28 Şubat Bizim Neyimiz Olur Konferansı

Güncelleme Tarihi:

28 Şubat Bizim Neyimiz Olur Konferansı
Oluşturulma Tarihi: Şubat 28, 2016 16:37

- Basın Yayın ve Enformasyon İl Müdürü Okur:- "Toplum üzerindeki algıdan dolayı 3 ay kendi öğrencilerimden başka hiç kimse bana selam bile vermedi"

MUĞLA (AA) - Muğla Basın Yayın ve Enformasyon İl Müdürü Cavit Okur, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak görev yaparken, 28 Şubat sürecinde irtica suçlamasıyla terfi durdurma cezası alarak sürgün edildiğini hatırlatarak, "Toplum üzerindeki algıdan dolayı 3 ay kendi öğrencilerimden başka hiç kimse bana selam bile vermedi” dedi.Ensar Vakfı, Denizli Medeniyet ve İnsani Yardım Derneği, Önder İmam Hatipliler Derneği tarafından Fethiye İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nagihan Kırkbeşoğlu, moderatörlüğünde düzenlenen "28 Şubat Bizim Neyimiz Olur?" konferansında konuşan Okur, 28 Şubat sürecinde MGK bildirisinin 3 ana başlığı olduğunu, bunlardan birincisinin irtica, ikincisinin imam hatip liseleri, üçüncüsünün ise tarikat ve cemaatlerle yasa dışı din devleti kurma çalışmalarını kapsadığını kaydetti.28 Şubat post modern darbesinin bin yıl süreceği iddia edilen bir süreç olduğunu ifade eden Okur, "Mimarları yanılsa da demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçen 28 şubat süreci 19'uncu yıl dönümünde bir kez daha sorgulanıyor. 28 Şubat, Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı değişikliklerin yapıldığı bir dönem. Yargının otorite altına alındığı, egemenliğe müdahale edildiği, siyasi partilerin devre dışı bırakıldığı bir dönem" diye konuştu.Sürecin Aralık 1995'te Necmettin Erbakan'ın partisi Refah Partisi'nin sandıktan birinci parti çıkmasıyla başladığını, 28 Şubat 1997'de en uzun Milli Güvenlik Kurulu toplantısının ardından Başbakan Erbakan'a baskıların iyice arttığını anlatan Okur, "O MGK'da 'bin yıl sürecek' denilen süreç için önemli bir viraj dönülüyordu. Alınan karalar hükümete bildirildi. Laiklik konusunda yasaların uygulanması istendi. MGK kararlarını uygulama komitesi kurularak ülke çapınca irtica avı başladı" dedi.Olayları fişlemelerin, meslek liselerinin ortaokul kısımlarının kapatılmasının takip ettiğini anlatan Okur, kendisinin de Muğla'da Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak görev yaparken, 28 Şubat sürecinde "irtica" suçlamasıyla terfi durdurma cezası alarak sürgün edildiğini kaydetti.Soruşturma kapsamında 500 sayfalık bir iddianame hazırlandığını kaydeden Okur, şunları ifade etti:"Hepsi de Kur'an tefsiriydi. Ama onlara göre suçtu. Hatta bana göre gülünç olan bir şey vardı. 'Laiklik din dışı şeydir' demiştim öğrencilere, dediler ki 'Bunu diyemezsin.' 'Niye, kitapta böyle yazıyor' dediğimde, 'Ders kitabında yazar ama sen bunu söyleyemezsin' diyerek, onu da suç olarak değerlendirmişlerdi. Bu kitaplar içinde Ensar Vakfının damgası var diye, Victor Hugo'nun 'Sefiller' adlı eseri bile vardı. Mahkemelerden sonra istediğimde kitaplarımı geri vermediler, öyle kaldı gitti."Cavit Okur, 28 Şubat post modern darbesinin 1980 ve diğerlerinden daha ağır bir darbe olduğunu belirterek, "Toplum üzerindeki algıdan dolayı 3 ay kendi öğrencilerimden başka hiç kimse bana selam bile vermedi. Biz sadece gençlerin, yeni neslin ahlaklı ve imanlı yetişmesi için çalıştık" diye ifade etti.Denizli Medeniyet ve İnsani Yardım Derneği Başkanı Mehmet Ali Öner ise 28 Şubat'ın demokrasiye vurulan bir hançer olduğunu dile getirdi.28 Şubat'ın Türkiye’nin Kerbalası olduğunu kaydeden Öner, "28 Şubat aynı zamanda 17-25 Aralık sürecinin kardeşidir. Hak infazıdır. Yanmakta olan bir evin üzerine benzin dökerek karşıya geçip izlemektir. 28 Şubat ne başlangıç ne de sondur" değerlendirmesinde bulundu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!