Güncelleme Tarihi:
Nilüfer DEMİR/BODRUM (Muğla), (DHA) - HAVA Kuvvetleri Komutanlığı eski Askeri Savcısı Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok, "Tuğgeneraller, tümgeneraller bu ülkedeki demokrasiye, hükümete, Cumhuriyet'e karşı, çok kanlı bir darbe girişiminde bulundular. Umarım bu dünyada da bu gafletlerinin bir yasal karşılığını da hukuki karşılığını da göreceklerdir. En geç 6 ay içerisinde bu komuta kademesinin yargıç önüne çıkacağını düşünüyorum" dedi.
Eski Askeri Savcı Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok, Bodrum'da DHA'nın sorularını yanıtladı. Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 17-25 Aralık'ta da hükümete karşı silahsız bir darbe girişiminde bulunduğunu söyleyen Üçok, "Bu darbe girişiminden sonra ülkemizdeki birçok insan Fetullahçı Terör Örgütü'nün hakikaten anlatıldığı gibi bir cemaat olmadığını ve bu ülkenin yönetimine talip olduğunu gördü. Bunu ilk fark edenlerin en başında da sayın Cumhurbaşkanı geliyordu. Cumhurbaşkanımız bu tehlikeyi hissettiği için bütün kamu kurum ve kuruluşlarında bu suç örgütüne karşı, gerekli girişimlerin yapılması konusunda talimat verdi. Bu süreçte şunu gördük; Birçok kamu kurum ve kuruluşlarında bu suç örgütüne karşı şu veya bu şekilde önlemler alınırken, bazı operasyonlar yapılırken, özellikle TSK'da yani ileride silahlı bir darbe yapabilme gücüne sahip olan TSK'da yeterli şekilde mücadele edilmediğini, hatta hiç mücadele edilmediğini gördük. Benim kanaatime göre TSK mücadele etmemenin yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti savcılarının yapmış olduğu bir takım soruşturmalarda da onların taleplerine gerekli cevapları vermeyerek, bu mücadelenin aksamasına da yol açmıştır" dedi.
KOMUTA KADEMESİNE ELEŞTİRİ
Darbe girişiminde komuta kademesinin de büyük bir zaafı olduğunu düşündüğünü belirten Üçok, şöyle devam etti:
"Çünkü terör örgütüne üye olan, bu ülkenin, Cumhuriyet'in değerlerine, bu hükümete, devlete karşı yapılan bu kalkışmanın baş sorumlularını, yani bu kalkışmanın bizzat içinde olan, hatta katliam yapabilecek kadar gözü dönmüş olan bu kişiler, ne yazık ki, şu andaki ve bundan bir önceki Özer dönemindeki komuta kademesi tarafından general ve amiral yapılmışlardır. Sayın Cumhurbaşkanına da bu konu iletildiğinde yani bu komuta kademesinde bir değişiklik yapacak mısınız diye, anladığımız kadarıyla olayların yatışmasını, en azından darbe tehlikesinin ortadan kaldırılmasından sonra dereyi geçerken at değiştirilmez diyerek bu süreçten sonra değişikliğe gideceğini anlıyoruz." 'TSK'NIN TÜRK HALKIYLA İLİŞKİLERİNİ KOPARMAYA ÇALIŞTI'
FETÖ'yle ilk karşılaşmasının 2009 yılındaki 'Işık Evleri' soruşturmasıyla olduğunu belirten Üçok, şunları söyledi:
"Bu örgütün TSK içinde hiyerarşik yapıya aykırı olarak illegal bir yapılanma içinde olduklarını tespit ettik. Bu örgütün TSK'nın Türk halkıyla ilişkilerini koparmaya gayret eden bir takım faaliyetlerde bulunduğunu, TSK personelini fişlediğini, onların arasında Alevi-Sünni, namaz kılan-kılmayan gibi ayrımlarla neticelendirilecek çalışmalar yaptığını, gizlilik dereceli emirleri çaldığını, sahte emirler düzenleyerek TSK'yı sözde terör örgütleri ile ilişkilenmeye çalıştıklarını tespit ettik. Bu o zamanlar Türk halkı tarafından terör örgütünün bilinmeyen bir yüzüydü. Biz bunu ilk kez o zaman gördüğümüzde, araştırma yaptığımızda da soruşturma kapsamında gözaltına aldığımız, ifadesini tespit ettiğimiz, tutukladığımız o astsubayların ifadelerinden TSK içerisinde çok geniş bir yapılanma içinde olduklarını albayların generallerin olduğu ifade etmişti. Bu soruşturma derinleştirme amaçlı ilerlediğimizde, hatırlayın ilk önce TSK'da askeri yargının bu tür soruşturmaları engellemesi için TCK 250. Maddesi'nde değişiklik yaptılar. Ardından bununla yetinmediler, benim bu soruşturmaların başından alınmam için çeşitli kumpas davaları kurdular."
'BU SÜREÇTEKİ EN KÖR ŞAHIS SAYIN ÖZEL'Dİ'
Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in "Darbeci olduklarını anlamadık" açıklamasını hatırlatan Üçok, şöyle konuştu:
"TSK'nın içerisindeki terfi sisteminde ne kadar çok bu terör örgütü mensuplarının yer aldığını, ne kadar büyük oranlarda terfi ettiklerini görüyoruz. Zaten sayın Özel, böyle bir terör örgütünün farkında olsaydı, bunları terfi ettirmezdi. Farkında olmuyoruz demek tabii ki buradaki problemi, sorumluluğu ortadan kaldırmıyor. TSK kumpasa uğradığında, Genelkurmay Başkanlığı'nın ilk YAŞ toplantısında 12 general-amiral arkadaşımızı Balyozcu diye emekliye sevk etti. 2. yılında 37 general-amiral arkadaşımızı emekliye sevk etti. 3. yılında Anayasa Mahkemesi Balyoz davalarında hukuka aykırılık vardır diyerek ihlal kararı vermiş olmasına rağmen, 1.5 ay sonra 12 arkadaşımızı daha emekli etti. Yani şunu demeye getiriyorum; Bu süreçteki en en kör şahıs sayın Özel'di. Bu nedenle böyle konuşması hiç yadırganacak bir şey değil. Komutanlık demek altını tutabilmektir. Böyle bir tabir vardır; Altından haberin olmazsa, altını tutamazsın. Bugün de gördük. Sayın komutanımızın, komuta kademesinin altından haberi olmadığı için altındakileri tutamadılar. Altındaki tuğgeneraller, tümgeneraller bu ülkedeki demokrasiye, hükümete, Cumhuriyete karşı, çok kanlı bir darbe girişiminde bulundular. Bu nedenle ben ölenlerin vebalinin bunlar üzerinde olduğu konusunda hiçbir tereddüttüm yok. Umarım bu dünyada da bu gafletlerinin bir yasal karşılığını da hukuki karşılığını da göreceklerdir. Hatta şuna inanıyorum en geç 6 ay içerisinde bu komuta kademesinin de yargıç önüne çıkacağını düşünüyorum."
FOTOĞRAFLI