IHA
Oluşturulma Tarihi: Mart 20, 2015 16:22
BOZYAZI İLÇESİ TOPLUM SAĞLIĞI MERKEZİ SORUMLU HEKİMİ DR. AHMET HAKAN ACI (MAVİ KRAVATLI), İLÇEDEKİ PAZAR YERİNDE KURDUKLARI STANTTA, VATANDAŞLARI ‘GRİBAL ENFEKSİYONLARDAN KORUNMA’, ‘PULMONER REHABİLİTASYON’ VE ‘TUZA DİKKAT’ KONULARINDA BİLGİLENDİREREK BROŞÜR DAĞITTI.
Mersin’in Bozyazı ilçesi Toplum Sağlığı Merkezi (TSM) tarafından, ilçedeki pazar yerinde kurulan stantta, vatandaşlar ‘Gribal Enfeksiyonlardan Korunma’, ‘Pulmoner Rehabilitasyon’ ve ‘Tuza Dikkat’ konularında bilgilendirilerek broşür dağıtıldı.
Bozyazı TSM Sorumlu Hekimi Dr. Ahmet Hakan Acı, vatandaşa toplu olarak ulaşmanın en etkin yolunun alışverişin yapılan pazar yeri olduğunu, bu nedenle halkın farkındalığını arttırmak için pazar yerine stant kurarak bilgilendirme yaptıklarını söyledi. Gripten korunma konusunda bilgi veren Dr. Acı, “Mevsim nedeniyle gribal enfeksiyonlarla karşılaşılmaktadır. Tüm hastalıklarda olduğu gibi gribal enfeksiyonlardan korunmak kendi elimizde. Bu nedenle hepimizin beslenmesine azami derecede önem vermesi gerekir. Üç ana öğün, 2-3 ara öğün şeklinde beslenilmeli, her öğünde her besin grubundan tüketilmelidir” dedi.
El hijyeninin çok önemli olduğunu, sık sık ellerin sabunla yıkanması gerektiğini dile getiren Acı, ayrıca, yerlere tükürülmemesi, öksürüp hapşırırken ağız ve burnun peçete ile kapatılması, burnun peçete ile silinerek peçetelerin çöp kutusuna atılması ve yaşadığımız ortamların sık sık havalandırılmasının da gripten korunmada çok önemli olduğunu belirtti. Acı, “Halsizlik, yorgunluk, kırgınlık, hapşırma, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, baş ağrısı şikayetleri varsa mutlaka doktora başvurulmalı ve doktorun önerisi doğrultusunda hareket edilmelidir. Bol su içilmeli ve kalabalıklardan uzak durulmalıdır. Gribal enfeksiyonlarda kişilerin istirahatı çok önemlidir. Gribal enfeksiyonlarda 5 yaş altı çocuklar, 65 yaş üstü yaşlılar, yaşlı bakım evi, huzurevinde kalanlar, kronik hastalığı olanlar böbrek hastalıkları, şeker hastalığı, kalp hastalığı, kanser tedavisi görenler, bağışıklık sistemi baskılanmış olanlar risk grubundadır” ifadelerini kullandı.
Pulmoner Rehabilitasyon etkinlikleri kapsamında broşür dağıtıp bilgilendirme yaptıklarını, sağlık personeline ise hizmet içi eğitim çalışması yapacaklarını söyleyen Acı, “Pulmoner Rehabilitasyon, kronik hava yolu hastalıklarının, KOAH-Astım, bronşektazi, interstiyel akciğer hastalıkları, kistik fibrozis, göğüs duvarı hastalıkları, nöromusküler hastalıklar, akciğer nakli öncesi ve sonrası, akciğer kanseri, obezite ilişkili tüm akciğer hastalıkları ve hastalarının fiziksel ve psikolojik durumlarını düzeltmeyi ve sağlığı geliştirici kalıcı davranışları sağlamayı hedefleyen, hasta değerlendirmesini takiben bireysel olarak belirlenen egzersiz eğitimi, davranış değişikliği ve eğitim gibi yaklaşımları içeren, kapsamlı uygulamalar bütünüdür. Kronik hava yolu hastalıklarında nefes darlığına bağlı olarak çabuk yorulma, güçsüzlük gibi nedenlerle fiziksel aktivite yapmakta zorlanabilirsiniz. Rahat bir yaşam sürebilmek için yapabileceğimiz birçok şey var. Yaşam kalitenizi sigara içiyorsanız sigarayı bırakarak ve içilen ortamlarda bulunmayarak, ilaçlarınızı doğru kullanarak ve egzersiz yaparak arttırabilirsiniz. En basit ve en önemli egzersiz düzenli yürüyüştür” diye konuştu.
Egzersiz yapabilme özelliğindeki kronik hava yolu hastaları için günlük 20 dakika yürüyüş önerdiklerini ifade eden Dr. Acı, bu konuda da şu önerilerde bulundu: “Yürüyüş programları yürüme mesafesi ve yürüme süresi artacak şekilde planlanmalıdır. Yürürken düz bir zemin üzerinde yürünmeli, hastanın nefes açıcı ilacı her zaman yanında bulundurulmalıdır. Eğer hasta oksijen kullanıyorsa oksijenle birlikte yürünmelidir. Oksijen kullanılması gerekliliği ve oksijen kaynağının seçimi göğüs hastalıkları uzmanı tarafından yapılmalıdır. Fazla
yemek yedikten sonra yürünmemelidir.”
“FAZLA TUZ TÜKETİMİ BİRÇOK HASTALIĞA NEDEN OLUYOR”
Tuz tüketiminin azaltılması konusunda eğitim çalışmalarının devam ettiğini de kaydeden Dr. Acı, günlük tuz ihtiyacının bir çay kaşığı (5 gram) olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Ne yazık ki, ülkemizde bu miktar 15-20 grama kadar çıkmaktadır. Tuz tüketiminin fazla olması çocukluk çağından itibaren böbrek yetmezliği, yüksek tansiyon, beyin kanamaları, felç, mide rahatsızlıkları, kalp damar problemleri, bazı kanserler, kemik erimesi gibi birçok hastalığa neden olmaktadır. Bu nedenle günlük tuz tüketimini azaltmalıyız. Tuzu az ama doktor tarafından önerilmediği takdirde iyotlu tuz kullanmalıyız. Kullandığımız tuz miktarını azaltmak için etiket okuma alışkanlığı edinmeliyiz. Tuzu fazla olan gıdalardan uzak durmalıyız. Sofralardan tuzlukları kaldırmalıyız. Yemeklerin tadına bakmadan tuz ekmemeliyiz. Hepinize sağlıklı, mutlu günler diliyor, sağlığınız için bilinçli davranmanızı öneriyorum.”