Güncelleme Tarihi:
Nezir GÜNEŞ-Mehmet Ali DİNLER/KIZILTEPE,(Mardin), (DHA)- MARDİN'in Kızıltepe ilçesinde Halk Eğitim Merkezinde usta öğretici olan Sultan Özen, 2 kız kardeşi ile farklı yıllarda ancak aynı ay ve aynı gün doğdu. Kız kardeşlerinden birinin evlenmesi ile düştüğü boşluğu anlamak için kendini ikiz, üçüz ve dördüz olan çocukları anlamaya adadı.
MARDİN VE ÇEVRESİNDEKİ İKİZLERİ,ÜÇÜZLERİ BİR ARAYA GETİRDİ
Kızıltepe ilçesinde 5 arkadaşı ile bir araya gelen Özer, Mardin İkizler ve Çoğul Aileler Derneği (MİÇAD)'ı kurdu. Derneğin Mardin merkez ilçeler ve köylerinden toplam 136 ikiz, 5 üçüz ve bir dördüz üyeleri bulunurken, Dernek Başkanı Sultan Özen, "Derneğimiz, ikiz, üçüz ve dördüz çocuklarımıza yönelik sosyal ve kültürel etkinliklerle destekleyip yaşam kalitelerini yükseltip toplumda farkındalık oluşturma adına çalışıyoruz. Çoğul çocukların haklarının korunmasını, maddi imkanı olmayan ailelere yaşam kalitelerini artırmak adına, giyim, sağlık, eğitim, burs, yuva kurma, vs. her türlü maddi manevi yardımda bulunuyoruz" dedi. Zaman zaman dernekte bir araya gelip daha sonra birlikte alış verişe çıkan ikiz ve üçüzler esnafların dikkatini çekiyor. İkizler yaşamlarını anlatırken, çektikleri sıkıntı ve ikiz olmanın avantajlarını nasıl kullandıklarını da anlattı.
3 KIZ KARDEŞ, 5'ER YIL ARA İLE AYNI AY VE AYNI GÜNDE DOĞMUŞ
Kızıltepe ilçesinde 2015 yılından beri faaliyet gösteren Mardin İkizler ve Çoğul Aileler Derneği (MİÇAD), Türkiye'de aynı konuda faaliyet gösteren az sayıdaki derneklerinden biri olarak biliniyor. Derneğin kurucularından biri olan ve Halk Eğitim Merkezinde usta öğretici olan Sultan Özen, kendisinin 1 Kasım 1975'te, kız kardeşi Hicran'ın 1 Kasım 1980'de ve küçük kız kardeşi Şimsihan'ın 1 Kasım 1985 yılında doğduğu belirterek, "2007 yılında ortanca kardeşimiz Hicran evlenince o sene kardeşim Şemsihan'la boşluğa düştük. Ondan sonra merak etmeye başladım, acaba bu ikiz, üçüz çoğul çocukların mantığında ne var ne düşünüyorlar. Onlar da ayrıldıklarında aynı düşünceye mi sahipler, acaba diye düşünürken onlarla iletişime geçtim. Bu iletişim sonucunda onlarla bir dernek çatısı altında gelme kararı aldık. Derneğimizi 5 gönüllü arkadaşımızla kurduktan sonra çalışmalarımıza sosyal, kültürel ve mesleki alalarda destek olabilme adına yapmış olduğumuz etkinliklerle devam ediyoruz" dedi.
Dernek Başkanlığını da yapan Sultan Özen, 2015 yılında kurulan derneklerinde ikiz, üçüz ve dördüz çocukları sosyal ve kültürel etkinliklerle destekleyip yaşam kalitelerini yükseltip toplumda farkındalık oluşturma adına çalıştıklarını belirterek, "Çoğul çocukların haklarının korunmasını, maddi imkanı olmayan ailelere yaşam kalitelerini artırmak adına, giyim, sağlık, eğitim, burs, yuva kurma, vs. her türlü maddi manevi yardımda bulunuyoruz. Bu kapsamda il dışı ziyaretlerimiz gezilerimiz farklı etkinlikler düzenliyoruz. Derneğimiz bünyesinde yapmayı planladığımız çalışmalarımızın coğrafyamıza ayrı bir renk, heyecan ve sevgi katıyoruz. Doğuştan içimizde var olan sevgimizi ikiye, üçe, dörde ve daha fazlasına bölüyoruz. Geçen her gün derneğimize olan ilgi artıyor. Ülke genelinde inanılmaz bir talep gerçekleşti. Bizi ziyaret etmek bizimle tanışmak isteyenler hemen her günü bizi arayıp adresimizi soruyorlar" dedi.
