IHA
Oluşturulma Tarihi: Kasım 05, 2015 08:50
MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ AFET ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ MÜDÜRÜ YRD. DOÇ. DR. İSKENDER DÖLEK, DAKA DESTEKLİ PROJEYİ ANLATTI
Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) Afet Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) tarafından desteklenen ‘Kalkınma Yolunda Doğal Afetler’ adlı proje kapsamında Muş’un 2100 yılına kadar olan yağış trendi belirlendi.
Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) Afet Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. İskender Dölek, DAKA destekli ‘Kalkınma Yolunda Doğal Afetler’ projesinin tamamlandığını ve il için doğal tehlike kaynağı oluşturacak deprem, sel, kütle hareketleri ve kuraklık bakımından önemli verilere ulaştıklarını söyledi. Proje ile Muş’un 2100 yılına kadar yağış trendini belirlediklerini ifadeden Dölek, bu proje ile sosyoekonomik anlamda Türkiye’nin en geri kalmış illerinden biri olan Muş ili için veri alt yapısı anlamında önemli bir başlangıç yaptıklarının altını çizdi.
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nden Doç. Dr. Hasan Tatlı, İstanbul Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Tolga Görüm, Bitlis Eren Üniversitesi’nden Alper Demirci, Yrd. Doç. Dr. Yunus Levent Ekinci, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinden Harun Aydın’ın araştırmacı olarak yer aldığı proje sayesinde Muş iline ait önemli veriler elde edildiğini anlatan Dölek, “Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) tarafından desteklenen Kalkınma Yolunda Doğal Afetler adlı projemiz tamamlandı. Bu projenin çıktıları olarak çalıştığımız konularla ilgili elde edilen bilgileri kamuoyu ile paylaşmak amacıyla bugün buradayız. Bu proje içerisinde depremler, sel, taşkın, heyelanlar, metroloji ve hidrolojik kuraklık kaynakları çalışıldı. Özellikle metrolojik ve hidrolojik kuraklıklar konusunda elde edilen sonuçlar, uzun soluklu Muş’un geleceğini ilgilendiren bazı verilere ulaşmamızı sağladı” dedi.
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nden Doç. Dr. Hasan Tatlı’nın çalıştığı Muş iline ait Kuraklık Analizi ile 2100 yılına kadar olan yağış trendinin belirlendiği ve Muş ilinde toplam yağış miktarında yüzde 4 ile 5’lik bir artışın söz konusu olacağını vurgulayan Dölek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Metrolojik kuraklık konusunda özellikle yardım aldığımız ve bu alanda çalışmalar yürüten Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nden Doç. Dr. Hasan Tatlı’nın yapmış olduğu çalışmalarla birlikte Muş’ta metrolojik kuraklık bağlamında bazı önemli veri ve değerlere ulaşmış olduk. 1940 yılından başlayıp 2100 yılına kadar uzanan standart yağışın neks değerleri hesaplandığı zaman Muş’la alakalı iyimser bazı sonuçlar ve senaryolara da ulaşmak mümkün oldu. 2100 yılına kadar uzanan sentetik yağışın neks değerleri Muş’ta 80 yıllık periyodik içerisinde toplam yağış miktarını bize minimum yüzde 3’lük bir artış görecek.”
“TARIMSAL ALANDA ÜRÜN ÇEŞİDİ ARTACAK”
Muş’ta artan yağış miktarıyla birlikte özellikle tarımsal anlamda ürün çeşidinin artırabileceği sonucunu da özellikle düşündürdüğünü belirten Dölek, “Yalnız burada şöyle bir değer var, yağış miktarları artarken küresel ısınmayla birlikte sıcaklık değerlerinde de bir artış trendi var. Sıcaklık değerlerindeki artış trendi özellikle Muş il kapsamında düşen yağış miktarı ve türü üzerinde de etkili olacak. En azında bu trendle birlikte beklediğimiz şeylerden bir tanesi Muş’taki kar yağış miktarının azalması ve karın yerde kalma süresinin azalacağını düşündürüyor bize. Bu elde edilen sonuçlarla birlikte ortaya şöyle bir özellik çıkıyor, Muş’ta ne kadar yağış miktarı artsa da düşecek kar miktarının azalma eğilimi il genelinde düşen yağış ve yağmur sularının kullanılabileceği mühendislik yapılarının, yani barajların sayısının arttırılmasını da beraberinde getiriyor. En azından bu suyun karla birlikte depo edilen suyun yağmura dönmesiyle birlikte ilkbahara kadar ya da yaz başlarına kadar depo edilme şansı kalmayacak” ifadelerini kullandı.
“BARAJ VE GÖLETLERİN YAPIMI BİR KAZANIM OLACAK”
Düşen yağışlarla birlikte belirli alanlarda barajlar, kanallar ve göletler yapılmasının kazanım olacağını vurgulayan Dölek, “Bunlarda toplanıp oradan tarımda kullanılması gerekecek ve bunlar değerlendirilerek. Bu elde edilen verilerle bağlantılı olarak ilde farklı ve değişik tarım ürünlerinin neler olabileceği içinde ayriyeten çalışma yapılması gerekir. En azından Muş küresel ısınmadan bu şekliyle baktığımız zaman çokta olumsuz etkilenmeyecek. Eğer gerekli tedbirler veya önlemler alındığı takdirde bunların başında da en azından suyu il genelinde tutabilecek, depo edebilecek, uzun süre kullanımını veya yüzeyde kalmasını sağlayacak. Su kanalları, barajlar veya yapılacak göletlerle Muş için gelecek önemli bir kazanıma çevrilebilir” şeklinde konuştu.