IHA
Oluşturulma Tarihi: Eylül 30, 2015 16:52
BAŞKAN KOCADON, CNN TÜRK'E CANLI YAYIN KONUĞU OLDU
CNN Türk ekranlarındaki Mirgün Cabas’ın “Her Şey” programına konuk olan Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, canlı yayında Bodrum’da bayram öncesi yaşanan sel felaketi ile ilgili açıklama yaptı.
Başkan Mehmet Kocadon, Bodrum Belediyesi başkanlık makamında gerçekleştirilen çekim ile CNN Türk canlı yayınına bağlanarak “Her Şey” adlı programda programın yapımcısı ve sunucusu Mirgün Cabas’ın sorularını yanıtladı. Cabas, Bodrum’da yaşanan sel felaketi ile ilgili Bodrum Belediyesi olarak ne gibi önlemler alındığını ve yaşanan afetin Bodrum’a etkilerini sordu. Başkan Kocadon, büyükşehir yasası gereği belediyeye ait araçların çoğunun Muğla Büyükşehir Belediyesine devredildiğini, bu nedenle ilk müdahaleyi eldeki araçlarla yaptıklarını belirtti. Başkan, “Sel öncesinde Meteorolojinin uyarılarını dikkate alarak ekiplerimizi özellikle dere yataklarına yönlendirdik ve temizliğini elimizden geldiğince sağlamaya çalıştık. Ön hazırlıkları yaptık ancak bu kadar yoğunlukta bir yağmur ile daha önce karşılaşmamıştık. Bodrum, 30 yıldan bu yana ilk kez Eylül ayı ortalamasının yaklaşık 20 katı üzerinde 231,6 kilogram yağışa teslim oldu. Bu bir doğal afettir.” dedi.
“DOĞA İNSANA HER ZAMAN HAKİMDİR. BİZİM GÖREVİMİZ BU DOĞAL FELAKETLERİ MİNİMUM SEVİYEYE İNDİRMEK”
Başkan Mehmet Kocadon, program boyunca yaptığı konuşmada büyükşehir yasasının Bodrum gibi bölgelerde yeniden gözden geçirilmesi gereğine vurgu yaparak şu açıklamalarda bulundu: “Ben doğma büyüme Bodrumluyum. Bodrum bayramda misafirlerini beklerken aniden gelen ve hiçbirimizin ummadığı şiddette bir yağmuru ve arkasından da sel felaketini yaşadı. Bodrum’un tarihine baktığımızda da Bodrum bu kadar yoğun bir yağmurla hiç karşılaşmadı. Türkiye’de yaşanan birçok felakete baktığımızda, -bundan medet ummuyoruz tabi ki- mesela metrekareye 90 kilogram yağışın düştüğü yağmurda Ayamama Deresi taşmış ve 30’dan fazla vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Ve bir de Bodrum’a bakın; buraya 231,6 kilogram yağış düştü. Bodrum’da yaşanan bu sel felaketinde can kaybının olmaması da en büyük tesellimizdir. Bunun bir tek nedeni var: Meteorolojiden gelen uyarılara dikkat ederek Bodrum Belediyesi ekiplerimizle saat 11.00 - 12.00’den itibaren tedbirlerimizi almaya başladık. Saat 16.00’dan sonra ise şiddetlenince elimizdeki az imkanlarla araçlarla -çünkü biliyorsunuz çoğu aracımız büyükşehre geçti- alanda çalışmaya başladık. Özellikle gece şiddetlenen yağmurda da bütün arkadaşlar bütün belediye personeli seferber olarak özellikle şişkinlik yaratan alanlarda kepçelerimizle suyun önünü açarak sorunu çözmeye çalıştık ve bu çalışmalarımız sayesinde bir can kaybına sebebiyet vermedik. En büyük tesellimiz bu. Tabi ki bunun yanında maddi zararlarımız çok fazla. Şimdi alt yapı yetersizliğinden bahsediliyor. Tarihinde 231,6 kilogram yağış görmemiş bir Bodrum’da, bu yaşanan, tabi ki bir afettir. Ve tabi ki bu afetten çıkaracağımız çok büyük dersler de var. Özellikle Bodrum Yarımadası’ndaki dere yataklarının yeniden planlanması, yeniden elden geçirilmesi, DSİ - Belediye işbirliğinin tekrardan sağlanması lazım.”
