Güncelleme Tarihi:
Mikail PELİT/MALATYA, (DHA) - MALATYA'da devam eden 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili davada tutuklu sanıklardan dönemin 2. Ordu Komutanlığı Müşterek Plan Grubu Başkanlığı Plan Koordinasyon Şube Müdürü Binbaşı Tuncay Öztürk, savunmasında, FETÖ/PDY üyesi olduğu iddialarını reddetti.
7. Ana Jet Üssü 171. Filo Komutanlığı'nda görev yapan Binbaşı Öztürk, kendisine yönelik F-4 uçağına binip role yapmaya çalıştığı suçlamayı kabul etmedi . Binbaşı Öztürk, "Uçakların kalkmamasının nedeni pistteki araçlar nedeniyle pistin kapalı olması değildir. Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi (BHHM) emriyle kalkmamıştır. 7. Ana Jet Üssü'nden kalkan hiçbir uçak olmamıştır. Emre aykırı bir durum yaşanmamıştır. BHHM'nin emrine aykırı davranılmamıştır" dedi. Binbaşı Tuncay Öztürk savunmasında şunları söyledi:
"Ana pistte F-4 kalkması için yeterli mesafe mevcuttur. Ancak buna rağmen bilinçsiz kişilerin iddialarının iddianamede yer alması hatalıdır. Uçakların kalkmaması pistin kapalı olması değil, pilotların emre uymasıdır. Ben o gece ne kalktım ne uçtum ne bomba attım."
"EMİR KARGAŞASI VARDI"
Tutuklu sanıklardan Pilot Üsteğmen Mahmut Burak Kılıç ise 15 Temmuz'da görevimi yerine getirmeye çalışırken bugün çok ağır suçlamalarla yargılandığını söyledi. Nöbetçi olmasa bugün bu suçlamalarla karşı karşıya kalmayacağını iddia eden Üsteğmen Kılıç, FETÖ ile ilgili hayatının hiçbir safhasında ilişkisinin olmadığını savundu. Amirlerinin emirlerini yerine getirdiğini aktaran Üsteğmen Mahmut Burak Kılıç, savunmasına şöyle devam etti:
"Bylock'u kullanmadım, 1 dolarım olmadı. Örgütün dershanelerine gitmedim. BHHM'nin emrine aykırı bir hareketim olmamıştır. 04.00'te uyandırıldım sanıklardan Binbaşı Metin Çivilibal, mühimmatsız 4 uçağın hazırlanmasını, görevi bilmediğini ve terörle mücadele olabileceğini söyledi. Uçaklarımızın başına gittik. Olağandışı o an ve o ana kadar yaşanmadı. Personel amirlerinin aldıkları görevi yerine getirmiş ve uçakları hazırlamışlardır. O gece 4 uçaktan birindeydim, ikinci koltuktaydım. Pist başına gitme gibi bir durum katiyen söz konusu değildir. Komutanımızın talimatını bekledik. Filo komutanımızdan durumu netleştirmesini bekliyorduk. Emir kargaşası vardı."
Üsteğmen Kılıç, kargo uçaklarının arasına sıkıştıkları ve kalkamadıkları iddialarına ilişkin ise "Kasa uçaklarının arasına sıkışmış olsak geri dönemezdik. Piste girme teşebbüsümüz olmamıştır. Pist ve bağlantı yolları açıktı. Çünkü kasa uçakları inmeye devam ediyordu. Kalkış için yeterli mesafe ve alan vardı. Piste girmek için hiçbir uçağın girişimi olmamıştır. O gün nöbetçi olduğum için 9 aydır tutukluyum" dedi.
Üsteğmen Kılıç, Mahkeme Başkanı Vedat Koç'un uçuş yasağını duyup duymadığı ile ilgili sorusuna, "Uçuş yasağını televizyonlardan duymadım, tutuklandıktan sonra öğrendim. Uçakta telsiz ile konuşabilmem için motoru açmam lazım. Ben ikinci koltukta olduğum için Kule ile bağlantım olamaz" yanıtını verdi.
Duruşmaya katılan TBMM Başkanlığı avukatının, "Saat 01.00 ile saat 04.00 arasında istirahatli olduğunu söyledin, sosyal medyayı ve haberleri takip etmedin mi?" sorusuna Üsteğmen Kılıç, "Uykusuz olduğum için istirahata çekildim" dedi.
"UÇAKLAR PİSTTEN RAHATLIKLA KALKABİLİRDİ"
Tutuklu sanıklardan pilot Üsteğmen Eray Bakır, savunmasında 15 Temmuz günü eşine doğum günü sürprizi hazırladığını öne sürdü. Darbe girişimi sırasında eşinin arkadaşlarıyla birlikte sürpriz yaptıktan sonra akşam yemeğine gittiklerini ve bu sırada gelen telefon sonrası mesaiye çağırıldığını savunan Üsteğmen Bakır, görevi sorduğunda beklemesi gerektiğinin söylendiğini anlattı. Bu sırada televizyondan darbe girişimini öğrendiğini kaydeden Üsteğmen Bakır, savunmasını şöyle sürdürü:
"Uçuş için uçaklar hazırlandı ve motorlar çalıştırıldı. Kuleden BHHM’nin uçuşları yasakladığını iletti, bu emirden sonra içinde bulunduğum uçak bir santim dahi ilerlememiştir. Kargo uçakları iniyordu ve pistler açıktı. Rahatlıkla kalkış yapılabilirdi emrin teyidi sonrası geri dönüş yapıldı."
