IHA
Oluşturulma Tarihi: Aralık 11, 2015 17:40
MÜSTAKİL SANAYİCİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ (MÜSİAD) MANİSA ŞUBE BAŞKANI AHMET ÖZTÜRK: "EKONOMİ ALANINDA BUGÜNE KADAR ELDE EDİLEN KAZANIMLARI KORURKEN, YENİ BİR HİKAYELERE İHTİYAÇ BULUNUYOR"
Müstakil Sanayici İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Manisa Şube Başkanı Ahmet Öztürk, ekonomik barış, çalışma barışı, sosyal barış ve siyasal barış olmak üzere 4 başlıkta beklentilerini açıkladı.
MÜSİAD Manisa Şube Başkanı Ahmet Öztürk yaptığı açıklamada hükümetten barış talebinde bulundu. Öztürk yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Ekonomi alanında bugüne kadar elde edilen kazanımları korurken, yeni bir hikayelere ihtiyaç bulunuyor. Yatırımların ve büyümenin önündeki en büyük engel, mevcut finansal sistem ve yüksek faiz oranları olarak öne çıkıyor. Tapu-teminat bankacılığından çıkılarak, proje finansmanına geçilmeli, kaliteli ve ucuz finansmana hızlı erişim sağlanması önem taşıyor. Finansman sorunu çözülmeden, yatırım, istihdam, büyüme ve kalkınma sağlanması mümkün görünmüyor. Varlığa dayalı finansman modeli ve benzeri faizsiz finansman modelleri, etkin ve yaygın olarak teşvik edilmeli ve piyasada belirli bir büyüklüğe gelmesi sağlanmalı. Tasarruf açığı önemli bir sorun. Tasarrufların artmasını teşvik etmek için, BES’in, çocuk güvencesi fonu gibi yapılarla desteklenmesi, yeni enstrümanların devreye alınması gerekiyor. Sağlam mali ve finansal altyapımızı korumak çok önemli. Ama sanayi üretiminin GSMH içindeki azalan payı göz önüne alındığında, mali ve finansal sağlamlığın ötesine geçerek, üretim-yüksek katma değer-yüksek teknoloji odaklı, yeni bir kalkınma stratejisi oluşturulması gerekiyor. Cari açık sorununun çözümünde, yüksek katma değerli ürünler yanında, KOBİ’ler ve gıda-tarım-hayvancılık alanları, daha fazla önceliğe alınmalı. Maliye, mükellefe bakışını değiştirmeli ve köklü bir vergi ve zihniyet reformu yapılması önem taşıyor. TTIP, serbest dolaşım, güncellenmiş gümrük birliğini de kapsayacak şekilde, AB yol haritasındaki çalışmalar hızlandırılmalıdır. TPP ve benzeri oluşumlar da göz ardı edilmemeli" dedi.
"ASGARİ ÜCRETİN YÜKÜ PAYLAŞILMALI"
Çalışma hayatında yapılacak düzenlemelerin hem iş hayatı, hem de sosyal hayat açısından önemli olduğuna dikkat çeken ve asgari ücret artışıyla ilgili olarak işverenin yılbaşında yapacağı zammı çıkardığında kalan kısmın işveren ve hükümet arasında paylaşılması gerektiğini söyleyen Öztürk, "
Seçim vaatlerinin, toplumun tüm kesimlerince kabul görecek bir şekilde uygulamaya geçirilmesi, iç ve iş barışımız açısından çok önemli bir konu. Yaşanılabilir ve sürdürülebilir asgari ücret, bütün yönleriyle, önemli bir başlık. Bölgesel asgari ücret ve esnek çalışma modelleri gündeme alınmalı, kıdem tazminatı sistemi yürürlüğe girmeli. Mevcut yapıdaki, adeta, istihdamı önleyici uygulamalar değiştirilerek, istihdam dostu hale getirilmeli. Çalışan ve işvereni, her adımda mahkemeye taşıyan bir sistemden dostluk çıkmaz. İş hukuku ve yargılaması, iş sağlığı-güvenliği ve çalışma hayatı ile ilgili uygulama ve düzenlemeler, bir bütün olarak ele alınarak değerlendirilmeli. Daha verimli çalışanın daha fazla ödüllendirilmesini sağlayan bir sistem, geleceğimiz açısından önemli bir dönüm noktası" diye konuştu.
Sosyal hayatı ilgilendiren konularda, daha etkin çalışmaya ihtiyaç olduğunu belirten Öztürk, sözlerine şöyle devam etti: "İyi niyet, uzlaşma, huzur, güven ve istikrar, milletimiz nezdinde kabul gördü. Bu uzlaşı, hem devlet içinde ve yönetim kademelerinde hem de tüm toplum kesimleri arasında kesintisiz sürdürülmeli. Çözüm süreci, vatandaşa karşı şefkatli bir şekilde, terörle mücadeleye ise etkinlikle devam ederek sürdürülmeli. Demokratikleşme, şeffaflık alanlarında yapılan düzenlemelere devam edilmeli. Sosyal yardımların bir bölümü, meslek edindirme ve istihdama da katkı sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılmalı. Eğitim, sağlanan ilerlemelere rağmen, en fazla politika değişimine uğrayan alan oldu. Milli Eğitim Bakanlığı, kadro yönetimi ve öğretim odaklı yapılanmadan ziyade eğitim merkezli ve kalıcı politikalara odaklanmalı. Kültür, toplumun medeniyet ufkunu gösterir. Kültür politikamız, kültür turizmi veya sanatın belli alanlarına yoğunlaşan kalıplardan ziyade bir medeniyet tasavvuruna dönüşmeli. Gençlik politikalarımız, gençlerin geleceğini ve genç istihdamını da kapsayacak şekilde yenilenmesi gerekiyor"
Siyasal sistemin köklü bir sorgulama ve değişime ihtiyacı olduğunu söyleyen Öztürk, "Daha hızlı ve daha adil işleyen hukuk devleti, ortak ve acil ihtiyacımızdır. Bunu sağlamanın yolu köklü bir zihniyet değişimi ve reformdan geçer. Kuvvetler kargaşası şeklinde tasarlanıp, kuvvetler ayrılığı şeklinde ifade edilen mevcut yapıyı da ortadan kaldıran, yeni bir anayasa yapılmalı. Merhum Cumhurbaşkanlarımız Turgut Özal ve Süleyman Demirel döneminden beri gündemde olan Başkanlık Sistemi, tüm yönleriyle tartışılması gereken önemli bir başlıktır. Sorunları çözmenin yolu onları tartışabilmekten geçer. Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu ve Seçim Barajının değiştirilmesi ile Parlemento seçimlerinin tekrar 5 yıla çıkarılması öncelikle gündeme alınmalı Devletin hukukunu vatandaştan korumak üzerine kurulu anlayıştan, bireyin hukukunu devlete ve diğer bireylere karşı koruyan anlayışa geçilmelidir" diye konuştu.