Program yöneticisinin, büyükşehirlerdeki çarpık yapılaşma gibi Bodrum’da da dere yataklarında evler olduğunu hatta selden zarar gören sokaklardan birinin adının da Dere Sokak olduğunu belirtmesi üzerine ise Başkan Kocadon, “Biz asla bir suçlu arama derdinde değiliz ama o deredeki yapılaşmaya baktığımızda nereden baksanız 70 ile 75 yıl geriye gitmemiz lazım. Yeni bir yapılaşma değil o derenin çevresi. Diğer taraftan Azmakbaşı dediğimiz bölge de öyle. Bu dediğim bölgelerin yapılaşması çok daha geçmişe dayanıyor. O zamanlardan gelen bir hatanın faturasını şimdiki, bugünkü Bodrum’a yüklemek doğru değil. Doğa mı insana hakimdir, insan mı doğaya hakimdir? Doğa insana her zaman hakimdir ama bizim görevimiz, bu doğal felaketleri minimum seviyeye indirmektir. Bayramın birinci günü Bodrum’un sokakları pırıl pırıldı. Misafirlerimizi ağırlamaya başladık. Dükkanını su basmış esnafımız bayramın birinci günü dükkanını açmış bir vaziyette müşterilerini bekliyordu.” dedi.
“YETKİMİZ YOK DİYE YATACAK HALİMİZ YOK. BİRÇOK PROJE ÜRETİYORUZ, ÜRETTİK DE…”
Başkan Kocadon, iklim değişikliklerinin de etkili olduğunu belirterek, “İklimlerin değişmesi ki bunun da birçok faktörü var: karbondioksit gazlarının artması, ağaçların kesilmesi… Doğanın dengesi bozuluyor. Biz Bodrum’da bu güne kadar muson yağmuru türü bir yağmur hiç görmedik ki. Bodrum’da yağmur, saatlerce ılımlı bir şekilde yağardı hatta sevgililer el ele bu yağmurlarda dolaşırdı. Biz hayatımızda ilk defa böyle şiddetli yağan yağmur görüyoruz. Bodrum’da böyle bir şeyi hiç yaşamadık. Yağmurlu havalarda Bodrum’u romantik olarak lanse ederken sel felaketiyle karşılaştık. Doğanın dengesi de bozuldu. Bundan sonra derelerin ıslahı Devlet Su İşleri ve Muğla Büyükşehir Belediyesinin yetkisinde ama bizim de Bodrum Belediyesi olarak yetki buralarda deyip de yatacak halimiz yok. Birçok projeler üretiyoruz. Zaten bu projeleri daha önce de üretmiştik. Ancak bütün yetkiler, araçlar büyükşehre geçince şimdi büyükşehir ile koordineli çalışmak zorundayız.” şeklinde konuştu.
“BÜYÜKŞEHİR VEYA BÜTÜN ŞEHİR YASASI NE MUĞLA’YA NE BODRUM’A UYMADI”
Büyükşehir yasasıyla Bodrum’un çok zorlandığını da sözlerine ekleyen Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, “Bodrum Yarımadası’na baktığımızda, Bodrum bir alan üzerine kurulmuş bir şehir değil, büyük bir coğrafya üzerine kurulmuş bir şehir. Yani çıkıyorsunuz Bodrum’dan 20 kilometre gidiyorsunuz, Güvercinlik adlı yerleşimimize ulaşıyorsunuz. Sonra 15 kilometre daha gidiyorsunuz Mumcular yerleşimimize gidiyorsunuz. Özellikle Turgutreis ve Yalıkavak, Türkiye genelinde ilçe nüfusuna sahip olan mahallelerimiz oldu. 11 tane belediye ile yönetilen yarımada bir anda tek başına bir belediye olarak kaldı. Ve belediyenin yetkileri kısıtlanaraktan büyükşehre bağlandı. Onun için büyükşehir veya bütün şehir yasası ne Muğla’ya ne Bodrum’a uymadı. Sıkıntılar da buradan kaynaklanıyor. Sadece Bodrum için de değil Marmaris için Fethiye, Kuşadası, Alanya veya Manavgat için de geçerli bu. Bodrum’da ve özellikle Türkiye’deki turizm bölgelerinin olduğu, hayatın hızlı yaşandığı, değişken nüfusların yaşandığı ve çok fazla göç alan bölgelerde bu bütün şehir ya da büyükşehir yasasının tekrar gözden geçirilmesi gerekli. O kadar çok yetkimiz budandı ki, neredeyse şu Bodrum Belediyesinde oturuyorum ama ben ve ekibim önümüzdeki cadde meydana karışamayacak duruma geldik.” dedi.
