IHA
Oluşturulma Tarihi: Mart 08, 2015 16:22
KEMERHİSAR BELEDİYE BAŞKANI BEYTULLAH KİRAZCI, 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ DOLAYSIYLA YAYINLADIĞI YAZILI MESAJDA, “EMEĞİN KADINDA İÇSELLEŞMESİ, YENİ BİR DÜNYA UMUDUNUN SOMUTLAŞMASIDIR! PES ETMEYEN, SAĞLAM İRADELİ BİR NESLİN İŞARETİDİR” DEDİ.
Kemerhisar Belediye Başkanı Beytullah Kirazcı, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolaysıyla yayınladığı yazılı mesajda, “Emeğin kadında içselleşmesi, yeni bir dünya umudunun somutlaşmasıdır! Pes etmeyen, sağlam iradeli bir neslin işaretidir” dedi.
Son 65 günde 65 kadın cinayetinin işlendiği, kadının başta eşi olmak üzere aile dışı unsurlardan şiddet gördüğü, bununla birlikte kadına sosyolojik baskı dayatan erkler bütünü emeğini yok saydığını vurgulayan Kirazcı; “Umutsuzluk, yok! Asil duyguların, büyük zorluklarının üstünden gelebilme başarısı elde etmiş “Kadın” 21. Yüzyılda yeni bir dünya kuracak güce de sahiptir” dedi.
Başkan Kirazcı, yazılı açıklamasında; “Kadını, pozitif ayrımcılık yapılacak bir unsur görmek bile, gerçeği saklamaktadır! Gerçek tüm gözlerin görebileceği kadar çıplak, her beynin algılayabileceği kadar yalındır! Maalesef, gerek kapitalist batı, gerekse doğu toplumları kadını kendi bakış açılarıyla, kendi soyut kavramları hatta metalarıyla değerlendirmektedir! Oysa gerçek kadın hiçbir ideolojiye, soyut ve somut materyallere hapsedilemeyecek bağımsız bir unsurdur! Bugün aile içi şiddette bile “Kadına vurmak erkeğe yakışmaz!”, örgütlenmede “Kadına karşı pozitif ayrımcılık” gibi kulağa hoş, hatta kadın sever fikirlerin bile gerçeğe izdüşümü kadını erkeğin alt unsuru olarak görmektedir! Bu 8 Mart’ı bizler Tyana Yerel Yönetim Teorisi’nin asli ve öncül unsuru olan kadının özgürleşmesi olarak görüyoruz. Buradan bu önemli günde ilan ediyoruz; üreten, düşünen, eylemselliği olan, benlik kazanan, geleceği şekillendiren kadınlar 21. Yüzyılın gerçeğidir! Toplumlar bu gerçeği kavradığı ve uyguladığı sürece ilerleyecektir!
Bugün ülkemizde her gün 1 kadın cinayeti, onlarca şiddet vakası, başta çocuklar olmak üzere yüzlerce cinsel istismar, taciz ve tecavüz yaşanmaktadır. Düşündünüz mü hiç neden?
Nedeni basit aslında, ne zaman ki kapitalizm değerlerimizi, kutsallarımızı, birikimimizi metalaştırdı, ne bir adım ileri adım atar olduk, ne de geri dönebildik, işte kaos orada ortaya çıktı! Kadın metalaşırken, tecavüz edilen, şiddet gören, öldürülen birer kavram haline geldi! Oysa tüm dünyaya ilk kadın liderlerini çıkaran toplumduk, hakikati arayan yüreklerin, uğruna ölünen kadınların, kutsalların evlatlarıydık! Çok değil 1 asır önce Balkanlarda kahırlı anaların gözyaşlarına sığındı bu millet, Çanakkale’de fedakarlığı, Bağımsızlık Savaşı’nda mucizeyi gördü! Ama bencillik duygusu, topluma yabancılaşma virüsü, hayatta tüm değerlerin maddi karşılığı olur inancı, önce benliğimizi, sonra kadınlarımızı esir aldı! Bugün ki toplum yapımızda sadece kadınlar değil, kadınlara hastalıklı meta değeri ile bakan bizlerde esiriz! Esareti kırmanın tek yolu, kadını kapitalist tüketim toplumumun bir parçası olmaktan kurtararak, ekmeğini, emeğini kazanan statüye geçirmektir.
Emek ve ekmek! Nice savaşların, diktatörlerin bile yenemediği, ezilenlerin en büyük silahı! Emin olun emeğin ve ekmeğin olduğu her yerde, adalet, huzur, barış baki kalacaktır! Bu yüzden tüm kadınları emek ve ekmek mücadelesinde, kapitalist dayatmalara karşı bilinçlenmeye, hatta üretmeye çağırıyorum!
Dünya tarihine bakın, İspanya’da Madrid kapılarında “Geçemeyecekler Faşizmi Ezeceğiz” diyen Dolares’i hatırlayın, ABD Faşizmi’nin katlettiği Rosenberg’i hatırlayın, Mustafa Kemal’in hiçbir milletin kadını Türk Kadını kadar çalışkan ve fedakar olamaz dediği Ne Hatunları, Hatice Bacıları hatırlayın!
Sorunu göremezseniz, çözümü de üretmezsiniz! Kadın sadece hayatın değil geleceğin asli unsurudur! Emeğini hapsederseniz, bir ulusun geleceğini de hapsedersiniz! Kadına farklı davranmak yerine bizi biz yapan unsur olduğunu düşünün yeter!” dedi.
Yaşanan olayların küresel bir sosyolojik krizin yansıması olduğunu, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, kadınların savaşta, barışta, emekte, acıda söz sahibi alacağını ifade ederek; “Özgecanlarımız katledilmiş olabilir, yüreklerimiz dağlanmış, acılarımız nasır tutmuşta olabilir ama tarihin evriminde bu olaylar birer kilometre taşıdır! Her acı bize küllerimizden doğma şansını vermiştir! Bir Özgecan’ımız gitmiştir ama onun mirası binlerce Özgecan’ı kurtarmıştır. Belki daha ağır acılar çekeceğiz ama 21. Yüzyılın 2. Çeyreğinde kadınlar yönetecek! Diğer yarısında kadınların kurduğu yeni bir dünya var olacak! Doğanın, tarihin, gerçeğin vazgeçilmez ve değiştirilemez serüvenidir! Bu yüzden umudun olduğu yerde kadın, kadının olduğu yerde gerçek, gerçeğin olduğu yerde yeni bir dünya vardır! Ne mutlu ki böylesine onurlu bir yüzyılda yaşamanın sevinciyle gurur duyacağım, ne acı ki böylesine kadın cinayetlerinin, şiddetin, tecavüzlerin yaşandığı bir dünyada acıyı yüreğime hançer gibi saplayacağım! Ne büyük bir şeref ki Tyana gibi demokrasinin kurulduğu bu kutsal topraklarda kendimi Tyana’nın onurlu kadınlarının iradesine teslim ederek büyük değişimi Anadolu’da başlatacağız! Buradan Tyana’nın üreten, düşünen, çalışan, geleceği inşa eden tüm onurlu kadınlarına haykırıyorum; “Umut Sizde, Güç Sizde”.
8 Mart’ı metalaştırıp, “emekçi” kelimesini yok sayan iradeler bilsinler ki, onların köhnemiş uslarında ki karanlık, başta Tyana, Anadolu, Türkiye ve en sonunda tüm Dünya’da kadınların yaktığı kutsal direniş alevi ile yok olacaktır” dedi.