DERNEĞİN 136 İKİZ, 5 ÜÇÜZ VE 2 DE DÖRDÜZ ÜYESİ VAR
Özen, dernekleri bünyesinde 136 tane ikiz, 5 tane üçüz ve 2 tanede dördüz aile ve çocukları olduğunu ve üye olan herkesin kendine göre farklı bir hikayesi olduğunu söyledi. Hepsinin kendine özel durumları söz konusu olduğunu söyleyen Özen, "İkizlerin bir tanesi her zaman girişimcidir, yapıcıdır diğeri de sessiz ve sakin kendi halindedir. Her ikiz ailemizin kendisine göre farklı bir hikayesi var. Mesela birbirine çok benzeyen tek yumurta ikizlerinde banyoyu sevmeyen biri varsa onun yerine diğer ikizi 2 kere yıkamak. İkizlerden hastalanan yerine anne ve babanın sağlam olanını hastaneye götürmesi. Dışarıda diğer ikizlerinin arkadaşları tarafından sık sık karıştırılmaları sonucu farklı kişilere sarılmak zorunda kalınmaları gibi hikayelerle sık sık karşılaşıyoruz" diye konuştu.
HİÇ AYIRT EDİLMEDEN OKULU BİTİRMİŞLER
Derneğin kurulduğu günden beri farklı etkinliklere imza atan Sema Nur ve Esra Nur Kayro adlı ikizler, "2 yıldır bu dernek kapsamında çok güzel etkinliklere imza attık mesela kurduğumuz Reyhanlı müzik grubunda birlikte gösterilere katılıyoruz. Aslında ikiz olman çok güzel duyguları var. İkizimin olmasını çoğu yerde avantaja çevirdim. Kardeşim sayesinde çok harçlık topladım. Mesela bayramlarda genelde kardeşimin olmadığı yerlerde iki sefer harçlık alıyorum büyüklerimden. Dezavantajlarından bahsetmek gerekirse dışarı çıktığında herkes sizi parmakla işaret eder işte bu ikiz diyor. Ben şahsen bundan çok rahatsız oluyorum. Mesela isminizden çok ikinizin ismiyle çağrılmanız bizi rahatsız ediyor. Ayrıca ilkokul boyunca hiçbir zaman öğretmenimiz ve arkadaşlarımız bizi birbirimizden ayırt etmedi. Hatta hiç ayırt edilmeden okulu bitirdik. Yine lise son sınıfta birimiz sınava girmeyince öğretmen zaten aynısınız diye birimizin aldığı notu ikimize de vermişti" dedi.
SEMA NUR VE SEDA NUR, "BİZ BİR ELMANIN İKİ YARISI GİBİYİZ"
Sema Nur Özkan ise, "İkiz olmak çok ayrıcalıklı bir duygu. İnsan kendisini hiçbir zaman yalnız hissetmez. Bir anlamda ikiz olmak kendi yaşında kendini anlayabilecek üzüntüsünü sevincini bir sıkıntısının paylaşabileceği çok özel bir şey ikisine sahip olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum" derken, ikizi Seda Nur Özkan da, "Bir elmanın iki yarısı gibi düşünün. O olmadan ben var olamam. O benim hayatımın en özel parçası. Ona sahip olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum gayet iyi anlaşıyoruz" diye konuştu.
