Güncelleme Tarihi:
"MÜŞTEKİ HAKLIYSA NİYE 7- 8 AVUKAT İLE DURUŞMAYA GİRİYOR?"
Cumhurbaşkanlığı avukatlarının suçlamalarına söz alarak yanıt veren sanıklardan Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, "90 bin yıl yatacağımı bilsem, bana 'FETÖ'cüyüm' dedirtemezler. Çünkü, bu terör örgütü üyesi değilim" dedi.
Bu ülkenin insanlarının geleceğinin altına dinamit koyanlarla anılmak istemediğini belirten Tuğgeneral Sönmezateş, "Bu benim için onursuzluktur, şerefsizliktir. Bana bunu yapanlardan hesabını soracağım. Hayatım önemli değil ama bu zihniyetle her yerde mücadele etmek benim tek görevim olacak. Bunu yapanları tek tek ortaya çıkarmak için ne gerekiyorsa yapacağım. Haklılığımı kanıtlamak için bir avukat ile duruşmaya girdim. Müşteki haklıysa niye yedi, sekiz avukat ile duruşmaya giriyor?" dedi.
SALONDA GERGİN ANLAR YAŞANDI
Zaman zaman Cumhurbaşkanlığı avukatları ile sanıklar arasında tartışmalar yaşandı. Yerinden kalkarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatlarına bağırarak tepki gösteren sanık Yüzbaşı İsmail Yiğit'in yeri, Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ tarafından değiştirildi. Yüzbaşı Yiğit, salonda avukatlardan uzakta bir yere oturtuldu.
Mahkeme Başkanı Baştoğ, elinde cebinde olan sanıkları da "Mahkeme huzurunda olduğunuzu unutmayın. Elinizi cebinizden çıkarın, yoksa yerinizi değiştireceğim" diyerek uyardı.
Sanıklardan Üsteğmen Ali Sarıbey, Cumhurbaşkanlığı avukatlarının, 'Hepsi aynı toptan ifadeyi kullanıyorlar' sözlerini eleştirip, "Bunu bir hukukçuya yakıştıramıyorum. Avukatın yüksek sesle konuşmasını ev sahibine baskı olarak değerlendiriyorum" dedi.
Hava Astsubay Kıdemli Çavuş Abdülhamit Gülerden, "Maddi imkanım olmadığı için avukat tutamadım. Deliller üzerinden savunma yaptım. FETÖ'cü değilim. Bununla ilgili elinde delil olan varsa ortaya koysun" dedi.
SAVCI MÜTALAA VERDİ
Daha sonra savcı Ali Cenk, mütalaasını açıkladı. Savcı Cenk, mütalaasında, okunan talimatlara, gelen delillere bu aşamada diyecekleri olmadığını belirtip, haklarında yakalama kararı bulunan Fethullah Gülen, Burkay Karatepe ve Özcan Karacan'ın yakalanması için kırmızı bülten çıkarılmasına karar verilmesini istedi.
Savcı Cenk, Fethullah Gülen'in iadesi için gerekli yazışmaların yapılmasına, olayla ilgili olarak soruşturma aşamasında yapılan çalışmalar neticesinde ulaşabilecek kamera ve tüm sanıklarla ilgili HTS kayıtlarının tamamı dosyaya konulduğunda buna ilişkin taleplerin reddine karar verilmesine, sanıkların mal varlıkları üzerine tedbir kararlarının kaldırılmasının reddine, henüz tamamlayan dijital eylemler üzerindeki inceleme sonuçlarının beklenmesine, kovuşturma aşamasında ByLock kullanan sanıklarla ilgili olarak mesaj içeriklerinin istenmesine karar verilmesini talep etti.
İddianamede isimleri geçen ve sanıkların da savunmalarında kendilerinden bahsettikleri Mustafa Tor, Kanuni Çiçek, Yavuz Özfidan, Murat Selçuk Çor, Tevfik Şahbaz'ın tanık olarak dinlenmesine karar verilmesini de isteyen Savcı Ali Cenk, ayrıca, ifadeleri alınamayanlar için tekrar talimat yazılmasına, bu aşamada müşteki sıfatına sahip kişilerin davaya katılma kararının kabulüne karar verilmesine, sanıkların duruşma salonuna nakilleri sırasında güvenliklerin alınması ile ilgili kolluk birimine yazı yazılmasına, sanıklardan Albay Cenk Bahadır Avcı. Binbaşı Şükrü Seymen, Tuğamiral Tezcan Kızılelma, Cumhurbaşkanlığı eski başyaveri Kurmay Albay Ali Yazıcı ve Yarbay Hüseyin Yılmaz'a ek savunma hakkı tanınmasına ve tutuklu sanıkların tamamının tutukluluğunun devamına karar verilmesini istedi.
TUTUKLU KALMAYI TALEP ETTİ
Savcının mütalaasını okumasından sonra söz alan Komando Yüzbaşı Haldun Gülmez, "Burada alınan ifadeler ve deliller incelendiğinde, Cumhurbaşkanı'na karşı işlendiği iddia edilen suikast girişiminin gerçekleşmediği, ona yönelik bir suikast girişimi olmadığı ortadır ve açıktır" dedi. Buna rağmen mal varlıklarına tedbir konulduğunu söyleyen Yüzbaşı Gülmez, tutuklu kalmalarını talep ederek şunları söyledi:
"Yargılama sürecinde alnımızın akı ile elde ettiğimiz mal varlığımıza tedbir konulması kanunlarımıza aykırıdır. Maddiyatımıza el konularak, savunmamız engellenmesi hukukumuza da aykırıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 10 avukat göndererek bu davaya müdahil olmasını kabul etmiyoruz. Bizi bırakın, ailelerimizin baskı altına alınması, hayatlarının karartılması doğru değildir. Bugün de gördük ki hayati tehlikemiz dışarıda içeriden daha fazladır. Bu nedenle tutuklu kalmamı talep ediyorum."