Güncelleme Tarihi:
MANİSA (AA) - Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, Soma ve Ermenek'teki maden faciaları ile Yırca köyündeki zeytin ağaçlarının kesimine ilişkin, "(Maden faciaları) Yerüstünde zeytin gibi zenginliğimiz varken, insanlarımızı köle fiyatına ve her türlü güvenlik önlemini hiçe sayarak yerin 7 kat altına indiren zihniyetin ürünüdür" dedi.
Feyzioğlu, bir süre önce yapılan genel kurulla yeniden Manisa Barosu Başkanlığı görevine seçilen Zeynel Balkız ve yönetimini makamında ziyaret ederek kutladı.
Ziyaretinde yaptığı konuşmada, Soma'da, Yırca'da ve Ermenek'te yaşananların tümünün aynı zihniyetin ürünü olduğunu savunan Feyzioğlu, şunları kaydetti:
"Yerüstünde zeytin gibi zenginliğimiz varken, insanlarımızı köle fiyatına ve her türlü güvenlik önlemini hiçe sayarak yerin 7 kat altına indiren zihniyetin ürünüdür. İnsanlarımız yer üstünde doyabilecekken, niçin yeraltına suyun altına, gazın içine inerler. Bizim mücadelemiz bu zihniyet içindir. Bizim mücadelemiz, insan hakları içindir. Burada sergilediğimiz, insan haklarına yönelik sergilediğimiz mücadele, her türlü olayda sergilenecektir."
-"Zeytin ağaçları Danıştay kararı bile bile kesildi"
Feyzioğlu, Soma'nın Yırca Mahallesi'nde Danıştay kararı bilinmesine rağmen hukukun hiçe sayıldığını ileri sürerek, şöyle devam etti:
"Danıştayın verdiği karar bilerek o ağaçlar kesilmiştir. 'Fırsat varken keselim' anlayışı ile o ağaçlar kesilmiştir. Buna kimse karşı çıkamaz. Gece yarısı makineleri sokacak ve ağaçları keseceksin ve sabah karar açıklanacak. Bu, kasıtlarının ne olduğunu göstermektedir."
-Avukata yapılan saldırıya tepki
Yırca'daki olaylar sırasında Manisa Barosu avukatlarından Hasan Namak'ın uğradığı saldırıya da tepki gösteren Feyzioğlu, TBB olarak bu saldırıya karşı suç duyurusunda bulunduklarını belirtti.
Feyzioğlu, tek bir meslektaşlarına yapılan saldırıyı, 84 bin avukata, dolayısıyla halkın haklarını korumak için görev yaptıkları için 76 milyona yapılmış olarak gördüklerini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Bugün hesabı sorması gerekenler kıpırdamazsa yerinden yarın, öbür gün sorarız. Biz buradayız. Onlar giderler, biz hep varız. Kim avukatın kılına dokunmuş, kim bir avukata zarar verirse, ömrümüzün son gününe kadar, bizim ömrümüz yetmezse bizden sonra gelen avukatlar, bu çirkinliğin, bu suçun peşini bırakmaz."
-Barolara dava yetkisinin yeniden tanınması talebi
Feyzioğlu, Danıştayın bir süre önce içtihat değişikliğine gitmesiyle baroların çevre sorunları konusunda dava açma yetkisinin kaldırılmasının, Türkiye'de "çevre katliamı" sürecini hızlandırdığını da ileri sürdü.
Danıştayın, bu içtihat değişikliğinin ne kanun ne de hukukla izah edilebilir olduğunu savunan Feyzioğlu, şunları söyledi:
"Bu kararın arkasından Atatürk Orman Çiftliği katliamı hızlanmıştır. Ankara Barosu’nun önceki yönetiminin açmış olduğu davaya rağmen kaçak bina tamamen devam etmiştir. Aynı mantık burada da devam etmektedir. Bizlerin her çevre ihlalinde dava açabilmesine izin veren önceki ve doğru olan içtihadın kaldırılması, çevre katliamının belki de başlangıç noktasıdır. Bütün frenleri, denetimleri, dengeleri altüst etmeye yaramıştır. 'Bu kasıtla yapılmıştır' demek istemiyorum, bu bir suçlama olur ama sonuç budur. Dolayısıyla Danıştayın da burada derhal içtihadının değiştirmesi, doğru olan eski içtihadına geri dönmesi lazım. Aksi takdirde mücadele, bireysel mücadeleye dönecek, çevre katledilecektir."
-Emniyetteki "paralel yapı" operasyonları
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Feyzioğlu, emniyetteki "paralel yapı" operasyonları ve gözaltılarla ilgili soruları üzerine, şunları kaydetti:
"Biz, gözaltına alınanların kim olduğuna bakmadan, işlemin doğru olup olmadığına göre pozisyon alırız. Türkiye’de cadı avının çok uzun yıllardır devam ettiğini biliyoruz. Bugün cadı olanların yarın avcı, bugün avcı olanların yarın cadı olduğunu biliyoruz. Doğruyu yanlıştan, sapı samandan ayıran bir sistem kurmak gerek. Yapısına göre farklı davranan değil, kim olursa olsun aynı davranan bir sistemi kurmak gerek. Biz hukukun üstünlüğünden yanayız."
Metin Feyzioğlu'na ziyaretinde, İzmir, Bursa ve Sakarya barosu başkanları da eşlik etti.