Güncelleme Tarihi:
Nilüfer DEMİR- Hülya ELTEŞ / BODRUM (Muğla), (DHA)- MUĞLA'nın Bodrum İlçesi'nde, boşandığı eşi 27 yaşındaki Mert Toprak tarafından çalıştığı işyerinde boğazı kesilip, defalarca bıçaklanarak öldürülen bir çocuk annesi 25 yaşındaki Gizem Olgun'un ölümüne ilişkin davaya devam edildi.
Bodrum'daki bir turistik tesiste bahçıvanlık yapan Mert Toprak, 9 yıllık evliliğin ardından 2017 Ocak ayında boşandığı Gizem Olgun'u, Mart ayında çalıştığı mağazada boğazını keserek ve defalarca bıçaklayarak öldürmesiyle ilgili Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın üçüncü duruşması yapıldı. Duruşmaya tutuklu sanık Mert Toprak, avukatı Behice Tuğba Yılmazer, ölen Gizem Olgun'un babası Cenap Olgun, avukatı Funda Ekin Sümer ve Arzu Hazer, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Burak Murat Bayoğlu katıldı. Ayrıca duruşmayı Gizem Olgun'un ve Mert Toprak'ın yakınları, Bodrum Kadın Dayanışma Derneği üyeleri ve basın mensupları takip etti.
AĞABEYİ TANIKLIK YAPTI
Mert Toprak'ın ağabey Haydar Toprak, olaydan 2 gün önce Gizem Olgun'un ıssız bir yerde otomobilde bir erkekle ilişkiye girdiğini öne sürerek, "Tam Mert araçtan inecekti ki bizi fark ettiler, hemen oradan uzaklaştılar. Biz de onları takip ettik, ancak daha sonra kaybettik. Mert'e artık bu işin bittiğini söyledim" dedi.
Haydar Toprak daha sonra, Mert Toprak'ın geçen celsede anlattığı Cennet Koy'da tanımadığı kişilerle yaşanan tartışmayı anlatarak, olayın ardından eve gelip yattıklarını sabah kalktığında ise Mert Toprak evde olmadığını ve işe gittikten sonra cinayet haberini aldığını söyledi.
Baba Cenap Olgun, Haydar Toprak'ın beyanlarını kabul etmediğini, yalan söylediklerini ve kızı Gizem'e iftira attıklarını söyledi.
Önceki celselerde Gizem Olgun'a ait cep telefonunun açılması konusunda ara karar verilmiş olmasına rağmen, bilirkişi raporuna göre telefonun açılamadığı mahkemeye bildirilmesiyle, Sanık Toprak ve avukatının telefonda inceleme yapılmasına yönelik taleplerin yargılamaya bir yenilik katmayacağı nedeniyle, reddine karar verdi.
SAVCI HAKSIZ TAHRİK HÜKÜMLERİNİN UYGULANMAMASI YÖNÜNDE GÖRÜŞ BİLDİRİDİ.
Savcı, esas hakkındaki mütalaasında, iddianamede sanığın canavarca bir hisle hareket ederek, eylemini gerçekleştirdiği belirtilmiş ise de yüklenen eylemin gelişim şekli değerlendirildiğinde TCK'nın bu maddesinin uygulamayacağı yönünde görüş bildirdi. Savcı, sanık tarafından ileri sürülen ve Gizem'in özel hayatı veya üçüncü kişiler tarafından yapıldığı iddia edilen öldürme olayı iddialarının sanık lehine haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilirliği olmadığı düşüncesinde olduğunu belirterek, sanığın kasten adam öldürme suçundan cezalandırılmasına ve tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
EYLEMİN CANAVARCA BİR HİSLE GERÇEKLEŞTİRİLDİĞİ DE SABİTTİR.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Burak Murat Bayoğlu, mütalaya kısmen katıldıklarını belirterek, "Haksız tahrik hükümlerinin uygulanamayacağı kanaatindeyiz, ancak eylemin tasarlayarak gerçekleştirildiği sabittir. Whatsapp yazışmaları ve 1. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki tehdit ve şantaj dosyası eylemin tasarlayarak gerçekleştirildiğini göstermektedir. Hedef alınan vücut bölgesi, tanık beyanları dikkate alındığında yine eylemin canavarca bir hisle gerçekleştirildiği de sabittir. Bu hususlar dikkate alınarak sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ediyoruz" dedi.
Mahkeme heyeti, Mert Toprak'ın tutukluluk halinin devamına, her iki tarafın avukatlarının talepleri doğrultusunda esas hakkındaki savunmalarını hazırlamaları için süre verilmesine ve duruşmanın 21 Aralık saat 13.30'a bırakılmasına karar verdi.
Duruşmanın tamamlanmasının ardından Cenap Olgun'un avukatı Funda Ekin Sümer ve Bodrum Kadın Dayanışma Derneği üyeleri açıklama yaptı. Avukat Sümer yaşananın bir kadın cinayeti olmasına dikkat çekerek, "Tipik bir kadın cinayeti dosyasından çıktık. Sanık oldukça bilinçli bir şekilde hem evlilik boyunca hem de evlendikten sonra Gizem'i sürekli tehdit ederek, şiddet uygulayarak baskı altında tutmuş ve daha sonra da istedikleri olmayınca, bence, bu cinayeti gerçekleştirmiş. Kesinlikle bu dosyada işlenen suç hem politik olarak bir kadın cinayeti dosyası. Bu dosyada canavarca hisle cinayet işleme var, çünkü sanık birden çok yerinden baş bölgesinden üstelik tanıkların beyanına göre durması istenmesine rağmen başını kesmeye devam ederek bu cinayet işlemiş durumda. O yüzden bugün verilen savcı mütalaasında bu kısmın geri çekilmesini haksız buluyoruz. Bu konuda önümüzdeki celsede, beyanlarımızı hazırlayacağız. Aynı zamanda tasarlanarak işlenmiş bir cinayet. Birisiyle tartıştınız diye onu öldürme hakkınız yok, boşandınız istedikleriniz olmadı diye öldürme hakkınız yok" dedi.
Bodrum Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Figan Erozan, "Bizim için bu erkek şiddetinin en somut gösterilmiş ve en ağır şekilde bir kadının hayatını yok ederek sonuçlanmış bir dava. Bizim için savcının verdiği kararda, canavarca his olması için daha ne olması gerekiyor diye sormak çok istiyorum. Baş bölgesinden 24'e yakın bıçak darbesi alınıyor ve boynu kesilerek daha başka canavarca ne gerekiyor. Bir tek sevindirici yönü var, haksız tahrik indiriminin uygulanmamış olması bizim için değerli. Gizem bu insanla istediği için evlenmedi, bu dosyayı biliyoruz evlenmek zorunda kaldı. Evli kaldığı sürede de bu adam tarafından işkence gördü. Boşanmasına rağmen bu davada peşini bırakmadı, o en sonunda benim değilsen öldürürüm noktasına geldi. O yüzden en ağır cezayı alması gerekir" dedi.
FOTOĞRAFLI