Güncelleme Tarihi:
Nezir GÜNEŞ/ MARDİN, (DHA)- DARBE girişimi soruşturması kapsamında tutuklanan ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ihraç edilen Mardin 70'nci Mekanize Tugay Komutanı Tuğgeneral Salih Kırhan, savcılığa verdiği ifadesinde, 15 Temmuz günü öğle saatlerinde 7'nci Kolordu Komutanlığı Kurmay Başkanı'nın kendisini arayıp, Genelkurmay Başkanlığı'nca helikopter uçuşlarının ikinci bir emre kadar yasaklandığını söylediği ortaya çıktı.
Mardin 70'nci Mekanize Tugay Komutanı Tuğgeneral Salih Kırhan, 15 Temmuz darbe girişimi soruşturması kapsamında tutuklanarak cezaevine konuldu. Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ihraç edilen Tuğgeneral Salih Kırhan'ın Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı'nda verdiği ifadede darbe gününü anlatırken, 15 Temmuz günü öğle saatlerinde 7'nci Kolordu Komutanlığı Kurmay Başkanı Albay Sabahattin Kılınç'ın, kendisini telefonla aradığı, Genelkurmay Başkanlığı'nca helikopter uçuşlarının ikinci bir emre kadar yasaklandığını söyledi. Darbe girişimini televizyonda öğrendiğini öne süren Tuğgeneral Kırhan'ın savcılık ifadesi şunları söyledi:
"15 Temmuz 2016 günü saat 06.00'da Mazıdağı'ndaki operasyon komutanı olarak Mazıdağı Evciler Karakolu'na gittim. Orada operasyonun sevk ve idaresini yapmaktaydım. Öğle saatlerinde Kolordu Kurmay Başkanı Albay Sabahattin Kılınç, Genelkurmay Başkanlığı'nca helikopter uçuşlarının ikinci emre kadar yasaklandığını beni telefonumdan arayarak bildirdi. Bu bildirimden önce yönettiğim operasyon sırasında bir hava unsur aracımız bulunmamaktadır. Sadece benim güvenliğim noktasında bir Sikorsky helikopter, Sayın Kışlası'nda bekletilmekteydi. Bir tane de Kobra taarruz helikopteri de Diyarbakır Askeri Havaalanı'nda bekletilmekteydi. Sabahattin Kılınç komutanımız, beni sıkı sıkı tembihletti kesinlikle havada unsurumuz olmasın diye. Bu bilgi Kurmay Başkanlığı'ndan gelen emir olduğu için ben teyit etme veya neden şimdi havada unsurumuz olmasın diye sorgulamaya geçmedim. Sonrasında ben ve yanımdaki askeri personelimle bölücü terör örgütünün elindeki füzeler olduğu bilgisinden dolayı hava unsurlarımıza karşı eylemde bulunacaklarını düşünerek gelen emri sorgulama anlamında çok üzerinde durmadık. Aynı günün gecesinde bulunduğum karakolda televizyonlardan İstanbul'da Boğaziçi köprülerinin askerler tarafından kapatıldığını haberlerini duydum. Bu konuda önemli bir şeyler olduğunu düşünerek, Kolordu, Genelkurmay, Kara Kuvvetleri ve konudan haberdar olduğunu düşündüğüm askeri yetkililerin hemen hemen hepsini aradım. Aradığım yetkililer de bana, 'hiçbir şeyden bizim bilgimiz yok' diyerek konudan haberinin olmadığını ilettiler. Basında çıkan haberlerden hemen sonra Tugay Kurmay Başkanımız Binbaşı Muhammet Çavdaroğlu beni arayarak Genelkurmay Başkanlığı'ndan hareket yıldırım ivedilik derecesinde bir mesajın geldiğini, sıkıyönetim ilan edildiğini, benim de Mardin Sıkıyönetim Komutanı olduğumu söyledi. Listeden bazı sıkıyönetim komutanları olarak şu isim böyle olmuş, diğer komutanımız şöyle olmuş diyerek sıkıyönetim komutanlarına iletti."
