Rektörden Osmanlı Türkçesi dersine destek

Güncelleme Tarihi:

Rektörden Osmanlı Türkçesi dersine destek
Oluşturulma Tarihi: Aralık 31, 2014 14:50

- MAÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Ahmet Ağırakça, Milli Eğitim Şurası Genel Kurulu'nda Osmanlı Türkçesinin liselerde zorunlu ders olmasına yönelik tavsiye kararı alınmasını akademik ve çağdaş bir yaklaşım olarak değerlendirdi - Prof. Dr. Ağırakça: "Osmanlıca alfabesini iyice öğrenmeden ilmi hayatımızı tarihle irtibatlandırarak zenginleştiremeyiz. Bu ilmi hayatı zenginleştirmenin tek yolu Osmanlıca Türkçesiyle yazı yazmayı öğrenmek. Bu da birkaç haftada öğrenilebilir" - "Tommiks, Teksaslar, bunlar neden yazılmasın. Öğrencilerimiz bunları okumak istiyorlarsa Red Kit veya Pinokyo'yu bu harflerle gayet tabii olarak yazarız"

Haberin Devamı

MARDİN (AA) - NAZMİ AKYOL - Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) Rektör Vekili Prof. Dr. Ahmet Ağırakça, "Osmanlıca alfabesini iyice öğrenmeden ilmi hayatımızı tarihle irtibatlandırarak zenginleştiremeyiz. Bu ilmi hayatı zenginleştirmenin tek yolu Osmanlıca Türkçesiyle yazı yazmayı öğrenmek. Bu da birkaç haftada öğrenilebilir" dedi.

Prof. Dr. Ağırakça, AA muhabirine, 19. Milli Eğitim Şurası Genel Kurulu'nda Osmanlı Türkçesinin liselerde zorunlu ders olmasına yönelik tavsiye kararı alınmasını akademik ve çağdaş bir yaklaşım olarak değerlendirdi.

Osmanlıca eğitimi ile Türk milletinin tarihiyle olan irtibatını yeniden sağlayacağını ve bin yıl öncesinden başlayan tarihi birikimin ilmi hayata, öğrencilere ve yeni nesillere ulaşmasının mümkün hale geleceğini ifade eden Ağırakça, ayrıca Osmanlıca yazılan eserlere de ulaşılacağını kaydetti.

Haberin Devamı

- "İlmi hayatımız zenginleşecek"

"Bugün sadece 1928'den bu yana yazılan eserlere değil, 960'lı yıllardan günümüze kadar yazılmış eserlere de rahatlıkla ulaşabileceğiz. İlmi hayatımız zenginleşecek" diyen Ağırakça, bunun son derece önemli olduğunu vurguladı.

Ağırakça, "Yapılan harf değişikliğiyle bin yıl Türk kültürünü bir araya getiren muazzam bir bilgi hazinesi, akademik çalışmalar ve kültürü geride bırakmak zorunda kaldık. Bu süre içerisinde yazılan yüz binlerce esere ulaşabilmenin tek yolu Osmanlıcanın öğrenilmesinden geçiyor" dedi.

Türkiye'de her kütüphanede mutlaka bir Osmanlıca eserin bulunacağına işaret eden Ağırakça, bu eserlerden öğrencilerin mahrum kaldığını savundu.

Ağırakça, öğrencilerin ancak 1928 yılından itibaren yazılan eserleri okuyabildiğine dikkati çekerek, şöyle dedi:

"Araştırmaları çok köklü ilmi ve akademik tarihle bir irtibat kurmak suretiyle yapabilmenin tek yolu bu harflerin öğrenilmesidir. Aksi takdirde bu neslin kültürü 1928'den 2014 yılına kadar ki kısa bir süreçtir. Bizim tarihimiz bundan ibaret değil. Osmanlıca alfabesini iyice öğrenmeden ilmi hayatımızı tarihle irtibatlandırarak zenginleştiremeyiz. Bu ilmi hayatı zenginleştirmenin tek yolu Osmanlıca Türkçesiyle yazı yazmayı öğrenmek. Bu da birkaç haftada öğrenilebilir."

