Güncelleme Tarihi:
Mustafa SARIİPEK/MARMARİS (Muğla), (DHA) - GÜNEY Ege Turistik Otelciler Birliği (GETOB) Başkanı Bülent Bülbüloğlu, terör korkusu ve Rusya krizinin vurduğu turizmde kurtuluşun 'güvenli ülke' imajının dünyaya yayılması, gerçekçi tedbirler ile Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın tüm sektörü kapsayacak ciddi bir turizm politikası oluşturması olduğunu söyledi.
Terör korkusu ve Rusya krizinin vurduğu turizmle ilgili değerlendirmelerde bulunan GETOB Başkanı Bülent Bülbüloğlu, Türkiye'nin zor bir dönemden geçtiğini söyledi. Türkiye'de yaşanan sıkıntılı olayların turizm sektöründe de otellerin boş kalmasıyla kendini gösterdiğini belirten Bülbüloğlu, Güney Ege'de turizmin dibe vurduğunu dile getirdi. Turizmde beklenti ve sıkıntıların tavan yaptığına dikkati çeken Bülbüloğlu, "Sadece umudumuzla yaşıyoruz. Temmuz ve Ağustos'ta iç pazarın da hareketlenmesiyle turizmde biraz kıpırdanma olacaktır. Ancak, bütün sezonun ortalamasını alacak olursak Güney Ege'de yüzde 30 doluluk oranın geçemeyiz. Bizi İngiltere, Hollanda, Belçika ve İskandinav pazarı domine ediyor. Buralardan artış beklemiyoruz. Çünkü Şubat ayı itibariyle yüzde 29 ile 36 arasında uçak eksiltmesi yaptılar. Dolayısıyla misafirimiz istese de gelemez. Lübnan ve İran gibi başka pazarlardan müşteri bulmaya çalışıyoruz. Fakat bu da öyle hemen bugünden yarına olacak bir iş değil. Ayrıca o bölgelere bizimle beraber Türkiye genelindeki diğer turizmciler de hücum etmiş durumda" dedi.
"EN FAZLA MARMARİS SIKINTI YAŞACAK"
Rusya'nın vatandaşlarına Türkiye yasağı koyduğunu hatırlatan Bülbüloğlu, "Bunun yanında Almanya pazarında yüzde 40, İngiltere pasarında ise yüzde 38'lik bir düşüş var. Avrupa ülkelerinden sadece Ukrayna'dan bir artış var. Şayet bu artış yüzde 50 bile olsa 20 bin kişi olur, 30 bin kişi. 400 bin kişi kaybettiğimiz İngiltere'den sonra oradaki 30 bin kişi çok da fazla yaraya merhem olmaz. Bütün turizm destinasyonları, taksici, restoranı, dondurmacı, tekstilci de bu sıkıntıyı yaşıyor. Ancak, en fazla Marmaris'in bu sıkıntıyı yaşayacağını düşünüyorum. Çünkü Marmaris ve çevresinde turizm dışında hiçbir şey yok. Marmaris'in 184 günlük periyodu turizmle geçiyor. Kalan 6 ay ise boş geçiyor. Bu sene Nisan ve Mayıs aylarını da boşa yakın geçirdik. Haziran da öyle geçeceğe benziyor. Geriye ise kala kala üç ay kalıyor" diye konuştu.
"İSLAMOFOBİ İLE İLGİSİ YOK"
Gelen turist sayısındaki düşüşün 'İslamofobi' ile ilgili olduğunu düşünmediğini de belirten Bülbüloğlu, şunları söyledi:
"Özel sektör olarak bizim de ciddi hatalarımız oldu. Marka olamadık. Destinasyon tanımını yapamadık. Son 10 yılda hep kişi sayısına oynadık, kalitemizi yükseltemedik. Dubai de Müslüman ülke ama oradaki turist sayısında düşüş olmadığı gibi turizm yükselerek devam ediyor. Bizdeki turist sayısındaki düşüşün en büyük nedeni kötü imajımız. Türkiye'ye gelmek isteyen misafirler, ülkemizi güvenli ülke olarak görmüyor. Bunu Dışişleri Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı vasıtasıyla önlemek zorundayız. Bu gerçekleşirse yine kaldığımız yerden devam edebiliriz. Gelir kaybımız yüzde 60 seviyelerinde. Şu anda hedefimiz, çok zor ama kar etmekten çok bir, iki yılı zararsız atlatabilmek. Giderlerimizin yüzde 40-42'si insana dayalıydı. Son zamlarla bu yüzde 55'i geçti. Bugün 1500 kişi çalışan tesisler var. Yapılan ciro o çalışanların SGK'sını bile karşılamaz."
"2013 OCAK AYINDAN BU YANA 4'ÜNCÜ TURİZM BAKANI"
Türkiye'nin istikrarlı bir turizm politikası olmadığını, sürekli kültür ve turizm bakanı değiştiğine de değinen Bülbüloğlu, "Tam dertlerimizi ve çözümlerini anlatıyoruz ve sonuç alacakken bakan değişiyor, yerine yenisi geliyor. 2013 yıl Ocak ayından bu yana dört turizm bakanı görev yaptı. Bu durum bölge valilerimiz için de geçerli. Bir, iki yılda vali değiştiriyoruz. Devletin bir turizm politikası olmalı ve içinde bizlerin de bulunması gerekir. Bakanlıkla sektör temsilcileri mutlaka birlikte çalışmalı. Krizden çıkabilmek için dokuz eylem planı çıktı. Bunun konaklama sektöründeki dört maddesinin yeterli olmadığı ortada. Bu kriz çözücü şeyler nedense hep güdük kalıyor. Turizmde 2017 İngiltere satışları başladı ama şu ana kadar çok kötü. Bu seneyi satamadık ki önümüzdeki yıl satılsın. Bu işi çok ciddi ve çok samimi olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı da bu işin içinde olmalı ve bu iş birlikte yapılmalı ki daha omurgalı yürüyebilelim. Biz turizmciler de ihracatçıyız. Otelimiz verdiğimiz hizmetin yüzde 95'i yerli. Dışardan gelenleri yedirip içirip gönderiyoruz ama biz hiçbir zaman ihracatçı olarak düşünülmüyoruz. 2013 yılından bu yana dört kültür ve turizm bakanı değişiyorsa ve halen markalaşmayı beceremediysek bırakın bu yılı daha şimdiden önümüzdeki üç yıl daha başta Antalya ve Muğla'nın Marmaris ilçesi olmak üzere turizmin bittiğini söyleyebiliriz" dedi.
KURTULUŞ REÇETESİ
Bülent Bülbüloğlu kurtuluş reçetesini ise kısaca "Güvenli bir ülke olduğumuzu dünyaya yaymalıyız. Otelcinin ayakta kalabilmesi için gerçekçi tedbirler almalıyız. Kültür ve Turizm Bakanlığı çok samimi olarak tüm sektörü bir araya getirip ciddi bir turizm politikası oluşturmak zorunda" diye özetledi.
FOTOĞRAFLI