Akdeniz’de ’Melemez Köyü Giritliler Festivali’ Coşkusu

Güncelleme Tarihi:

Akdeniz’de ’Melemez Köyü Giritliler Festivali’ Coşkusu
Oluşturulma Tarihi: Nisan 20, 2015 13:09

MERSİN'İN MERKEZ İLÇE AKDENİZ BELEDİYESİ TARAFINDAN DÜZENLENEN 'MELEMEZ KÖYÜ GİRİTLİLER FESTİVALİ', MERSİN HALKINDAN YOĞUN İLGİ GÖRDÜ. GİRİT MÜBADİLLERİNİN YAŞATMAYA ÇALIŞTIĞI GELENEK VE KÜLTÜRLERİNİ YAKINDAN TANIMA FIRSATI BULAN ZİYARETÇİLER, GERÇEKLEŞTİRİLEN ETKİNLİKLER VE STANT DÜZENLEMELERİ İLE FESTİVAL COŞKUSUNA ORTAK OLDU.

Mersin’in merkez ilçe Akdeniz Belediyesi tarafından düzenlenen ’Melemez Köyü Giritliler Festivali’, Mersin halkından yoğun ilgi gördü. Girit mübadillerinin yaşatmaya çalıştığı gelenek ve kültürlerini yakından tanıma fırsatı bulan ziyaretçiler, gerçekleştirilen etkinlikler ve stant düzenlemeleri ile festival coşkusuna ortak oldu.
Akdeniz Belediyesi, kentte yaşayan farklı kültürlerin birbirlerini tanıması, gelenek ve göreneklerin gelecek nesillere aktarılmasını amaçlayan ’yerel etkinlikler’ dizisine başladı. Etkinliklerin ilki, Bağcılar mevki İhsaniye Mahallesinde yapılan ’Melemez Köyü Giritliler Festivali’ oldu. Günler öncesinden başlayan hazırlıklar çerçevesinde festivalin yapılacağı meydanın çevre düzenlemesini yapan Akdeniz Belediyesi, buradaki 3 evin dış duvarlarını da Girit Adası’na özgü mavi-beyaz renklerle boyadı. Festival günü alan ve stant düzenlemelerini de gerçekleştiren Akdeniz Belediyesi, etkinliğe katılma isteyen Mersinlileri Pozcu, Özgür Çocuk Parkı, Kazanlı, Adanalıoğlu ve Şevket Sümer Mahallesinden ücretsiz olarak İhsaniye Mahallesine taşıdı. Çok sayıda vatandaşın ilgi gösterdiği festivale, Akdeniz Belediye Eş Başkanları Yüksel Mutlu ve Fazıl Türk, Eş Başkan Yardımcıları Sebahat Gençtarih Cebe, Ülfiye Özcan, Hakim Baykara ve Bedrettin Gündeş, Meclis üyeleri Canan Yüce ve Faik Eroğlu ile belediye ve çeşitli sivil toplum örgütü temsilcileri de katıldı.
Tamamen doğal ve ev yapımı peynir, zeytin, zeytinyağı, ekmek, turşu, sirke gibi ürünleri satın alan konuklar, aynı zamanda köylülerin yaptığı pasta, börek ve hamur işi yiyeceklerin de tadına bakma şansı buldu. El emeği göz nuru işlemeli kıyafet ve dokumalar ile Akdeniz mutfağında önemli bir yer tutan şevket-i bostan, marata otu gibi bitkilerin de yer aldığı tezgahlar ise konuklardan özel bir ilgi gördü. Ayrıca Eş Başkanlar Yüksel Mutlu ve Fazıl Türk, etkinlik kapsamında köyün içerisinde fidan diktiler. Festivalin açılışında söz alan Akdeniz Belediyesi Eş Başkanı Yüksel Mutlu, ilk kez gerçekleştirilen bu festivali düzenlemekten dolayı son derece mutlu olduğunu dile getirdi. Hazırlık çalışmalarında yer alan tüm mesai arkadaşlarına emeklerinden ötürü teşekkür eden Mutlu, “Onların emeği böyle bir güzel organizasyonun temelini oluşturdu. Bu etkinlikleri düzenlerken bizim hedefimiz yöresel etkinlikler yapmaktı. Ancak bunu yaparken de kültürlerin tanıtımını gerçekleştirmek ve yok olmaya yüz tutmuş kültürleri yaşatmaya yönelik bir irade de göstermekti. Çünkü Mersin Türkiye’nin küçücük bir prototipidir. Tüm farklılıkların bir arada zenginlik olarak görüleceği, özgürce yaşayabilecekleri bir yerdir. Ben bu köye ilk geldiğimde çok etkilendim. Böyle bir festivalin gerekli olduğunu hissettim. Biz farklı kültürlerin temsilcileri olarak her şeyden önemlisi kendi kültürümüzden, dilimizden geleneklerimizden vazgeçmeyeceğiz. Farklılıklarımızla bu meydanda olduğu gibi bir medeniyet bahçesi haline geleceğiz. Bu bahçenin içerisinde kardeşçe bir arada yaşamayı biliyoruz. Bu küçücük güzel birliktelik, merkezi iktidara örnek olsun. Bundan sonra da Melemez Köyü halkı bunu geleneksel hale getirsin. Önümüzdeki yıl da elbirliğiyle festivalimizi yeniden düzenleyelim” şeklinde konuştu.
Akdeniz Belediyesi Eş Başkanı Fazıl Türk ise bu coğrafyanın tarihinin acı ve gözyaşı ile dolu olduğunu vurguladı. Toplumları farklı zamanlarda farklı acılara maruz kaldığını ifade eden Türk, “Ama hepimizin gözyaşı ortaktır. Şu anda festival havası nedeniyle renkli görüntülere sahne olan köyümüzün de kuruluş hikayesi aslında birçok acıyı içinde barındırıyor. Ben bizzat iki yaşlı amcadan buraya geliş hikayelerini dinledim. İki kafile olarak geldiklerini, bu kafilelerin yaşadığı zulmü ve çileyi ilk ağızdan öğrendim. Şimdi bu insanlarımızın kültürlerine sahip çıkması için gerekli politikaların hayata geçmesi gerekiyor. Çünkü bu kültürler bırakın bir ülkeyi, tüm dünyanın zenginliğidir. Yaşlıların dışında kalan insanların kendi dilini unutması çok acıdır. Dilini gelecek kuşaklara aktaran, yansıtanların dili ve kültürü hiçbir zaman ölmez” dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!