"İKİZİM YARAMAZLIK YAPAR, DAYAĞI BEN YERİM"
İkizlerden 17 yaşındaki Berkay Karaboğa, ikiz oldukları için bir yere gittiklerinde ilgi odağı olduklarını ifade ederek, "Bu durum bazen bizi sevindirse de çoğu yerde sıkıcı duruma geliyor. Aynı evde birbirine çok benzeyen bizim gibi ikizlerde olduğu gibi kardeşim yaramazlık yapar ama dayağı ben yerim. Kaç defa sırf kardeşimin yaramazlığından dolayı annemden ben dayak yedim, azar işittim. Zaten kendimi anlatana kadar da o dayağı yemiş oluyorum. Her zaman birbirimizle tartışıp kavga ettiğimiz için mesela hiçbir zaman aynı sınıfta olmadık, hiçbir zaman aynı sırada yer almadık, ama şu an için bir sıkıntı yok aramızda" dedi.
"İKİZİMİN KIZ ARKADAŞININ KARŞISINA BEN ÇIKTIM, FARK EDİNCE KARDEŞİME KÜSTÜ"
Berkay Karaboğa'nın ikizi Berkcan ise, ikiz olmanın avantajını her zaman sıra dışı konularda kullandığını hatırlatarak, "Mesela şaka olsun diye kardeşimin kız arkadaşının karşısına ben çıktım. Onun elbiselerini giyerek yanına gidip birlikte sohbet etmiştik. Tabi sonradan benim o olmadığını fark edince bu sefer ikimize de küsüp kardeşimden ayrıldı. Ne kadar özür dilesek de bir türlü barıştıramadık. O şaka bize epey pahalıya mal oldu ve bizim için de iyi bir ders oldu" diye konuştu.
TEK ANLAŞAMADIKLARI KONU AYNI GİYİNMEK
Bugüne kadar çok iyi anlaştıklarını anlatan ikizler Sedef ve Sibel Kasap'ın anlaşamadıkları tek konunun ise aynı elbiseyi giymek olduğu belirtildi. Sedef, "Kardeşimden tek şikayetim ben hep birlikte hep aynı giyinmek istiyorum aynı kazakları aynı pantolonu aynı takıları takmak istiyorum, aynı çantayı almak. Kardeşim bunu istemediği için bundan şikayet ediyorum. Bugün de buraya gelirken kardeşimi zorla ikna ettim benimle aynı elbiseyi giymeye" dedi.
ÜÇÜZLER, "BİZ AĞLAYINCA ANNEMİZ DE AĞLIYORMUŞ"
Derneğin tek yumurta ikizi olmadıkları için birbirine fazla benzetilmeyen üçüz üyeleri Civan, Mirhan ve Rojhan Emen, kimsenin kendilerine üçüz olması konusunda inanmadığını ifade ederek, üçüz olmanın çok büyük sevincini ve avantajını kullandıklarını söyledi. Rojhan Emen, "Biz hiç bir zaman sıkıntı yaşamadık. Çünkü aynı yaşıtta kardeşler olduğumuz için hiç arkadaş ve oyun oynayacak biri sıkıntısı yaşamadık. Ama anne ve babamız bizi büyütürken epey sıkıntı yaşamışlar. Mesela annem halen anlatır. Biz bebekken birimiz ağladığında diğer ikisi de hemen ağlamaya başlıyormuş. Böyle olunca annemiz de bizi susturamayınca hali ile kendisi de bizimle oturup ağlıyormuş" dedi.
"İKİZ ANNESİ OLMAK ÇOK ZOR"
İkiz annesi Hanife Ayyıldız da, "Bir ikiz annesi olarak bir ikiz çocuğu büyütmek kadar zor bir şey yok. Biri hastalanınca diğeri de hemen hastalanıyordu. Birinin ateşi çıkınca diğeri halsizleşiyordu. Zaten onları büyütmek ayrı bir dert. Evde size yardımcı olacak biri yoksa gerçekten de çoğu zaman çekilmez bir hal alıyor. Ama çok şükür çocukların babası bana hep yardımcı oldu. Babaların yardım olmasaydı zor atlatırdım. İşe git gel, sonra gel hem benimler hem çocuklarla uğraşmak babaları için de çok yorucuydu ama çok şükür bu süreci atlattık" diye konuştu.
Dernek'teki faaliyet ve etkinliklere katılan ikizler, birlikte topluca alışverişe gittiğinde, gezi gibi etkinliklere katıldığında esnafların ve vatandaşlarında oldukça ilgisini çekiyor.
(FOTOĞRAF)