve dışarıdan saldırılara maruz kaldıklarını ifade eden Erdoğan, şöyle dedi:
"Bu saldırılar şahsımıza ve partimize değil ülkemize ve milletimizedir. Vesayet güçlerinin türlü oyunlarından darbe girişimlerine kadar tüm saldırılara merhum Mehmet Akif'in şu ifadelerindeki ruhla karşı koyuyoruz. Ne diyor? 'Cehennem olsa gelen göğsümüzde söndürürüz. Bu yol ki hak yoludur, dönme bilmeyiz yürürüz' Gerçek bu. Türkiye güçlendikçe ülkemize ve bizlere olan hücumların şiddeti de artıyor. Norveç'de ki NATO tatbikatında sergilenen terbiyesizliği sizlerde takip ettiniz. Bazı yanlışlar vardır ki onları aptallar değil ancak alçaklar yapar. Buda böyle bir hadisedir. Şahsımı ve Cumhuriyeti Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü hedef alan bu terbiyesizliği NATO içerisinde bir süredir müsaade etiğimiz çarpık bir bakış açısının dışa vurumu olarak anlıyorum. Suriye'den ülkemize yönelik tehditlerin zirveye çıktığı bir dönemde füze savunma sistemlerini geliştirerek Türkiye'ye yönelik bir saldırı durumunda harekete geçilmeyeceği intibasını veren NATO'nun güvenilirliği tüm üye ülkeler nezdinde sorgulanabilir hale gelmiştir. Biz kendi güvenliğimizi sağlamak için Rusya'dan S-400 hava savunma sistemleri almaya kalktığımızda ittifakın önde gelen kimi ülkeleri bakımından ortaya konan tepkide bu çarpıkları teyit eder mahiyettedir. Daha önce aynı sistemin bir alt sürümünü satın alan Yunanistan, Bulgaristan, Slovakya bunlara ses çıkarmayanlar nasıl oluyor da Türkiye'ye ses çıkarıyorlar?"
FOTOĞRAFLI