Sudaki Tehlike
Güncelleme Tarihi:
IHA
Oluşturulma Tarihi: Nisan 27, 2015 16:32
‘SUDAKİ TEHLİKE’ PANELİNDE KONUŞAN MUĞLA ADLİ TIP KURUMU MÜDÜRÜ PROF. DR. YASEMİN BALCI, SUDAKİ ÖLÜMLERDE HAYATINI KAYBEDENLERİN YÜZDE 60’ININ YÜZME BİLDİĞİNİ AÇIKLADI.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi ve Tıp Fakültesi işbirliğinde düzenlenen ‘Sudaki Tehlike’ paneli AKM salonunda yapıldı. Panele, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nevres Hürriyet Aydoğan’ın yanı sıra, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. Prof. Dr. Ali Türker, Prof. Dr. Akın Savaş ve Prof. Dr. Yasemin Balcı’nın konuşmacı olarak katıldığı panelin Moderatörlüğünü Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Taçnur Baygur yaptı.
“YAKIN GELECEKTE SU ALTI KOLONİLERİ OLABİLİR”
Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Baygur açılışta yaptığı konuşmada, son zamanlarda meydana gelen özellikle insan kaçakçılığı olaylarında suda boğulmaların böyle bir paneli zorunlu nale getirdiğini söyledi. Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Türker, insanları dalmaya iten nedenler üzerinde bilgi verirken, dalgıçlığın MS 5. Yüzyılda Siyon’lu Siliyas ve kızı Siyana’nın Pers kralı Xerxes’in savaş gemilerinin demir iplerini kesmek için dalış yapan iki antik çağ dalgıcı olduğunu söyledi. Türker, “Aynı dönemlerde tarihçiler Atina gemilerinin dibinden Ispartalılara malzeme taşıyan dalgıçlardan söz etmektedir. Neden dalıyoruz sorusunun cevabı ise meslek gereği, mecburiyetten, eğitim için, adrenalin gibi sebepler ortaya çıkıyor. Bugün laboratuar koşullarında akciğer solunumu yapan deney hayvanları, su altında haftalarca yaşatılabilmektedir. Çok yüksek oksijen konsantrasyonu olan ve saliniteleri ayarlanmış sıvılar içinde akciğer sonulumu yapan memelilerin başarılı deney sonuçları belki de yakın gelecekte insanoğlunun ‘Sualtı kolonileri’ oluşturmasının ilk adımı atılacaktır” dedi.
SUDA ÖLENLERİN YÜZDE 60’I YÜZME BİLİYOR
Panelde konuşan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi ve aynı zamanda Muğla Adli Tıp Müdürü Yasemin Balcı, 2013 ve 2014 yıllarında Adli Tıp Kurumu’na gelen su ölümleri ile ilgili bilgi verdi. Balcı, “Son iki yılda Muğla Adli Top Kurumu olarak 674 otopsi yaptık. Bunun yüzde 15’lik bölümü yani 99 kişi sudan çıkarılanlar. Biz tıp dilinde suda boğulma tabiri yerine sudan çıkarılan ceset tabirini kullanırız. Çünkü boğulmaların çok değişik nedenleri vardır. 99 kişiden dörtte üçü erkek, dörtte biri kadın. Bunların en küçüğü 2, en büyüğü ise 92 yaşında. 18 yaş altında otopsi yapılan kişi sayısı 15, gerisi yetişkin. Yine bu 99 kişinin yüzde 50’si de 50 yaş üzeri. Muğla sularında can verenlerin aylara göre değerlendirdiğimizde yüzde 69’u Haziran-Eylül ayları arasında. Bunların yüzde 65’i ülkemiz vatandaşı, yüzde 35’i yabancı uyruklu. Bu rakamlara 2015 yılı dahil değildir. Malum son günlerde artan göçmen kaçakçılığına bağlı denizlerdeki ölümlerde artış kaydedildi. Yabancı ülke vatandaşlarının içinde çoğunluk yine göçmen kaçakçılığına bağlı olarak denizlerde gelişen ölümler ilk sırada ve çoğunluğu Sureyi, Irak ve Filistin gibi ülke vatandaşlarına ait. Yüzme bilmek sudaki tehlikeden korumuyor. Otopsi yapılanların yüzde 60’ı yüzme bilenlerden oluşuyor. Bunlar arasında cankurtaran, su sporları eğitmeni, plaj çalışanı, dalgıç ki 2014 yılında zıpkınla balık avlama Türkiye 2.si bulunmaktadır” dedi.
