Sivil Toplum Kuruluşlarından Dizilere Tepki
Güncelleme Tarihi:
IHA
Oluşturulma Tarihi: Şubat 15, 2016 14:07
SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI ADINA BASIN AÇIKLAMASI YAPAN BİLSAM KADIN PLATFORMU ÜYESİ ÖZGÜR ALACA, YETKİLİLERE SESLENDİ VE DENETİMLERİN ARITILMASI GEREKTİĞİNİ İFADE ETTİ.
Malatya’da 9 sivil toplum kuruluşu, Televizyon Dizileri ve Programları hakkında ortak basın toplantısı düzenleyerek, bazı dizilere tepki gösterdi.
BİLSAM, Kadem, Memursen, Emzirme ve Anne Sütü Gönüllüleri Derneği (TEMAS), Işık Kadınlar Derneği, Himayeye Muhtaç Yaşlılar, Çocuklar ve Kadınlar Sosyal Yardım ve Dayanışma Derneği (HİMYAÇ-DER), Birlik Vakfı, Bir Damla Derneği ve Malatya İş Kadınları Derneği (MAİKAD), Televizyon Dizileri ve Programları hakkında ortak basın toplantısı düzenleyerek tepki gösterdi. Sivil toplum kuruluşları adına açıklama yapan BİLSAM Kadın Platformu üyesi Özgür Alaca, küresel dünyanın teknolojik etkileri kapsamında sözde modernize öykünmelerinin, gelişmekte olan ülkeleri ciddi ölçüde tehdit ettiğini aktardı. Alaca, “Bu nedenle, evrensel ahlaki değerlerin özelinde kendi öz değerlerimize sahip çıkmak en önemli görevlerimizden olmalı. Bu bağlamda toplumlar üzerinde böylesi etkileri oluşturan, yönlendiren veya yozlaştıran iletişim araçlarının kullanımı giderek daha da önem kazanmaktadır. Son zamanlarda artan diziler furyası neredeyse insanların günlük yaşantılarının tam da odak merkezi haline gelmiştir. Özellikle de gençlere yönelik diziler sanal ortamlarda birey olma arayışı içerisinde yitik gitmekte olan gençlerimizin hayal dünyalarını şekillendirmektir. Sadece eleştirmekle kalan ancak somut çözüm üretilemeyen bu sorun bir yandan kronikleşmekte iken öte yandan tepki görmeyen rant çevreleri değişik amaçlarla bu furyayı beslemeye devam ediyor” diye konuştu.
Alaca, sayıları giderek artan ve birbirlerinin kopyası gibi olan dizilerin, toplumsal değerler ile her geçen gün daha da çeliştiğini ifade ederek, bazı diziler nedeniyle toplumsal değerlerin tahrip edildiğini, ahlaken yozlaşma ve sosyolojik dejenerasyonların yaşandığını kaydetti. Alaca, “Aile bağlarını, arkadaş ilişkilerini, toplumsal birlik ve dayanışma ruhunu zedeleyen, sevgi, saygı, vefa, merhamet gibi duyguları yok edip çarpık ilişkileri besleyen, hırs, öfke ve intikam duygularını harekete geçirerek şiddeti makul hale getiren senaryolar izleyiciler tarafından giderek içselleştirmektedir. Tüm yetkilerin ve denetimlerin dizilerin olumsuz etkilerini bertaraf edecek şekilde kullanılması yasal bir görev olmanın ötesinde insani bir görev olarak görülmelidir. Bu nedenle, siz değerli basın mensupları aracılığı ile tüm ilgili ve yetkilileri konuya duyarlı olmaya ve sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz” şeklinde konuştu.
BİLSAM, Kadem, Memursen, Emzirme ve Anne Sütü Gönüllüleri Derneği (TEMAS), Işık Kadınlar Derneği, Himayeye Muhtaç Yaşlılar, Çocuklar ve Kadınlar Sosyal Yardım ve Dayanışma Derneği (HİMYAÇ-DER), Birlik Vakfı, Bir Damla Derneği ve Malatya İş Kadınları Derneği (MAİKAD), Televizyon Dizileri ve Programları hakkında ortak basın toplantısı düzenleyerek tepki gösterdi. Sivil toplum kuruluşları adına açıklama yapan BİLSAM Kadın Platformu üyesi Özgür Alaca, küresel dünyanın teknolojik etkileri kapsamında sözde modernize öykünmelerinin, gelişmekte olan ülkeleri ciddi ölçüde tehdit ettiğini aktardı. Alaca, “Bu nedenle, evrensel ahlaki değerlerin özelinde kendi öz değerlerimize sahip çıkmak en önemli görevlerimizden olmalı. Bu bağlamda toplumlar üzerinde böylesi etkileri oluşturan, yönlendiren veya yozlaştıran iletişim araçlarının kullanımı giderek daha da önem kazanmaktadır. Son zamanlarda artan diziler furyası neredeyse insanların günlük yaşantılarının tam da odak merkezi haline gelmiştir. Özellikle de gençlere yönelik diziler sanal ortamlarda birey olma arayışı içerisinde yitik gitmekte olan gençlerimizin hayal dünyalarını şekillendirmektir. Sadece eleştirmekle kalan ancak somut çözüm üretilemeyen bu sorun bir yandan kronikleşmekte iken öte yandan tepki görmeyen rant çevreleri değişik amaçlarla bu furyayı beslemeye devam ediyor” diye konuştu.
Alaca, sayıları giderek artan ve birbirlerinin kopyası gibi olan dizilerin, toplumsal değerler ile her geçen gün daha da çeliştiğini ifade ederek, bazı diziler nedeniyle toplumsal değerlerin tahrip edildiğini, ahlaken yozlaşma ve sosyolojik dejenerasyonların yaşandığını kaydetti. Alaca, “Aile bağlarını, arkadaş ilişkilerini, toplumsal birlik ve dayanışma ruhunu zedeleyen, sevgi, saygı, vefa, merhamet gibi duyguları yok edip çarpık ilişkileri besleyen, hırs, öfke ve intikam duygularını harekete geçirerek şiddeti makul hale getiren senaryolar izleyiciler tarafından giderek içselleştirmektedir. Tüm yetkilerin ve denetimlerin dizilerin olumsuz etkilerini bertaraf edecek şekilde kullanılması yasal bir görev olmanın ötesinde insani bir görev olarak görülmelidir. Bu nedenle, siz değerli basın mensupları aracılığı ile tüm ilgili ve yetkilileri konuya duyarlı olmaya ve sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz” şeklinde konuştu.