Haberin Devamı

Kullanılan alfabenin bir toplumu ileri götürdüğü ya da geri bıraktığını söylemenin akıl karı olmadığını aktaran Ağırakça, şunları kaydetti:

"Bir toplumu dünyanın en ileri teknolojisine sahip olan Japonya’nın kullandığı harfler, Çin’in kullandığı harfler ve onlara yakın olan diğer ülkelerin kullandığı harfler çok zor ve kullanılması gayet çetrefilli. 2 bin harften oluşan bir alfabe bugün Çin’de kullanılıyor. Bugün Çin’in ulaştığı nokta harflerinin ileriye veya geriye götürmesiyle asla bağdaşlaştırılamaz. Eğer böyle bir şey olsaydı Çin’in ve Japonya’nın ulaşmış olduğu teknolojik düzey harflerinden dolayı çok daha geride olmalarını gerektiren bir durum olurdu."

Haberin Devamı

- "Osmanlıca alfabesi 10 dakikada öğretilebilir"

Ağırakça, Osmanlıca'nın son derece basit bir alfabe olduğunu ve bu alfabeyi çok rahatlıkla 10 dakika içerisinde öğretebileceklerini söyledi.

Çalışkan bir öğrencinin eski harflerle yazılmış Türkçe'yi 2 günde çok rahat okumaya başlayabileceğini ifade eden Ağırakça, şöyle devam etti:

"Bir öğrenci, ay içerisinde de çok rahat yazı yazmaya başlar. Benim şu anda ilkokulu bitiren ve 5'inci sınıfta olan torunum çok rahat bir şekilde Türkçe olarak okuyor ve yazıyor. Eylül’de başlayan bu tedrisat bugüne kadar yani 3-4 ay içerisinde her türlü Osmanlıca kitabı bugünkü dil ile yazılmış olanı çok rahat okuyup yazabiliyor. Demek ki bu iş birkaç haftalık bir hadisedir. Son derece kolaydır. Öğrenilmesi basittir."

Haberin Devamı

Milli Eğitim Şurası'nda Osmanlıca eğitimle ilgili alınan kararın son derece isabetli olduğunu dile getiren Ağırakça, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Son derece ilmidir. Son derece akademik ve çağdaştır. İlim de bunu gerektiriyor. Sadece Latince yazılan kitaplara değil Osmanlıca ve Arapça yazılan muazzam bir ilim hazinelerine bu alfabeyle ulaşmış olacağız. Bizim bin 400 yıllık İslam tarihi boyunca bu harflerle yazılmış eserlerimize kavuşmuş oluruz. Türkiye’nin dışında bu alfabeyi terk eden ülke yoktur. Afganistan Farsça’yı bu harflerle yazıyor. İran bu harflerle yazıyor. Hatta Pakistan ve Hindistan'ın önemli bir kesimi bu harflerle yazıyor. Çin’in boyunduruğu altında olmasına rağmen Uygur Türkleri bugüne kadar bu harfleri kullanıyorlar ve Çin buna engel olmamaktadır."

Haberin Devamı

Osmanlıca Türkçesi dersinin ilkokullardan üniversiteye kadar yaygınlaştırılması gerektiğini kaydeden Ağırakça, öncelikle seçmeli bir ders olarak kabul edilmesiyle birlikte bunun altyapısının hızlı bir şekilde hazırlanması gerektiğini dile getirdi.

- "Red Kit veya Pinokyo'yu bu harflerle yazarız"

Çizgi film karakterleriyle ilgili kitapları Osmanlıca Türkçesiyle yazabileceklerini sözlerine ekleyen Ağırakça, "Pinokyo'nun Osmanlıca Türkçesiyle yazıldığını biliyor musunuz. Tommiks, Teksaslar, bunlar neden yazılmasın. Öğrencilerimiz bunları okumak istiyorlarsa Red Kit veya Pinokyo'yu bu harflerle gayet tabii olarak yazarız. Bunları da okurlar. Hiçbir sakıncası yoktur. Hangi kültür olursa olsun bunlara ulaşmak güzeldir" diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!