Binlerce yıllık tarihin gönüllü koruyucusu

Güncelleme Tarihi:

Binlerce yıllık tarihin gönüllü koruyucusu
Oluşturulma Tarihi: Eylül 15, 2017 11:28

Binlerce yıllık tarihin gönüllü koruyucusu

Haberin Devamı

Nermin UÇTU/MANİSA, (DHA)- MANİSA'nın Salihli İlçesi Sindel Mahallesi yakınlarında bulunan, yapılan son araştırmalarda 10-15 bin yıllık olduğu tahmin edilen insan ve hayvan ayak izi fosilleri, 62 yaşındaki Bekir Üçtaş tarafından korunuyor. Binlerce yıllık ayak izlerinin yok olmaması için gönüllü koruyuculuk yapan Bekir Üçtaş, izleri görmek için gelen turistlere buranın tanıtımını da yapıyor.
Sindel Mahallesi yakınlarında bulunan insan ve hayvanlara ait fosil ayak izleri, bölgenin SİT alanı olarak ilan edilmesine rağmen yeterince korunmuyor. Kula Yanardağı'nın patladığı ve küllerini saçtığı zamanda oluştuğu düşünülen ayak izlerinin gönüllü koruyucusu ise Sindel Mahallesi Muhtarı Bekir Üçtaş. Mahallesine yaklaşık 1 kilometre mesafedeki alana her gün gidip kontrol eden ve evinden de alanı gözleyen 3 çocuk babası Üçtaş, 2009 yılından bu yana tarihin kaybolmaması için çalıştığını söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'na da ayak izlerinin korunması için yazı yazdığını, ancak bir cevap alamadığını anlatan Üçtaş, "Burada yaklaşık 100 ayak izi var. Sağlam olanlar ise 40-50 civarında. 1962 yılında ayak izleri ortaya çıktı. Biz bu bölgeden inşaat malzemesinde kullanılan toprak alıyorduk. Bir şoför bunu fark edip, 'Burada insan izleri var' dedi. İnsan ayak izlerini küreklerle buraya kadar açtık. Ayak izlerinin hepsi çok belirgindi. Bu ayak izleri tesadüfen bulundu. Ayak izleri bulununca da buradan toprak alımı yasaklandı" dedi.
'HEM KORUYOR HEM DE GELENLERE TANITIYOR'
Ayak izlerini görmek için bölgeye gelen kişilere rehberlik eden Üçtaş, bazı ayak izlerini de toprağın altında tutarak koruma altına aldı. Ayak izlerinin zamanla güneşten ve doğa olaylarından etkilendiğini aktaran Üçtaş, "İzlerin bazıları toprak altında, bazıları da tahrip edilmiş. Ben 2009 yılında muhtar oldum. Buraya gelenlere bölgeyi tanıttım. Benim korumam da bir yere kadar oluyor. Ayak izlerini görmek için gelenlere elimen geldiğince yardımcı oluyorum. Yabancıların ilgisi çok fazla. Almanlar geldi, hayran kaldı. Buradaki izlerin tamamın açılıp, etrafına tel örgü çekilip, üzeri de camekanla kapatılarak sergilenmeli" diye konuştu.
'TARİH YOK OLMASIN DİYE UĞRAŞIYORUM'
Binlerce yıllık ayak izlerinin kıymetinin bilinmemesine çok üzüldüğünü belirten Üçtaş, Türkiye için bu ayak izleri bir nimet olduğunu kaydetti. Üçtaş, " Bu kadar fazla ayak izi Avrupa'da olsaydı biz Türkler göremezdik. Biz ne yazık ki kıymetini bilmiyoruz. Böyle harap olup gidiyor" dedi.
'DÜNYANIN EN ESKİ AYAK İZLERİNDEN'
Fosil ayak izleri üzerinde 2 yıldır çalışma yürüttüklerini anlatan Celal Bayar Üniversitesi Jeopark Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Erdal Gümüş, ayak izlerinde yaş belirleme çalışmalarının sürdüğünü söyledi. Daha önce ayak izleri hakkında 26 bin yıllık olduğuna dair tahminler olduğunu kaydeden Gümüş, bu rakamın iddialı olacağını belirterek, son çalışmalarda 10 ila 15 bin yıllık olduklarına dair verilere ulaşıldığını söyledi. Yrd. Doç. Dr. Gümüş, "Her seferinde temiz yaş elde etmek açısından bir adım ileri gidiliyor. 2 yıldır bir çalışma yapıyoruz. Örneklerin bir kısmı Türkiye'de, bir kısmı Fransa'da inceleniyor. Uzun süren laboratuvar çalışmaları gerekiyor. Biz günümüzden 10-15 bin yıl öncesine ait olduğunu düşünüyoruz. Dünyanın en eski ayak izlerinden bir tanesi burada. Sahanın korumasında sıkıntı olduğu için çok fazla tanıtım yapılmıyor. Prehistorik insana ait fosilleşmiş ayak izleri bunlardan en kıymetlisi. İnsanoğlunun iki ayak üzerinde duruşunun çok net bir kanıtı burada. Bu insanların nasıl yürüdüğünü ve kilolarını dahi anlayabiliyoruz" diye konuştu.
'VOLKANLAR PATLARKEN İNSANLAR ORADAYDI'
Ayak izleri volkanik küller üzerinde olduğu için burada yaşayan insanların Kula volkanlarının son patlamasına tesadüf ettiklerinin en güzel kanıtı olduğuna dikkati çeken Yrd. Doç. Dr. Erdal Gümüş, "Yani Anadolu'da volkanizma varken oralarda dolaşmışlar. Volkanların çıkardığı kül az olduğu için yanmamışlar. İnsanların ayak izleri volkanik küller üzerinde kalmış. Gizemini koruyan meselelerden bir tanesi de bu insanlara ait o sahada bir yaşam alanı bulamadık. Herhangi bir alete rastlanmadı. Ayak izleri var ama bu insanlara ait daha fazla envanter olmak durumunda" dedi.
'AYAK İZLERİNDEN BAZILARI YURTDIŞINA KAÇIRILMIŞ'
Sahanın korunması gerektiğine dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Gümüş, ayak izlerinin geliştiği kül malzemenin dayanıksız olduğunu söyledi. Gümüş, "Nemden bile etkileniyor. Bunun için bazıları toprak altında muhafaza ediliyor. Bu sahada 60 çifte yakın ayak izleri tespit ediliyor. Yol yapımı zamanında kazara bulunuyor. Bir kısmı tahrip edilmiş, bir kısmı yurtdışına kaçırılmış. Sahada bırakılanlar açılıp kapatılırken tahrip edilmiş" dedi.

FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!