“YETKİLERİMİ GERİ İSTİYORUM. BODRUM GİBİ DÜNYA MARKASI BİR YERİN YEREL YÖNETİMİ GÜÇLÜ OLMALI. BU AYNI ZAMANDA TÜRKİYE’NİN DE GÜCÜNÜ GÖSTERİR”
Başkan Kocadon ayrıca 17 yıldan fazladır belediye başkanlığı yaptığını da belirterek şöyle dedi: “İlk seçildiğim günden beri belediye başkanlığı yetkim neyse onları geri istiyorum. Yani bu imardan tutun da alt yapıya kadar, ekonomiye kadar personelin sevk ve idaresine kadar araç parkına kadar bütün bu yetkilere sahip, özellikle dünya markası olmuş Türkiye’yi dünyaya tanıtan bir Bodrum’un yerel yönetim olarak çok güçlü olması lazım. Bu aynı zamanda Türkiye’nin de gücünü gösterir. Bugün Bodrum Belediyesi olarak kıyı-kenara, derelere, ulaşıma, otogara karışamıyoruz, imarda yetkimiz çok az, vergi gelirlerimiz düştü. Şu anda yaptığımız ise diğer belediyeler gibi… Çöp topluyoruz, parklara çiçek dikiyoruz. Onun için Bodrum gibi turizmi canlı tutan, Türkiye ekonomisine büyük katkı sağlayan yerlerde daha önce de belirttiğim gibi bu bütün şehir yasasının yeniden gözden geçirilmesi lazım.”
“1 KASIM’DAN SONRA BÜTÜN ŞEHİR YASASININ TEKRAR GÖZDEN GEÇİRİLECEĞİNE İNANIYORUM”
Konuşmasının devamında Başkan, “Bodrum’un bir güzelliği de, bakın; Bodrum’da bir afet yaşandı ve bütün siyasi partilerimiz ve milletvekillerimiz hemen hem geçmiş olsun demeye geldi hem de bu sorunlarımızı nasıl aşarız diye bizlerle konuştu. Bunu mevcut hükümetimiz biliyor. Bütün şehir yasasıyla bazı yerlerin ne kadar zorlandığını çok iyi biliyor. Ben inanıyorum ki bu 1 Kasım seçimlerinden sonra özellikle Bodrum gibi Marmaris gibi Kuşadası gibi Alanya gibi yerlerdeki bütün şehir yasasının tekrar gözden geçirileceğine çok inanıyorum. Çünkü bunu hem mevcut milletvekillerimize hem de vekil adayı olmuş arkadaşlara anlatıyoruz ve bize yardımcı olun diyoruz çünkü bir daha söylüyorum: bakın, Bodrum 1,5 milyona yakın yurt dışı turistini ağırladığı, 3,5 milyona yakın da Anadolu halkının merak edip geldiği bir yer ama biz kıyı bandına karışamıyoruz. Mesela en büyük sıkıntılardan bir tanesi de şezlong kavgaları biliyorsunuz; şezlonglar paralıydı parasızdı, bedavaydı gibi. Kıyı bandının tasarrufu Milli Emlak’ta… Ecrimisil adı altında para toplanıyor ki bu ecrimisil de esasında bir ceza. Bunun kalkması lazım ama her sene bu parayı aldıkları için işletmeden, işletme de orayı kiraladığını sanıyor. Halbuki bu yetkiler belediyede olsa belediye oraya çok güzel bir şekilde şezlonglarını ve şemsiyelerini koyar, oradaki otelci veya restorancıyla bir anlaşma sağlar. Kimseden de para almadan herkes denize girebilir, güneşlenebilir ama yetki kimde? Milli Emlak’ta. Ama problem kimde? Vatandaş kimi biliyor? Yerel yönetimi, belediyeyi biliyor. Suçlu kim? Mehmet Kocadon, Bodrum Belediye Başkanı. Sıkıntılarımız hep bunlar.” dedi.
Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon son olarak sözlerini, “Bodrum Yarımadası 11 tane belediye ile yönetiliyordu, 11 tane belediye başkanı vardı ve yarımada halkı her zaman başkanına ulaşabiliyordu, derdini söyleyebiliyordu ama şimdi bir anda bir gecede bunların 10 tanesi kapatıldı ve bir tek belediye kaldı. Bugün Yalıkavak dediğimiz hepimizin bildiği marinasıyla inşaatıyla özellikle büyük yatırımlarıyla anılan yerin kışlık yerleşik nüfusu 30 bin. Yazlık nüfusu ise 300 - 350 bin civarında. Peki, şu an ne var Yalıkavak’ta biliyor musunuz? Bir tane mahalle muhtarı ve Bodrum Belediye Başkanı var. Bunun yanında Turgutreis de aynı. İşte bundan dolayı büyükşehir ya da bütün şehir yasasının tekrar Bodrum gibi yerlerde gözden geçirilmesi gerekiyor.” diyerek tamamladı.