IHA
Oluşturulma Tarihi: Aralık 23, 2015 16:02
SENDİKALDAN ORTAK AÇIKLMA
Malatya’da sendikalar, ortak basın açıklaması ile son günlerde Turgut Özal Tıp Merkezi’nde çalışan sağlık personeline yönelik gerçekleştirilen saldırılara tepki gösterdi.
Malatya’daki sendikaların temsilcileri Turgut Özal Tıp Merkezi Başhekimliği önünde buluştu. Ortak basın açıklamasını okuyan Dr. Ömer Dağtekin “Bizler zor şartlar altında, aşırı iş yüküne rağmen gecesini gündüzüne katan, emeğini, bilgisini ve tecrübesini hastaları için seferber eden sağlık emekçileriyiz. Emeğimizi, çabamızı, özverimizi ve deneyimlerimizi bir can daha kurtarmak için hiç tereddüt etmeden kullanırız. Ancak bazen tıbbın yetersiz kaldığı bu yüzden de kayıplar yaşadığımız durumlar vardır. Tabi ki bu kayıplar sadece hasta yakınlarını değil bizleri de fazlasıyla üzmektedir” ifadelerini kullandı.
Dağdeviren, hayatını kaybeden bir hastanın yakınları tarafından şiddete maruz kaldıklarını anlatarak, “Hastanemizde geçen cumartesi gece nöbetinde 83 Yaşında Beyine Karaciğere Dalağa yayılımı olan Akciğer Kanseri, KOAH ve Zatüre tanısı ile takipli hastamızı gerekli tüm müdahaleleri doğru ve zamanında yapmamıza rağmen kaybettik. Öncelikle kaybettiğimiz hastamızın yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz. Bir insanın kaybının yakınlarına söylenmesi elbette ki bizler için de çok zor bir görevdir. Böyle kötü bir kayıptan sonra yakınlarına bilgi vermeye çalıştığımızda vefat eden hastamızın yakınları tarafından ağır hakaretlere ve fiziksel şiddete maalesef maruz kaldık. Daha öncesinde de kalp krizi geçirip tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybeden hastanın yakınları tarafından ölümle tehdit edildik. Poliklinikte sırası gelmeden muayene olmak isteyen hastayı sırasını beklemesi konusunda uyardığımız için çok ağır sözlü hakaretlere maruz kaldık. Yoğun bakımlarda hasta ziyareti, hastanın sağlığı açısından yasak olmasına ve hasta yakını bu konuda defalarca bilgilendirilmiş olmasına rağmen, yoğun bakıma girmek için tüm sağlık emekçilerine sözlü tehdit ve hakaretlerde bulunuldu. Bu ve benzeri birçok sözlü hakaret, tehdit ve zaman zaman fiziksel şiddete maruz kalmaktayız” diye konuştu.
Sağlık Bakanlığı’nın ’beyaz kod’ verilerine göre Mayıs 2012 ile Mart 2015 tarihleri arasındaki 3 yılda 31 bin 767 başvuru yapıldığını hatırlatan Dağdeviren, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önüne geçilmesi gerektiğini ifade etti. Verilere göre Türkiye’de her ay bine yakın, her gün 30’dan fazla sağlık çalışanın şiddet gördüğünü belirten Dağdeviren, "Bu veriler, toplumun sağlığını her şeyin üstünde tutarak gece-gündüz demeden, canla başla çalışan sağlık çalışanlarının hayatlarının ve sağlıklarının nasıl bir risk altında olduğunu göstermesi bakımından çarpıcıdır. Bu olay münferit bir hadise olarak değerlendirilemez. Sağlık çalışanları giderek kronikleşen bir şiddet sarmalının içerisinde görevlerini yerine getirmeye çalışmaktadır. Artık sağlık çalışanlarına yönelik şiddete set çekecek, bu kör şiddetin önüne geçecek nitelikte yapısal önlemlerin vakit kaybetmeden hayata geçirilmesi kaçınılmaz bir hale gelmiştir. Bu durum biz sağlık emekçilerinin can güvenliği olmadığı gerçeğini bir kez daha su yüzüne çıkarmıştır. Bizim için yaşam hakkı kutsaldır. Hastalarımızın hayatlarını kurtarırken kendi hayatımızdan endişe duymak, hakarete uğramak, fiziksel şiddete maruz kalmak bir taraftan moral ve motivasyonumuzu etkilerken diğer taraftan işimizi yapmamıza engel olmaktadır” ifadelerine yer verdi.
Dağdeviren, hasta ve hasta yakınlarına çağrıda bulunarak, “Hastalarımıza ve hasta yakınlarına çağrımızdır. Bizler karşı tarafta değiliz, aynı taraftayız. Sizin kaybınız bizim kaybımızdır. Sağlık politikalarının yanlış uygulanmasından kaynaklı karşı karşıya getiriliyoruz. Yoğun koşullarda ve birçok angarya çalışmaya rağmen en üst düzeyde sağlık hizmeti vermeye çalıştığımızı bilmeniz bizim açımızdan önemlidir. Bizler sağlık emekçileri olarak günümüzün birçok anında bu ve benzeri durumlarla karşılaşıyoruz. Bu olayda da fiziksel şiddete, hakarete maruz kaldığımız için ve idarenin bu durumu normalleştirmeye çalışmasından hatta güvenliğimizi de bizden beklemesinden dolayı sesimizi kamuoyuna duyurmak istedik. Sizlerin de bizi anlamanızı ve bizim yanımızda yer almanızı umuyoruz” dedi.