Güncelleme Tarihi:
Taylan YILDIRIM- Cavit AKGÜN/MUĞLA, (DHA) - CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1'i firari 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu 43'ü tutuklu 47 kişinin Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına iki günlük aradan sonra devam edildi. Darbeci sanık askerlerden pilot Albay Ali Aktürk, yakıt ikmali yapmak için Dalaman'a inecekleri sırada kulenin telsizle yaptığı uyarılara cevap vermemekle suçlanmasına, "İndiğimiz sırada etrafımız askerlerle çevrilmişti. Telsizden dost helikopter olduğumuzu söyledik. Ancak zaman zaman Yunanistan'dan gelen helikopterler bu şekilde inebildiği için bizi de öyle sanıp vurabileceklerini düşünerek tekrar havalandım" dedi.
Geçen 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele saldırı düzenleyen Özel Kuvvetler ve Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timlerinin de aralarında bulunduğu 43'ü tutuklu 47 sanığın yargılanmasına Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden başlandı. Yoklamayla başlayan duruşmada Pilot Albay Ali Aktürk, savunmasını yaptı. Kendisini bir şekilde 15 Temmuz talihsizliği içerisinde bulduğunu söyleyen Ali Aktürk, "Acil bir uçuş görevinin sorumluluğu gereği icra ettim. Suç teşkil ettiğine dair emarenin bulunmadığını düşündüm. Bilmeden, istemeden kendimi bu hadisenin içerisinde buldum. 16 Temmuz günü Çiğli'ye inişten sonra olayları öğrendim. Kendi isteğimde teslim oldum" dedi.
Kendilerine hem emniyette hem de cezaevinde kötü muamele yapıldığını, eşinin önce açığa alındığını sonrasında mesleğinden ihraç edildiğini de anlatan Ali Aktürk'ü, Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, sık sık savunmasını yapması için uyardı.
"SUİKAST TİMİNİ İSTANBUL'DAN İZMİR'E GETİRMİŞ"
Özel Kuvvetler'e bağlı suikast timini İstanbul'dan İzmir'e getiren helikopterin pilotu olan Albay Ali Aktürk, şunları söyledi:
"İstanbul'da özel kuvvetle gelen Şükrü Seymen, Çiğli'ye gideceklerini söyledi. Görevin mahiyetini sordum. Bana kendisinin de bilmediğini söyledi. Çiğli'deki konuşmalardan da diğer pilotlarında ne maksatla buluştuğumuzu bilmediklerini gördüm. Çiğli'de bulunduğum zamanda ülke genelindeki kalkışmadan haberim olmadı. Şarjım az olduğu için telefonumu kullanmadım. Uçuş sırasında ailemle çok konuşmam ve kısa keserim. O zamanda aradıklarında uçuşta olduğumu söyledim."
Uçuş sırasında Kara Havacılık Genel Komutanlığı'na vekalet eden Tuğgeneral Ünsal Coşkun'un kendisini aradığını ve ona Çiğli'ye yaklaştıkları bilgisini verdiğini de ifade eden Ali Aktürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Apronda yanımıza gelen general kendisini Gökhan Şahin Sönmezateş olarak tanıttı. Genelkurmay Başkanlığı'ndan emir geldiğini, askerlerin naklini yapacağımızı söyledi. Koordinatı Zeki Göçmen'e verdi. O da görevin mahiyetini sordu, ayrıntılı bilgi vermedi. Naklin helikopterle yapılacağını, görevin o askerleri oraya bırakmak ve tekrar almak olduğunu söyledi. Askerliğin doğasına dair davranış gereği bir daha görevi sormadım. Gece saat 01.40 gibi motor çalıştırdık. Kalkışa hazırdık ama kalkmadık. Görevin iptal edildiği, Ankara'ya gidileceği söylendi, biz gidemeyeceğimizi söyleyince, bizi uçuştan çıkardılar. Sonra ilk göreve dönüş olduğu söylendi. Beklediğimiz bu 35 dakika sürede helikopterler hep çalışır vaziyetteydi. Kalktıktan sonra 4 bin 500- 5 bin fit irtifalarda uçtuk. Bu helikopter için yüksek bir irtifaydı. Çiğli'de kalkış 02.15 gibi oldu. Marmaris'e inişimiz ise saat 03.29 oldu. Yerleşim yerleri vardı, sırasıyla iniş yaptık. İndirdiğimiz personel dönüş yapmadı."
KULEYLE BAĞLANTI KURAMAMIŞ
Yakıt ikmali yapmak için Dalaman'a inecekleri sırada tanıkların kulenin telsizle yaptığı uyarılara cevap vermemekle suçladığı Ali Aktürk, bu konuda ilginç bir savunma yapıp önlerindeki dağın görüşmeyi engellediğini ileri sürdü. Dalaman'daki pist hakkında önceden bilgisinin bulunduğunu da ifade eden Ali Aktürk, şöyle dedi:
"Pisti önceki görevlerden biliyordum. Yakıtın azalması sıkıntı oluşturacağından iniş yaptım. Telsiz teması helikopterin sık yaşadığı bir sorundur. Bu nedenle kuleyle telsiz teması yaşayamadım. İlk indiğimizde saat 03.51'di. Önce etrafta kimseyi görmedim. Kimseyi görmeyince motor susturduk. Kuleye askeri helikopter olduğumuzu yakıt ikmali istediğimi söyledim. İzmir'den gelip İzmir'e döneceğimizi söyledik. Kule bizden helikopterin etrafının sarıldığını teslim olmamızı istedi. Ben de yakıt ikmali yapmalarını istedim. Askeri helikopter olduğumu söyledim. Yunanistan'a yakın olduğu için Yunanistan helikopteri gibi algıladıklarını düşündüm. Etrafımızın erlerle sarıldığını gördüm. Motor susturum helikopterden indiğim sırada bizi vurabileceklerini düşünüp canımıza ve helikoptere zarar gelmesin diye kalkış yaptık. Imsık'a gitmek için havalandık ama buraya yakıt yetmeyeceğinden araziye iniş yaptık. Yakıt ikmali yaptıktan sonra personeli almak içini helikoptere bindik. Saat 04.55'di. Deniz üzerinde bulunduğumuz sırada helikoptere atış yapıldı.Çarpan mermi seslerini duyuyordum. Helikopteri düşürmek için bizleri öldürmek için aşağıdan ateş ettiler."
Kendilerinden önce Marmaris'te bir helikopter trafiğinin yaşandığını, diğer sanıklar gibi çatışmaya giren başka kişiler bulunduğunu da iddia eden Ali Aktürk, FETÖ üyeliği suçlamasını kabul etmeyip tahliyesini istedi.
FOTOĞRAFLI