VALİ'DEN KOMUTANA UYARI: SAKIN YANLIŞ BİR ŞEY YAPMAYALIM
Tutuklu Tuğgeneral Kırhan, darbe gecesi Mardin Valisi Mustafa Yaman ile yaptığı görüşmeyi anlatarak, Yaman'ın kendisine, 'Paşam bir samimiyetimiz var. Sakın yanlış bir şey yapmayalım, yoksa kapınıza adam koymak zorunda kalırım' dediğini söyledi. Tuğgeneral Kırhan, ifadesinin davamında şunları söyledi:
"7'nci Kolordu Komutanı İbrahim Yılmaz'ın Diyarbakır Sıkıyönetim Komutanı olduğunu söylendi. Bu şekilde bütün Tugay Komutanlarının bulundukları illerde sıkıyönetim komutanları olduklarını ileterek okudu. Bunun üzerine ben Kolordu Komutanı'nı aradım ve durumun ne olduğunu, bir emrin olup olmadığını sordum. O da kendisinin de haberinin olmadığını, karargaha geçip duruma bakacağını, o zamana kadar kimsenin kışla dışına çıkmasına izin vermememi, bu konuda yanımdaki rütbeli arkadaşları yanıma çağırıp onların şahitliğinde sorumlu olduğum kışlaya telefonla bilgilendirme yapmamı emretti. Ben bu emir doğrultusunda bana bağlı komutanlardan Kızıltepe Hudut Alay Komutan Vekili Albay Şenol Şahin, Midyat Garnizon Komutanı Albay Mehmet Uysal ve Tugay Kurmay Başkanı Binbaşı Muhammed Çavdaroğlu ve El Jandarma Komutanı Alaaddin Karsavuran isimli askeri rütbeli arkadaşlarımı, Mazıdağı Karakolu'nda bulunmam dolayısıyla Jandarma Binbaşı Mete Ayhan, Kurmay Yüzbaşı Üzeyir Aksüt ve Jandarma Üsteğmen Şenol isimli askeri personelleri yanıma çağırıp şahit olmaları ile birlikte telefonumdan aradım. Ve kesinlikle kışla dışına kimsenin çıkmayacağı, nizamiyeleri kontrol altında tutmalarım, özellikle silahlıklara dikkat etmelerini, sakin olmalarını ve görevlerinin başında beklemelerini emrettim."
Tuğgeneral Kırhan, daha sonra Mardin Valisi Mustafa Yaman'ı telefonla aradığını belirterek, "Kendisine neler olup bittiğini, durumun ne olduğunu sordum. Bir karışıklık var, sizin haberiniz var mı diye sordum. O da bana, 'paşam bir samimiyetimiz var. Sakın yanlış bir şey yapmayalım. Yoksa kapınıza adam koymak zorunda kalırım' dedi. Ben de kendisine cevaben kesinlikle farklı bir şeyin olmayacağını, birlikleri uyardığımı, kesinlikle kışla dışına çıkmamalarını askerlerime emrettiğimi, sağduyuyu elden bırakmamamız gerektiğini söyleyerek görüşmemizi sonlandırdık. İl valimizle haber içeriğindeki gibi bana sen buraya adım atarsan "vururum seni" gibi bir söylemi olmamıştır, söz konusu haber içeriği asılsızdır. Sonrasında İl Emniyet Müdürümüz Lütfullah Uğur Pekcan'ı arayarak, aynı şekilde sağduyuyu elden bırakmamamız gerektiğini, anlaşılmaz bir durumun olduğunu sükuneti muhafaza etmemiz gerektiğini, birlikleri muhafaza altına aldığım konuları söyleyerek bilgi verip telefon görüşmemizi sonlandırdık. Televizyondan bahse konu olayları takip etmeye devam ettim. Önce Başbakan'ın sonra Sayın Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarını dinledikten sonra bunun emir komuta zinciri içerisinde yapılmış bir faaliyet olmadığını, küçük bir grup tarafından yapılmış anarşik bir kalkışma olduğu kanaatine vardık" dedi.
FOTOĞRAFLI