Özbayram: “Çanakkale’de İnanç Ve Kardeşlik Ordusu Vardı”

Güncelleme Tarihi:

Özbayram: “Çanakkale’de İnanç Ve Kardeşlik Ordusu Vardı”
Oluşturulma Tarihi: Mart 18, 2015 13:18

MHP MANİSA MİLLETVEKİLİ ADAY ADAYI ALİ ÖZBAYRAM ÇANAKKALE ZAFERİNİN KAZANILMASINDA HİÇBİR ETNİK KÖKEN VE KİMLİĞİN ÖN PLANDA OLMADIĞINI İFADE EDEREK, “ÇANAKKALE’DE, ÇELİKLEŞMİŞ BİR İMAN İLE YÜKSEK VATAN SEVGİSİNİN YOĞRULDUĞU BÜYÜK BİR İNANÇ VE KARDEŞLİK ORDUSU VARDIR” DEDİ.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Manisa Milletvekili aday adayı Ali Özbayram Çanakkale Zaferinin kazanılmasında hiçbir etnik köken ve kimliğin ön planda olmadığını ifade ederek, “Çanakkale’de, çelikleşmiş bir iman ile yüksek vatan sevgisinin yoğrulduğu büyük bir inanç ve kardeşlik ordusu vardı” dedi.
Çanakkale Zaferinin 100. yılı ile ilgili olarak konuşan Ali Özbayram, “18 Mart büyük Türk Milletinin bağımsızlığının sağlanması ve bekası için şehadet mertebesine erişmiş tüm vatan evlatlarının saygı, şükran ve rahmet ile anıldığı gün olmakla birlikte aynı zamanda kazanılmış Çanakkale Zaferi’nin de kutlandığı gündür. Çanakkale Savaşı’nda Türk Milletinin yüksek vatan sevgisi ve bağımsızlık isteği doğrultusunda verdiği bu emsalsiz mücadele; Türk’ün vatanının bütünlüğü için gerektiğinde neleri göze alabileceğinin en önemli göstergesidir. Düşman donanmasının Çanakkale’yi geçebilmek ve akabinde kutsal vatanımızı ele geçirebilmek için yaptığı hamleler; Türk Milletinin iman, inanç ve vatan sevgisiyle mücadelesi karşısında çaresiz kalmıştır. Son teknoloji silahlarla donatılmış düşman kuvvetleri sayıca az olan Türk ordusu tarafından imha edilmiş, ‘Yenilmez armada’ diye tanımlanan ve ‘Batmaz’ denilen düşman donanması Seyit Onbaşı’nın fedakarlığı ve gayreti ile küçümsenen Nusret mayın gemisinin döşediği mayınlar sayesinde boğazın dibini boylamış, bu doğrultuda savaşları gücü fazla olanın değil imanı yüksek olanın ve hakkı savunanın kazanacağı gösterilmiştir. Çanakkale Savaşı’nda verilen mücadele, Türklüğü küçümseyen, Türk milliyetçilik gurur ve şuuruna sahip insanların onuruna ve kutsal bildikleri vatanına göz diken, Türk Milletinin gücünü imtihan etmeye kalkışan bugünkü ihanet odaklarını da nasıl bir sonucun beklediğini anlamaları açısından, ders almalarını gerektiren tarihi bir dönemeçtir” dedi.
Özbayarm açıklamasına şöyle devam etti:
”Bizler vatan uğrunda anadan, yardan, serden geçenlerin evlatları, vicdanı, ahlakı ve izanı olanlar, yüreklerinde Allah korkusu, gönüllerinde millet sevdasından başka hiç bir duyguya yer bırakmayanlar, kim diye sorulduğunda sağına soluna bakmadan: ‘Ben!’ diyebilen Asım’ın nesli, binlerce yıllık şeref dolu mazinin, şehidin, şühedanın, kahramanlıklarla yazılan bir destanın adı, yüce Allah’ın yeryüzündeki kılıcı büyük Türk Milleti’ne sesleniyorum: ‘Yâ Rabb! Seni kendime vekil yapıyorum. Azametin karşısında yüzümü yere sürüyor ve senin uğrunda savaşıyorum. Ey Allah’ım! Niyetim halistir, bana yardım et. Sözlerimde hilaf varsa beni kahret.’ diyen Sultan Alparslan’ın giydiği kefenle başlayan Anadolu’daki varlığımızın devamı, milletimizin ve devleti ebed müddetin bekası için bir kez daha kefenimizi giyiyoruz. Canları pahasına Türk Devleti’ni korumuş Mete Han’ın, Sultan Alparslan’ın, Osman Gazi’nin, Fatih Sultan Mehmet’in, Abdülhamit Han’ın, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ün, şehidin kemiklerini sızlatıldığının da farkındayım. Bütün bunlar olurken, milletimiz barış masallarıyla uyutulurken, milletimizin geleceğine yön verme gayesiyle bina edilen üniversitelerin örgüt karargâhı haline geldiğini; örgüt paçavralarının, bebek katilinin posterlerinin asıldığı kampüslerde Türk Bayrağı asan, Çanakkale şehitlerini anma programı düzenleyen öğrencilere döner bıçakları, sopalar, satırlar ile saldırıldığını da, buna iktidar tarafından göz yumulduğunu da biliyorum.”
Çanakkale’de hiç kimsenin kökeni ve hangi mezhepten olduğunun gündeme dahi gelmediğine dikkat çeken Özbayram, “Çanakkale’de Batı hayranlığına, etnik bölücülüğe, teröristle-düşmanla müzakereye yer yoktur. Çanakkale’de çelikleşmiş bir iman ile yüksek vatan sevgisinin yoğrulduğu büyük bir inanç ve kardeşlik ordusu vardır. Bu vesile ile bu yıkım sürecine karşı çıkmanın her Türk evladının asli vazifesi olduğunu hatırlatarak, atalarının kanlarıyla canlarıyla aldığı, her bir karış toprağında Türk kanı olan vatan toprağını kaderine terk etmenin vebalini huzur-u mahşerde kimse veremeyeceğini tekrar dile getiriyorum. 100. yıldönümünü heyecanla ve gururla kutluyor, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere vatan savunması noktasında kanını toprağa akıtıp canlarını vererek şehadet şerbeti içmiş tüm şehitlerimizin rahmet ve minnetle hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum. Ruhları şad olsun” şeklinde konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!