Güncelleme Tarihi:
Cavit AKGÜN/ MUĞLA,(DHA) - CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan'ın Muğla'nın Marmaris İlçesi'nde kaldığı otele saldırı düzenleyen darbeci askerleri taşıyan 2 helikoptere Bodrum'daki Şehit Üsteğmen H. Konuralp Özcan Kışlası'ndaki Imsık Askeri Havaalanı'nda yakıt vermeyen Yarbay Fethi Şahbaz, çarpıcı ifadelerde bulundu. Muğla'daki duruşmaya tanık olarak katılan Yarbay Şahbaz, "Helikopterde bulunan Yarbay Davut Uçum'un yanına giderek boğazını sıktım ve 'Ne yapıyorsunuz?' diye tepki gösterdim. 'Komutanım bu şerefsizler bizi kandırdılar' dedikten sonra hüngür hüngür ağladı" dedi.
15 Temmuz darbe girişimi gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaldığı otele saldırı düzenleyen 1'i firari 37 darbeci askerin de aralarında bulunduğu 44'ü tutuklu 47 sanığın yargılanmasına, Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonu olarak düzenlenen Muğla Ticaret ve Sanayi Odası (MUTSO) Toplantı Salonu'nda devam edildi. Tutuklu sanıkların cezaevi araçlarıyla getirilmesinden önce Özel Harekat polisleri, çevre binaların çatılarında önlem aldı. Duruşmada, mahkeme heyeti, tanıklardan bugün ilk olarak Şehit Üsteğmen H. Konuralp Özcan Kışlası'ndaki Kara Havacılık Eğitim ve Tatbikat Merkezi Komutanı Yarbay Fethi Şahbaz'ı, tanık olarak dinledi.
İÇLERİNDE EN KARARLI SÖNMEZATEŞ'MİŞ
Yarbay Şahbaz, ifadesinde, şunları söyledi:
"Darbeyi televizyondan öğrendim. Ankara ile irtibata geçtim Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın yönetime el koyduğu söylendi. Birliğimizde gereken önlemler almamız istendi. Saat 04.20'ye kadar hiçbir görüşme olmadı. Yarbay Yücel Ekizoğlu yakıt ikmali için mesaj attı. Hemen ardından ise Tuğgeneral Ünsal Coşkun beni arayarak gelecek olan helikoptere yakıt vermemi söyledi. Durumdan şüphelenmem üzerine çok güvendiğim Kurmay Yarbay Bahattin Akgün'ü telefonla arayarak buradaki gelişmeleri anlattım. Kesinlikte yakıt vermemizi, helikopterlerin bataryalarını sökmemizi, kabloları kesmemizi, tanker içerisine gerekirse kum dökmemizi söyledi. Sadece olaylara isteyerek karışmadığını söylediği Yarbay Yücel Ekizoğlu'nu ayırmamızı istedi. Her söylediklerini aynı şekilde uyguladım. Helikopterden inerek yanıma gelen Albay Zeki Göçmen ve Albay Murat Dağlı, 'Hemen yakıt ikmali yapalım' dedi. Her ikisine de 'Çocuklarınızın hatırı için bu işten vazgeçin' uyarısında bulundum. Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş içeri girdi ve neden yakıt verilmediğini sordu. Albay Zeki Göçmen ise içlerinde en kararlı olan Sönmezateş'e kendilerini havada düşüreceklerini söyledi. Telefon edeceklerini söylediler. Ben de dışarı çıktım. Sönmezateş, 'Tüm hava sahası bizim kontrolümüzde, hiçbir helikopter düşürülmeyecek' gibi bir laf etmiş. Sonrasında Sönmezateş, tankeri çalıştırmaya çalıştı. Burada başarılı olamadı. Kuleden aldığım koordinatı da Albay Murat Dağlı'ya yanlış verdim. Yarbay Davut Uçum'un helikopterin içinde olduğunu öğrendim. Yanına giderek boğazını sıktım ve ne yapıyorsunuz? diye tepki gösterdim. 'Komutanım bu şerefsizler bizi kandırdılar' dedikten sonra hüngür hüngür ağladı. 'Uçmayın sizi vuracaklar' dedim. Helikopterine yaklaşık 40 mermi isabet etmiş, lastik patlaktı. 'Düşüp, ölürseniz cenazenize bile gelmem' dedim. Yakıt vermemek için iki tankeri çalışamaz duruma getirdik. Bir helikopter tüm uyarılara rağmen havalanıp İzmir'e gitti, diğer iki helikopteri ise bırakmak zorunda kaldılar."
Duruşma, diğer tanıkların ifadesiyle devam ediyor.
FOTOĞRAFLI