“YAKIN GELECEKTE SU ALTI KOLONİLERİ OLABİLİR”
Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Baygur açılışta yaptığı konuşmada, son zamanlarda meydana gelen özellikle insan kaçakçılığı olaylarında suda boğulmaların böyle bir paneli zorunlu nale getirdiğini söyledi. Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Türker, insanları dalmaya iten nedenler üzerinde bilgi verirken, dalgıçlığın MS 5. Yüzyılda Siyon’lu Siliyas ve kızı Siyana’nın Pers kralı Xerxes’in savaş gemilerinin demir iplerini kesmek için dalış yapan iki antik çağ dalgıcı olduğunu söyledi. Türker, “Aynı dönemlerde tarihçiler Atina gemilerinin dibinden Ispartalılara malzeme taşıyan dalgıçlardan söz etmektedir. Neden dalıyoruz sorusunun cevabı ise meslek gereği, mecburiyetten, eğitim için, adrenalin gibi sebepler ortaya çıkıyor. Bugün laboratuar koşullarında akciğer solunumu yapan deney hayvanları, su altında haftalarca yaşatılabilmektedir. Çok yüksek oksijen konsantrasyonu olan ve saliniteleri ayarlanmış sıvılar içinde akciğer sonulumu yapan memelilerin başarılı deney sonuçları belki de yakın gelecekte insanoğlunun ‘Sualtı kolonileri’ oluşturmasının ilk adımı atılacaktır” dedi.
SUDA ÖLENLERİN YÜZDE 60’I YÜZME BİLİYOR
Panelde konuşan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi ve aynı zamanda Muğla Adli Tıp Müdürü Yasemin Balcı, 2013 ve 2014 yıllarında Adli Tıp Kurumu’na gelen su ölümleri ile ilgili bilgi verdi. Balcı, “Son iki yılda Muğla Adli Top Kurumu olarak 674 otopsi yaptık. Bunun yüzde 15’lik bölümü yani 99 kişi sudan çıkarılanlar. Biz tıp dilinde suda boğulma tabiri yerine sudan çıkarılan ceset tabirini kullanırız. Çünkü boğulmaların çok değişik nedenleri vardır. 99 kişiden dörtte üçü erkek, dörtte biri kadın. Bunların en küçüğü 2, en büyüğü ise 92 yaşında. 18 yaş altında otopsi yapılan kişi sayısı 15, gerisi yetişkin. Yine bu 99 kişinin yüzde 50’si de 50 yaş üzeri. Muğla sularında can verenlerin aylara göre değerlendirdiğimizde yüzde 69’u Haziran-Eylül ayları arasında. Bunların yüzde 65’i ülkemiz vatandaşı, yüzde 35’i yabancı uyruklu. Bu rakamlara 2015 yılı dahil değildir. Malum son günlerde artan göçmen kaçakçılığına bağlı denizlerdeki ölümlerde artış kaydedildi. Yabancı ülke vatandaşlarının içinde çoğunluk yine göçmen kaçakçılığına bağlı olarak denizlerde gelişen ölümler ilk sırada ve çoğunluğu Sureyi, Irak ve Filistin gibi ülke vatandaşlarına ait. Yüzme bilmek sudaki tehlikeden korumuyor. Otopsi yapılanların yüzde 60’ı yüzme bilenlerden oluşuyor. Bunlar arasında cankurtaran, su sporları eğitmeni, plaj çalışanı, dalgıç ki 2014 yılında zıpkınla balık avlama Türkiye 2.si bulunmaktadır” dedi.