Güncelleme Tarihi:
İL DANIŞMA MECLİSİ TOPLANTISINA KATILDI
Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rize'nin İkizdere ilçesi yakınlarındaki Ovit Dağı'nda yapımı sürdürülen Ovit Tüneli’ndeki çalışmaları incelemesinin ardından Ak Parti Rize İl Başkanları Genişletilmiş İl Danışma Meclisi toplantısına katıldı.İsmail Kahraman Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantına partililere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan bölgedeki incelemelerini değerlendirdi, yatırımları yakından takip ettiğini söyledi.
Daha önce konuşmasında bölgeye temel atmaya değil açılış yapmaya geleceğini belirten Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yıllarca temelleri attılar betonu döktükleri yerde o işler orada kaldı. Plan ve projede kaldı. Ama biz daha önce ne dedik: Bizim attığımız temeller yerinde kalmayacak, yükselecek. Ben temel atmaya değil açılışlara geleceğim’ Hamdolsun bugüne kadar yüzlerce eserlerin açılışında oldum. Karadeniz'in eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye kadar her alandaki yatırımlarımızla sadece Türkiye'de değil adeta tüm dünyada yeniden keşfedilen bir yer haline geldiğini görüyoruz. Bunlar yeterli değil. Çünkü Karadenizimizi çok daha farklı kılacağız. Bunun da gayreti içerisindeyiz. Meyveler yavaş yavaş toplanmaya başladı.”
‘ESERİ GÖSTERECEKSİN’
Bölgenin tabii ve beşeri zenginliklerinin mutlaka korunması gerektiğinin altını çizen Erdoğan şunları söyledi:
"Karadenizimizin yaylaları, köyleri, kıyıları Arap kardeşlerimiz başta olmak üzere ziyaretçilerle adeta dolup taşıyor. İnşaat ve turizmin en önemli özelliği pek çok sektörün de lokomotifi olmalarıdır. Bölgemizin tabii ve beşeri zenginliklerini mutlaka korumalıyız. Yapılaşma konusunda bu sancıyı uzun süredir zaten yaşıyoruz. Turizmde de aynı hataya düşülmeyeceğini ümit ediyorum. İşte şu yapılaşmayı yaparken biz ana-baba ocağımızı evimizi yaparken yerel mimariyle evi yapalım dedik. Ve evimizi de yerel mimariyle yaptık. Bununla kalmadık devlete ait inşaatları da yerel mimariyle yapalım dedik. İşte şimdi bu yapmakta olduğumuz bu 480 adet lojmanı şimdi yerel mimariyle yapıyoruz ki, oraya gelenler diyecekler ki, bu hakikaten Rize’nin mimarisi bambaşkaymış ya. Bunu anlatmamız lazım, lafla olmaz. Eseri göstereceksin. Öyle dört tane kazık üzerine dik binayı, sonra da sel alsın götürsün. Olmaz. Ondan sonra da devlet suçlu. Yahu devlet niye suçlu olsun suçlu sensin. İşi sağlam yapacağız.”
"AYDER'i KİRLETTİK REZİL ETTİK"
Bölge turizmin göz bebeği olan Ayder’in kirletildiğini dile getiren Erdoğan şöyle devam etti:
“Dün akşam aramızda dertleşirken il teşkilatında yaylaları konuştuk. Şu andaki Ayder bizim temsilimiz olamaz. Allah’ın bize verdiği Ayder bambaşka, ama biz Ayder’i kirlettik rezil ettik. Başkan öyle olur mu, olmaz değil mi? Haşemoğlu’yla konuştuk o da hak veriyor. Buralar üzerinde devlet olarak da özellikle duracağız ve özellikle durmak suretiyle Ayder’i bu yapılanmayla değil, kentsel dönüşümle inşallah şanına yakışır bir hale getireceğiz. Bugün İçişleri Bakanımızla da Uzungöl’ü konuştuk. Aynı değişim ve dönüşümü de Uzungöl’de yapmamız lazım. Bunlar çekim alanı, bunu yaptığımız anda ben inanıyorum ki buraya gelenlerin sayısı çok ama çok fazla olacak. Rize’de bizim doğru dürüst bir otelimiz yok. Buraya gelenler nasıl kaçacağım diye düşünüyor. Bazı arkadaşlarımızı teşvik ediyoruz. Bunlar otel olayına girmeleri halinde Rize biraz rahatlayacak. Milletvekillerimiz sıkıştıracak, biz sıkıştıracağız. Rizeli hemşerilerimiz bu adımları atarsa Rize çok daha fazla turist çekecek.”
'TEŞKİLATLARDA KAPSAMLI BİR DEĞİŞİKLİK YAPMAK ZORUNDAYIZ'
Teşkilatlarında kapsamlı bir değişiklik yapmak durumunda olduklarını kaydeden Erdoğan “Teşkilatların bir kısmında metal yorgunluğu gördüğümü ifade ettim. Teşkilatlarımızda kapsamlı bir değişiklik yapmak durumundayız. Bu konuda kararlıyım" dedi. Erdoğan, milletimizin kendilerinden beklentisi olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Beklentileri karşılayabilecek donanıma sahip arkadaşlarımızla yolumuza devam edeceğiz. Belde seçimlerinden başladık. Şimdi ilçe ve il seçimleri var. Bununla neyi anlatmak istiyorum, kardeşlerim koltuklara getireceğimiz arkadaşlarımızın isimleri değil. O isimlerin acaba halkla iletişimi nasıl? Aslolan bu. Dün de il teşkilatımızda ifade ettim. Şimdi devleti biz yönetiyoruz. Hükümetimiz, ben de cumhurbaşkanı olarak el ele bir gayretin içindeyiz. Ancak şimdi bir şeyi unutmayalım. İstediğimiz kadar yollar yapalım, havalimanları yapalım, enerjide rekor üstüne rekorlar kıralım. Bütün bunlar eğitimde, sağlıkta, adalette emniyette bu yatırımları cumhuriyet tarihinde hiçbir iktidar yapmadı. Bunları biz yaptık. Peki yeterli mi? Bunların hepsi gerekli ama yeterli olan ney? Gönülleri kazanmak. Ben teşkilat üyelerimi Gönül erleri ve akıncılar olarak görüyorum.”
