Cumhurbaşkanı Erdoğan: Vatanımızı bölmeye çalışanlara fırsat vermedik, vermeyeceğiz (3)

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Aralık 03, 2017 18:50

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Vatanımızı bölmeye çalışanlara fırsat vermedik, vermeyeceğiz (3)

Haberin Devamı

'KONTROLLÜ DARBENİN SANIĞI SENSİN'
Ağrı’dan helikopterle Muş’a gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kongre salonu önünde kendisini bekleyen kalabalığa hitap etti. Erdoğan, burada yaptığı kısa selamlama konuşmasından sonra kongrenin düzenlendiği yeni spor salonuna girdi. Burada partililere hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbe girişimi üzerinden CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nu eleştirerek, "Bay Kemal, o gece saat 11.30 gibi Atatürk Havalimanı'na geldiği zaman oradaki arkadaşları onu karşıladılar. Tanklar, oradaydı. Arkadaşları tankların başındakilerle görüştüler, geldiler, haber verdiler. Bay Kemal, tankların arasından tıpış tıpış yürüdü, arabasına bindi. Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine gitti. Ondan sonra da utanmadan ne dedi? 'Bu bir kontrollü darbe'. Kontrollü darbenin sanığı sensin be" dedi.
Konuşmasında 'Sizinle beraber buradan tüm Türkiye’ye bir sinyal veriyorum' diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bazı haberler alıyorum, bazı sinyaller alıyorum. Bazı iş adamlarının, varlıklarını yurt dışına kaçırma gibi gayretlerinin olduğunu duyuyorum ve buradan sesleniyorum. Önce kabinedeki arkadaşlara sesleniyorum. Bunların hiçbirine, çıkış için asla izin vermemelisiniz; çünkü bu adımlar, ihaneti vataniyedir. Bu ülkede kazanıp, bu ülkenin varlıklarını yurt dışına kaçırmaya çalışanlara, asla iyi nazarla bakamayız" diye konuştu. 
'GÜÇLÜ VE BAĞIMSIZ TÜRKİYE’Yİ HAZMEDEMİYORLAR'
Son günlerde yaşanan gelişmelere de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Son günlerde sergilenen çifte standartları takip ediyorsunuz. Hans’a, George’a, Michael’a göre değil; Hasan’a, Ahmet’e, Ali'ye göre hareket etmemiz, birilerinin canını fena halde sıkıyor. Alışmışlar, emir kipiyle konuştukları eski Türkiye’ye, alışmışlar Batı'dan daha çok Batıcı bir ülkeye, alışmışlar baskılarla yıldırdıkları tehditlerle diz çöktürdükleri, diledikleri zaman oyundan attıkları orta sınıf ülkeye. Güçlü ve bağımsız Türkiye’yi hazmedemiyorlar. Eski Türkiye’nin patronları, bizim milli ve yerli duruşumuzdan rahatsızlıklarını gösteriyorlar. Türkiye’nin sorgusuz, sualsiz kendilerine tabi olmaması, milli menfaatlerinin bekçiliğini yapması karşısında adeta kuduruyorlar. Tavırlarını öyle gizli saklık değil, göstere göstere sergiliyorlar."
'BU MİLLETİ FETÖ’NÜN KUMPASI OLMUŞ MAHKEMELER SİNDİREMEZ'
Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) kararlarını harfiyen uyguladığını vurgulayan Erdoğan, “Mesele ne yapmışız? Sözleşmemiz olan bir ülkeden vatandaşımız, kışın üşümesin diye doğal gaz satın almışız. Diğer ülkeler gibi sadece BM kararları, bizi bağlar. Türkiye, BM kararlarını harfiyen uygulamıştır. Uluslararası taahhütleri yerine getirmiştir. Bizim yaptığımız işin müttefiklik ruhuna aykırı bir tarafı yok. Şartların el verdiği ölçüde iyi niyeti sergiledik mi? Yüzyüze görüşmelerde bunu açıkça anlattık. Buna rağmen suçlamalar, akıl alır gibi değil. Tamamı FETÖ’nün servis ettiği eski vekillerin kuryelik yaptığı, hiçbir hukuki geçerliliği olmayan belgelerle ülkemizi sanık sandalyesine oturtuyorlar. İşin ticari boyutunu kenara bıraktık. Kendi yaptırımlarını delenler, kendi firmaları. Meseleyi siyasi bir zemine çekmeye çalışıyorlar. 17-25 Aralık kumpasının okyanus ötesine taşınmasından başka bir şey değildir. Sadece şantaj malzemesi oluşturma gayesi vardır. Biz, bu şantaja boyun eğmeyiz. 15 Temmuz gecesi, FETÖ’cü alçakların silahlarının sindiremediği bu milleti FETÖ’nün kumpası olmuş mahkemeler de sindiremez" diye konuştu. 
