Güncelleme Tarihi:
Mehmet ÇİL/DATÇA (Muğla), (DHA)- TÜRK şiirinin usta isimlerinden Can Yücel'in Muğla'nın Datça ilçesinde yaşamını sürdüren eşi Güler Yücel, 83 yıllık hayatını kitaplaştırdı.
Ankara Bilim, Kültür, Eğitim, Araştırma, Uygulama, Üretim ve İşletme Kooperatifi Kalkınma Atölyesi tarafından hazırlanan ve Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından basılan, 'Olduğu Gibi /Güler Yücel' isimli kitap, ülkenin en aykırı şairlerinden biriyle 43 yıl (1956-1999) evli kalan ve ondan 3 çocuk dünyaya getiren Güler Yücel'in hayatını anlatıyor. Usta şairin kaleminden adına onlarca şiir yazılan Güler Yücel, çocukluk yıllarıyla başladığı hayat hikayesinde, Can Yücel ile evli olduğu hayatının en önemli 43 yılını ve sonrasında Can'sız geçen yıllarıyla beraber 83 yıllık bir yaşanmışlığı, tüm gerçekliğiyle kitabında anlatıyor. Otobiyografi niteliğindeki kitapta, Güler Yücel'in gençlik yıllarından fotoğraflar olduğu kadar, üç çocuğunun babası Can Yücel ile Eski Datça'dan hatıraları ve elbette kendi fırçasından hayatını konu alan resimleri yer alıyor. 1000 adet basılan kitap, 161 sayfadan oluşuyor.
GELECEĞE NOT DÜŞMEK İÇİN HAYATINI KİTAPLAŞTIRDI
Kitabı 2 yıl önce yazmaya karar verdiğini söyleyen Güler Yücel, "Hayatımın, acı ve çile dolu anları kadar, tatlı ve keyifli anları da bu kitapta yer aldı. Ben, 1935'te Fatih'te bir Boşnak Mahallesi'nde dünyaya gözlerimi açtım. Ailem, eski Yugoslavya göçmenlerindendir. Kitabı yazmayı düşündüğün günlerde Rum bir kadın, eski Datça Mahallesi'ndeki evime ziyarete geldi. Evi görmek istiyordu. Yıllar önce ailesinin bu evde yaşadığını söyledi. Eve buyur ettim, çok duygulandı. Kendisini teselli ederken, benim ailemin de eski Yugoslavya'daki evlerini bırakıp, Türkiye'ye geldiğini anlattım. Karşılıklı birbirimizi teselli ettik. O zaman bu kitabı yazmaya karar verdim. Hayat böyle bir şey. Bir yerde bırakıyor, bir yerde devam ediyor. Esas olan devamlılık. Geleceğe not düşmek adına hayatımı kitaplaştırdım" dedi.
EDEBİYATÇI DEĞİLİM
Kendisini edebiyatçı olarak nitelendirmediğini ifade eden Yücel, "Ben edebiyatçı değilim, resim yaparım. Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun talebesiyim. Ondan, resim adına çok şey öğrendim. Türkiye'nin en iyi sanatçılarından biriydi. Hem Doğu'yu, hem de Batı'yı çok iyi bilirdi. Eski Datça'ya gelince, bir atölye kurup resimler yapmaya başladım. Can'ın, resme hiç kabiliyeti yoktu. O şiir yazarken ben de resimler yaparak oyalanıyordum. Çok resmini yaptım. Hayatımı kaleme almaya karar verince, o resimlerin bazılarını kitaba aldım. Kitapta yer alan resimler çok beğenildi. Şimdi, ilk kez bir resim sergisi açmak için hazırlık yapıyorum. Aynı zamanda kitabın imza günü olacak. Ben sanatçı olma iddiasında değilim. Kendime 'sanatçı', 'ressam' denilmesini sevmem. Tersi, bana tüccar hissi veriyor. Hem kitapta, hem de resimlerimde yaşadığımı, kendime dokunan şeyleri konu aldım. Sana dokunan şey, gerçekten dokunuyorsa ve sen bunu aksettirebiliyorsan, başkasına da dokunuyor" diye konuştu.
FOTOĞRAFLI