Güncelleme Tarihi:
Nezir GÜNEŞ/MARDİN, (DHA)- MEMUR-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı Ali Yalçın, "5 yaşında ana sınıfındaki çocuklar kilisede eğitim alırken, "12 yaşına kadar çocuklar camiye gidemez' diyen düzenek sökülüp atıldı. Kuran-ı Kerim ve siyer, eğitim programlarının içine alınacak" dedi.
Memur-Sen'e bağlı Diyanet-Sen'in başkanlar kurulu toplantısı Mardin'de özel bir otelde yapıldı. Toplantıya, 81 ilin şube başkanları, Mardin Valisi Mustafa Yaman, AK Parti Milletvekili Orhan Miroğlu, Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı Ali Yalçın, Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar, Ulaştırma Memur-Sen Genel Başkanı Can Cankesen, Memur-Sen İl Başkanı Mustafa Aydın, Diyanet-Sen Mardin Şube Başkanı Abdulkadir Kurtuluş, İl Müftüsü İsmail Çiçek ve davetliler katıldı. Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı Ali Yalçın, sendikanın vizyonu ve misyonu hakkında bilgiler vererek, şöyle dedi:
"Memur-Sen, bu coğrafyada yeniden bir medeniyetin mümkün oluş gayesinin örgütlenmiş halidir. Diyanet-Sen'e bu teşkilatta olduğu ve bu teşkilatın cesaretini artırdığı için teşekkür ediyorum. 5 yaşında ana sınıfındaki çocuklar kilisede eğitim alırken, '12 yaşına kadar çocuklar camiye gidemez' diyen düzenek sökülüp atıldı. Kuran-ı Kerim ve siyer, eğitim programlarının içine alınacak. Milli Güvenlik dersi marifetiyle eğitim yuvası, biri bizi gözetliyor kamerası olarak bizi gözetleyen düzenek sökülüp atılacak ve akşam karargâha fiş taşıyan gözetleme kuleleri kendi işine bakacak. Çocukların ibadet hürriyeti vardır ve okullarda, kamu kurumlarında imkanlar dahilinde bunlara mekanlar tahsis edilecek."
Vali Mustafa Yaman ise toplantıda yaptığı konuşmada, "Elbette yol yapıyoruz, taziye evleri yapıyoruz, onun zaten bütçesi var yapılacak ama 25'in üzerinde sosyal proje yaptık. Elbette burada ekonomik ve sosyal kalkınma yapıyoruz ama bu kalkınmanın yanında manevi kalkınmayı da yapıyoruz ve önemsiyoruz" ifadelerini kullandı.
TBMM Diyarbakır Cezaevi'ni İnceleme Alt Komisyon Başkanı ve AK Parti Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu ise komisyonda anlattıklarının Türkiye gündemine gelmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, şöyle konuştu:
"Komisyonda, babası Diyarbakır Cezaevi'nde vefat eden Altan Tan'ı da dinledik. Bu konuda onun öldürülmesinden ceza alan bir gardiyanı bile dinledik, ona da acıdık. Gerçekten çok acınacak durumdaydı. Böyle bir çalışma yürüttük komisyonda. O gün toplantıda milletvekili arkadaşlarımızın gelip gelmeyeceğinden çok emin değildim ama geldiler, sağ olsunlar ve komisyon bu defa kendi başkanını dinledi. Yani beni dinledi. Çünkü ben o komisyonun başkanıyım. Ama aynı zamanda bir Diyarbakır Cezaevi mağduruyum. Şunu söylemek istiyorum; bunu anlatırken tabii ki medyada bilinsin çıksın istersiniz, 37 yıl önce oluşan bir olay ve bugün o kadar sıcak bir gündem varken, bu cezaevi olayı nerden çıktı diye düşüneceklerin sayıları hem medya kuruluşlarında hem de normal hayatta az değil doğrusu."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddiaları ve Reza Zarrab konusuna da değinen Miroğlu, iddia ve davanın bir komediye dönüştüğünü ifade etti. Miroğlu, "Bundan sonra geleceğimiz ile ilgili her ne tahayyül edeceksek, ister muhafazakar milliyetçi olalım, ister laik milliyetçi olalım, ister laik demokrat olalım, ister Kürt meselesinin tarihinden çıkmış grup olalım, zayıf veya güçlü olalım, Kürt-Türk siyasi ittifakını düşünmeden hareket eden hiç kimsenin ne Ortadoğu'da ne Türkiye'de başarılı olması mümkün değildir" dedi.
Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar da sendikalarının tarihi sorumluluğu ve vizyonuna dikkati çekerek, "Diyanet-Sen; Alparslan'ın, Kılıçarslan'ın, Nurettin Zengi'nin, Selahaddin Eyyubi'nin, Ertuğrul Gazi'nin, Osman Gazi'nin, Fatih Sultan Mehmet'in, Abdülhamit'in, Menderes'in, Özal'ın, Necmettin Erbakan'ın kesintisiz bir yürüyüşle taşıdıkları dava şuurunu tarihin bu diliminde yüklenen isim oldu. Ahmet Yıldız ve Akif İnan'ın, uzun ince yolculuğunun, günümüzdeki kumandanı ve neferi oldu" diye konuştu.
Müftülere nikah kıyma yetkisi verilmesine de değinen Bayraktutar, "Nikahı ister belediye başkanının görevlendirdiği memur, ister hakim kıysın, isterse noter kıysın, gemide kaptan da kıysa, nikah salonunda müftü de kıysa işlem muteberdir. Şimdi bu yetkiye itiraz edenlerin maksadı başka. Onlar içinde müftü, imam geçtiği zaman kıl olurlar. Karşı çıktıkları husus, müftünün kıyacağı nikahtan ziyade, müftünün kendisidir" ifadelerini kullandı.
FOTOĞRAFLI