"YAHU MÜTEVAZI OL"
Türkiye’nin yeni bir kurtuluş savaşı verdiği bir dönemde olduklarını dile getiren Erdoğan “Ben belediye başkanıyım havasından geçilmiyorsa yandık. ‘E ben bakanım’ yanından havasından geçilmiyorsa yandık. Yahu mütevazı ol. Tevazu ehli olarak halkımızla kucaklaşacağız, bütünleşeceğiz" dedi.
Türkiye’nin adeta yeni bir kurtuluş savaşı verdiği görüşünü savunan Erdoğan, "Hiçbir gaflete, ihanete tahammül edemeyiz. İhanet edenleri görüyoruz. Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet olanları gördük değil mi? Nerede şimdi? Pensilvanya’da. Bir kısmı cezaevlerinde, bir kısmı kaçmış vaziyette. Bunlarla biz mücadele veriyoruz. Bunlar FETÖ terör örgütü. Bir diğeri de malum PKK terör örgütü. Bir diğer de DEAŞ, bunlarla da mücadele veriyoruz. İşimiz öyle kolay değil. Öyleyse biz bu güzel milletimizi yanımıza alacağız. Biz gücümüzü önce haktan sonra halktan alacağız” diye konuştu.
"‘DEFOLU KİŞİLERLE MÜCADELEYİ YÜRÜTMEYİZ"
“Bencillik batağında çırpınan defolu kişilerle böyle bir mücadeleyi yürütemeyiz” diyen Erdoğan sölerini şöyle sürdürdü:
"“Biz yeni yönetim sistemiyle kendimiz için değil ülkemiz için doğru olanı yaptık. Yeni sistem 2019’da yürürlüğe giriyor. Onun öncesinde mahalli idareler seçimi var. Bu seçimlerde çok iyi bir netice almamız gerekiyor. 2019 Kasım’ındaki inşallah parlamento ve başkanlık seçimini çok daha güçlü kılalım. Aksi takdirde aralarında hiçbir ilişki olmamasına rağmen milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri için önümüze psikolojik bir bariyer çıkartılabilir. Asıl imtihanımız 2019 Kasım’ında yapılacak seçimler olacaktır. Yüze 50’in üzerinde oy almanın zorluğunu Cumhurbaşkanlığı seçimin de ve 16 Nisan halk oylamasında gördük. Bunu başardığımız gün Allah’ın izniyle durum çok daha farklı olacağız. Öncelikle bizim Ak Partililer olarak sapasağlam durmamız lazım. Bencillik batağında çırpınan defolu kişilerle böyle bir mücadeleyi yürütemeyiz. Hiçbir kardeşimize de ‘sen kenarda dur’ diyemeyiz. Çalışacak kim olursa olsun hepsine açacağız. Bu kapı kusura bakmayın şu anda görev mahallinde olanlara ait bir kapı değildir. Kapımız hep açık olacak çünkü bu kapı gönül kapısıdır. Gönül kapısı gönül koymaya gelmez.”
ALMANYA'YA MESAJ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Almanya'ya da mesaj verdi. Erdoğan, bu konuda şunları söyledi:
"Yeni G 20 zirvesini geçirdik Hamburg’ta. Orada bir pankart, bir tane otomobil, benim resmimi koymuşlar, hemen altına Putin’in resmini koymuşlar, altına da Suudi Arabistan Kralı Selman’ın resmini koymuşlar. ‘Bu diktatörleri öldüren bu arabayı alır’ diyorlar. Bunu oraya koyuyor, etrafında kim var? Başbakanlık önünde oluyor bu. Alman polisi var, izliyor seyrediyor. Ya Türkiye’de buna benzer bir şey, bunların yaptığı gibi oldu mu? Olmadı. Ha geçen günü İstanbul Başkonsolosluğu’nda Sisi oraya bir Hammer koydu ve bir pankart da oraya astı. Ama ifadeler bizim edebimiz dışında olduğu için söylemeyeceğim. Dolayısıyla atasözü aklıma geldi: men dakka dukka. Bunca yıldır bizim 3 milyon insanımız Almanya’da. Kötülük olarak ne gördünüz yahu? Sadece teröristlere bu Almanya yataklık yapıyor. Ve dosyaları kendilerine verdik. 4 bin 500 teröristin dosyasını verdim kendilerine. Cevap aldığımız bir tane yok. Kendileri burada bir terörist olduğunda istiyor. Sen bir tane gönder bakalım. Sendeki tescilli teröristleri bize yollamıyorsun sonra buradakileri istiyorsun. Yargı sende var da bizde yargı yok mu?. Kusura bakma yargı kararını verir, bizde ona göre hareket ederiz. Bizim de anlayışımız bu. Öğrenecekler bazı şeyleri.”