'BU ZAT, İFTİRALARININ ÇITASINI DAHA DA YÜKSELTTİ'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik eleştirilerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Biz, milletimizle omuz omuza vererek, paralelle mücadele ederken bu zat, FETÖ’cü kanalların değişmez konusu olmuştu. Milletvekilleri de FETÖ’nün gazetelerinde kapı nöbeti tutuyordu. Bu zat, aynı tavrını 15 Temmuz kanlı darbe girişiminden sonra da devam ettirdi. O gece bizler, Atatürk Havalimanı’na geldik. On binler, oradaydı. Bu zat, ne diyordu? ‘Darbe olduğu zaman tankların önüne önce ben, çıkarım’. Bay Kemal, o gece saat 11.30 gibi Atatürk Havalimanı'na geldiği zaman oradaki arkadaşları onu karşıladılar. Tanklar, oradaydı. Arkadaşları tankların başındakilerle görüştüler, geldiler, haber verdiler. Bay Kemal, tankların arasından tıpış tıpış yürüdü, arabasına bindi. Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine gitti. Ondan sonra da utanmadan ne dedi? 'Bu bir kontrollü darbe'. Kontrollü darbenin sanığı sensin be. Çünkü o gece sehpaya kahveler kondu, kahve yudumlarken, bir taraftan da ekranlarda darbeyi izliyordu. Şahsım, enerji bakanımız, eşim, kızım, torunlarım, biz, havalimanına indiğimizde meğerse bu gelmiş ve oradan kaçmış. Ya sende yürek yok, dürüst değilsin. 7 Ağustos’ta, Yenikapı’da yaptığımız muhteşem buluşmaya bu beyefendiyi davet ettim. Sayın Bahçeli’yi davet ettim. Sayın Bahçeli, anında olumlu dönüş yaptı ve geleceğini söyledi. Bu ise önce gelemeyeceğini söyledi. Bay Kemal, sonra da ne olduysa birileri, her halde üzerine gittiler, ikna ettiler. Cumartesi günü buluşmamız vardı. Cuma akşamı katılacağı haberini aldım. Dürüst ol. Her zaman yalan söyledin, her zaman yalan söylemeye devam ediyorsun. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. FETÖ’nün sosyal medyadaki tetikçilerinin servis ettiği bilgiler, günlerce milli istihbaratımızı hedef aldı. 'Ana kuzuları' diyerek, masum göstermeye çalıştığı teröristlerin nasıl acımasızca kurşun sıktığının görüntüleri her yerde var. Yalanları ortaya çıktıkça utanır, diye beklerken bu zat, iftiralarının çıtasını daha da yükseltti. Bir yalanını örtmek için daha büyük bir yalan ve iftirayla ortaya çıkıyor.”
'KASETLE GELEN DEKONTLA GİDER'
“Bir kaset operasyonuyla CHP genel başkanlığına taşıyanların seçimlere farklı bir isimle gitmek istediklerine işaret ediyor" diyen Erdoğan, “Bay Kemal, gidiyor. Geçen hafta, göz göre göre tongaya bastırılmasının başka bir hesabı olamaz. Eskilerin deyimiyle ali okulunu bitiren herkes, önündeki kağıtları okuyunca, meselenin baka bir şey olduğunu anlar. Bu bay, okuduğunu da anlamıyor. Kendisinin maliyeci olduğunu, maliyeden iyi anladığını söylüyordu. Ülkemiz maliyesinin belinin niye doğrulmadığı bugün daha iyi anlaşılıyor. Bu zatın genel müdürlüğü altında SSK’nın niçin battığı şimdi daha iyi ortaya çıkıyor. Bu şahsın siyasetteki son kullanım süresini tamamladığı anlaşılıyor. Ne diyelim? Kasetle gelen, dekontla gider; bunu böyle bilelim" dedi.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!