Güncelleme Tarihi:
MUĞLA (AA) - Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Bu ülke milletin iradesine darbe vuranların bedellerini çok ağır ödedi. 60'lı yıllarda milli iradenin hak ve hukukunu birileri idama götürdü. İdam edilen rahmetli Menderes değildi. İdam edilen milletin kaderiydi, milletin geleceğiydi, milletin sandıktan çıkan iradesiydi. Milletin elleriyle seçtiği başbakanıydı, bakanlarıydı" dedi.
Müezzinoğlu, Milas Ticaret ve Sanayi Odası'nda sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.
Türkiye'de artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını, AK Parti ile oyunların bozulacağını ifade eden Müezzinoğlu, 24 Ocak’ta bakanlıkta 2 yılını dolduracağını dile getirdi.
Bu sürede 2 bin ambulansı ülkenin ve milletin hizmetine sunduğunu vurgulayan Müezzinoğlu, "Şu anda 700 ambulansın da ihalesi bitti. Önümüzdeki 2-3 ay içinde 700 ambulansı da bu ülkenin, bu milletin hizmetine sunacağım. İnşallah yılbaşından sonra gece görüşlü ambulans helikopterlerimiz de devreye girecek. Gece transfer gerektiriyorsa hastamızı gece de taşıyabileceğiz. Şu anda gece uçuş yapabilen, hasta taşıyabilen helikopterlerimiz yok ve dünyanın ilk 11 ülkesi arasına gireceğiz" diye konuştu.
- "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ve milletin olacaktır"
Bakan Müezzinoğlu, millet ile yürüyen AK Parti'nin, yoluna istikrarlı devam ettiğini, milletle beraber yürüdüklerini belirterek, şöyle konuştu:
"Bu ülke, milletin iradesine darbe vuranların bedellerini çok ağır ödedi. 60'lı yıllarda milli iradenin hak ve hukukunu birileri idama götürdü. İdam edilen rahmetli Menderes değildi. İdam edilen milletin kaderiydi, milletin geleceğiydi, milletin sandıktan çıkan iradesiydi. Milletin elleriyle seçtiği başbakanıydı, bakanlarıydı. Dolayısıyla idam edilen bir şahıs değildi, bir anlayıştı. Bu anlayış da sandığın iradesiydi, milletin hak ve hukukuydu. Milletin hak ve hukukunu birileri, kapalı kapılar arkasında 'bu millet anlamaz, bu millet bilmez, bu milletin aklı ermez' diyerek milletin iradesini idam ettiler. Birileri alkış tuttu, birileri destek verdi, birileri 'ah ne güzel oldu' dedi. Kaybeden millet oldu, milli irade oldu. Sonra bunu alışkanlık haline getirdiler. 70'te yaptılar, 80'de yaptılar, 90'da yaptılar. 2000'li yıllarda da yapmak istediler ama başaramadılar ve inşallah bundan sonra da başaramayacaklar. Çünkü egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir ve milletin olacaktır."
-" Bu milletin evlatlarını birbirine vurdurdular"
Artık birilerinin istediği gibi bu milletin kaderiyle, umutlarıyla, hayalleriyle oynanamayacağına dikkati çeken Müzezzinoğlu, şunları kaydetti:
"Bunun ağır bedellerini ödeyerek geldik. 70'li yılların talebesiyim. O dönemde bu ülkenin 6-7 bin gencini sağ-sol diyerek birbirine vurdurttular. Ama perdenin arkasında aynı zihniyet vardı. Sabah sağcıyı vuran silah, akşam solcu, komünist dediği ya da faşist dediği gencini öldürdü. Bu ülkenin annesinin, babasının hayallerini, umutlarını kararttı. Bu 6-7 bin genci yaşatabilen, gençlerin arkasında durabilen bir milli irade olsaydı bugün o gençlerin arasında dünya çapında bilim adamlarımız olacaktı, dünya çapında iş adamlarımız olacaktı, bugün daha saygın daha güçlü siyasetçilerimiz olacaktı. Bu milletin evlatlarını birbirine vurdurdular. Sonradan sağcı mı solcu mu, yok şucu mu, bucu mu, şunu mu seviyor, bunu mu seviyor... Millet ne isterse demokrasilerde o olur."
Tıbbi mesleki yeterlilik anlamda dünyayla yarışabilecek durumda olduklarını kaydeden Müezzinoğlu, 2023'te Türkiye'nin yakın coğrafyasındaki 1,5 milyar insanın sağlık turizminde bölgenin merkez ülkesi haline geleceğini dile getirdi.
Türkiye'de 2002'de ortalama 120 bin kişinin her yıl yurt dışına teşhis ya da tedavi için gittiğini hatırlatan Müezzinoğlu, gidenlerin de cebinde 50, 100 bin dolar harcayabilecek zenginler olduğunu kaydetti.
Artık eski Türkiye'den eser kalmadığını anlatan Müezzinoğlu, "2013 yılında yurt dışından 480 bin yabancı, sağlık turizmi için bu ülkeye geldi ve 2,5 milyar dolar para bırakıyorlar. Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıl dönümünde bu rakamı 20-25 milyar dolar rakamlara çıkaracağız" dedi.
Milleti büyük hedeflerinden caydıran, daha iyisini, daha güzelini sunamayan, fitne üreten bir anlayışla karşı karşıya kalındığını belirten Müezzinoğlu, şunları ifade etti:
"Bir Başbakan ki 12 yıl Başbakanlık yapmış ve 12 yıl Ankara'da bir apartman dairesinde oturmuş. Bu salonda hiç istisnasız söylüyorum, çünkü şahit oldum, ben de dahil hiçbirimizin oturmadığı fakir sofralarında oturan bir Başbakan. Hiçbirimizin şahit olmadığı o fakir sofralarını paylaşan bir Cumhurbaşkanı. Fakirin yüreğinde yaşayan, fakirliğin çaresizliğini bilen, o nedenle geldiği günden beri sosyal yardımlaşma ve dayanışmada bütçeyi 20 misli, 50 misli, 100 misli büyüten bir anlayışa mensup. Türkiye büyümeli diyen Türkiye'nin fakiri fukarası kalmasın diyen bir anlayışa mensup. Kendisi için derdi olan biri değil. Hapse atıldığı zaman da kendisi için kendisiyle ilgili derdi olmadı. Çok değil, 2004 yılında "sen muhtar bile olamazsın" diye listeden çıkartıldı. Köy köy, kasaba kasaba gezdi. Kendi mekanlarından çıkmayanlara karşı ev ev, kapı kapı sokak sokak gezdi. Halen daha o fıtratı değişmedi. Çünkü fıtrat değişmez. Ama millet büyük millet, millet özgüvenli millet. Dolayısıyla bu milleti, dünya milletlerinin standartlarının en yükseği neyse bu milletin temsilini oraya koymak zorundayız."
Bakan Müezzinoğlu, konuşmasının ardından toplantıya katılan sivil toplum örgütü temsilcileri ve köy muhtarlarının sorularını cevapladı.
Toplantının ardından Milas Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Reşit Özer, Bakan Müezzinoğlu'na, ilçeye özgü zeytinyağı, bal ve zeytin yağı sabunu hediye etti.
Müezzinoğlu, toplantı çıkışında partisinin kadın ve gençlik kolları üyeleri ile fotoğraf çektirdi.