O gece vurulan astsubayın annesi: Oğluma şehit sayılsın

15 Temmuz darbe girişimi gecesi Ankara'da, Genelkurmay Başkanlığı önünde başından vurularak yaşamını yitiren 31 yaşındaki Astsubay Başçavuş Ziya İlhan Dağdaş'ın annesi Bilsen Dağdaş, oğlunun darbeci askerlerin öldürdüğünü söyleyerek, 'şehit' sayılmasını istedi. Şehitlik verilmesini beklediği oğlunun tören yapılmadan mezarlıkta kılınan cenaze namazıyla toprağa verildiğini, camide mevlit okutma isteklerinin de kabul edilmediğini söyledi.

15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine binlerce kişi sokağa döküldü. Olaydan dört gün önce Erzincan'dan Ankara'ya Kara Harp Okulu Bando Bölük Komutanlığı'na tayin edilen ve bekar olan Astsubay Başçavuş Ziya İlhan Dağdaş, iddiaya göre, çağrıya kulak vererek sivil halde Genelkurmay Başkanlığı'nın önüne gitti. Dağdaş, başına isabet eden tek kurşunla yaşamını yitirdi. Dağdaş'ın Muğla'da yaşayan ailesi, darbe girişimi sonrası oğlundan haber alamayınca Ankara'ya gitti. İlk etapta oğlunun gözaltına alınan askerler arasında olduğunu düşünen işçi emeklisi anne Bilsen Dağdaş, listede çocuğunun adını bulamayınca bu kez hastanelerin yolunu tuttu. Altı gün oğlunu arayan anne Dağdaş, son çare olarak istemeyerek de olsa Ankara Adli Tıp Kurumu'na gitti. Burada kimliksiz cenazeler olduğunu öğrenen Bilsen Dağdaş, DNA örneği verdi. Darbe girişiminden tam 8 gün sonra adli tıp kurumundaki görevlilerin kendisini aramasıyla acı haberi alan anne Dağdaş, oğlunun cenazesine ulaştı.

"ÇOCUĞUMU DARBECİ ASKERLER ÖLDÜRDÜ"

Anne Bilsen Dağdaş, "Her şeyi günler sonra kendi çabamızla öğrendik. O akşam arkadaşlarıyla yazışırken 'Akar da rehin alınmış' diyorlar. Çocuğum Genelkurmay'ın önüne gidiyor. Benim oğlum vatanını, milletini seven bir çocuktu. Çocuğumu darbeci askerler öldürdü. Oğlum Akar'ı kurtarmak için Genelkurmay'ın orada demirlere falan tırmanmış. O sırada ateş açmışlar. Çocuğumun kafasına tek kurşun isabet etmiş. Videosunu da bulduk" dedi.
Oğlunu bulmak için Muğla'dan Ankara'ya gittiğini söyleyen acılı anne Dağdaş, "Baroda kriz masası oluşturmuşlar. Tutukluların isim listesi geliyordu. Üç gün orada oturdum. Listelerde adı çıkmadı. Gittim, bütün morgları araştırdım, hiçbir hastanede yok. En sonunda dedim ki; Adli Tıp'a gideyim. Belki orada bulunur. Meğer çocuğum zaten oradaymış. Benim çocuğum Akar Paşa için şehit düştü. Benim çocuğum Genelkurmay'ın önünde şehit düştü. Bana Muğla'yı, Ankara'yı versinler istemem. Çocuğuma şehitlik mertebesini versinler. Evladım rahat uyusun diye konuştu" diye konuştu.

CAMİDE MEVLİT OKUTMAK İSTİYOR

Muğla'nın merkez ilçesi Menteşe'de yaşayan Bilsen Dağdaş, 25 Temmuz'da Muğla'daki Akyol Camii'nde oğlunun cenaze namazının vatan haini suçlamasıyla kıldırılmadığını da söyledi. Oğlunun mezarlıkta kılınan namazın ardından toprağa verildiğini belirtti. Anne Bilsen Dağdaş, "Oğlum için camide Kuran okutmak istedim. Rahmetli evladımı yıkayan, aynı zamanda 7'sine kadar gelip Kuran'ını okuyan hoca, gidip camiye ne demişse kabul etmemişler. Annem ile oğlum bunun üzerine Vali ve müftüye gitmişler. Müftü bey, 'Elimizde yazı var. İsmi muallakta kalanlar için camide Kuran okutamayız' demiş. Vali bey ise 'Ben de anneme evde okutuyorum. Siz de evde okutun' demiş. Hayatta insan her şeyle karşılaşıyor. Vatanı için canını veren Ziyam bunların hiçbirini hak etmedi" dedi.