Uçakların pist başı yapmadığını ve pisttin büyük bir bölümünün gece ilerleyen saatlere kadar açık olduğunu savunan Üsteğmen Bakır, "BHHM'nin kesinlikle uçakların kaldırılmaması emri sonrası geri dönülmüştür. Eğer BHHM'nin uçakların kaldırılmaması emri aksine hareket edilseydi, uçaklar pistten rahatlıkla kalkabilirdi. Başbakan Binali Yıldırım, Akıncı Meydanı’nı 16 Temmuz günü darbe girişimini bastırma amaçlı görevi BHHM 171. Filoyu görevlendirmiştir. Kapanan pist, valilik tarafından açılmadığı için filomuz hazır olmasına rağmen bu görevi yerine getirememiştir" diye savunma yaptı.
UÇUŞ YASAĞI GELDİĞİNDEN BENİM HABERİM OLMADI
Tutuklu sanıklardan pilot Üsteğmen Muhammed Yusuf Tür ise FETÖ/PDY ile ilişkim olmadığını, örgüt üyesi olmakla suçlanmasına rağmen örgütle uzaktan yakından ilişkisi olmadığını iddia etti. Üsteğmen Tür, 15 Temmuz'da saat 18.00'da BHHM'nin aradığını ve uçakların pist başı yapmasını istendiğini, daha sona görev iptal olunca geri döndüklerini anlattı. Üsteğmen Tür, şöyle dedi:
"Darbe girişiminin olsa dahi bu o gece terör saldırısı olmayacağı anlamına gelmez. Bu hayatın olağan akışına uygundur. Uçuş yasağı geldiğinden benim haberim olmadı. Uçuş yapmayın emri BHHM'den gelmiştir. BHHM, emrini yerde ve havada istediği şekilde değiştirmektedir. Saat 04.00'te uçuş emri üzerine uçaklar hazırlanmıştır. Bana tahsis edilen uçak hangarda değil, açık alandaydı. Havacılıkta ısrarla motor çalışma tabiri yoktur. Kulenin ikazına rağmen uçaklar çalıştırıldığı söyleniyorsa, motorlar çalışmadan telsizi açmak mümkün değildir. Kuleden, uçuşların BHHM tarafından yasaklandığını duydum, bizde park yerine gittik. 15 Temmuz'u, 16 Temmuz'a bağlayan gece emir kargaşası vardı. Konu suç teşkil etmediği sürece amirlerime itaat etmekten başka ne yapabilirim? Darbe girişiminden önceden haberim yoktur, televizyondan öğrendim. Uçak başı yapmak ve geri dönme emri aldım. Suç teşkil eden bir görev yapmadım. Mühimmat dolu 14 uçak varken, emir gereği mühimmatsız uçağa bindim."
HİÇBİR ŞEYDEN ŞÜPHEM OLMADI
Tutuklu sanıklardan pilot Üsteğmen Halil Karan ise 15 Temmuz saat 22.00-23.00'da halı saha maçlarını olduğunu, maçın iptal edildiğin Whatsapp'tan bildirildiğini anlatarak şunları söyledi:
"Binbaşı Metin Çivilibal, filoya gelmemi istedi. 10-15 dakika içerisinde filoya intikal ettik. Görev iptal olduğu iletilince aracımıza bindik nizamiyeden çıkmadan geri arandık, filoya döndük ve gazino da beklemeye başladık. Darbeyle alakam yoktur. Hayatımda ilk kez bu tür olayla karşılaştım. Darbe girişimini televizyondan öğrendim, terörle mücadele olduğunu düşündük. O gece bize veriler görevi icra ettik. Bize verilen görevler hep acildir. En küçük ihmal teröristleri kaçırmamıza neden olur. Her şey olağan şekilde geliştiği için hiçbir şeyden şüphem olmadı." Üsteğmen Karan, savunmasını şöyle sürdürdü:
"Filo komutanımız, terörle mücadele olabileceğini ve BHHM tarafından bir görev verildiğini söyledi. Kule, 'BHHM'nin emri var, uçaklar kalkmayacak' şeklinde ikazı üzerine filo komutanımıza ulaştım ve uçakların kalkmayacağını söyledi. Kule bizi ikaz edince durdum. Ben burada kulenin emrini dinlemeyecek olsam pist başı yapardım. Daha önce nasıl göreve gittiysek, 15 Temmuz günü de o şekilde göreve gittik. Uçakların mühimmatsız olduğunu uçuşa giderken öğrendim. Gece televizyon izledik, köprünün kapatılması ile ilgili haberi izledik ama nerenin bombalandığını izlemedik."
Üsteğmen Karan, Mahkeme Başkanı Vedat Koç'un sorusuna, "Kilo fazlalığı nedeniyle Eskişehir'de görev uçuşum kesildi, spor salonuna giderek gerekli standarda gelince tekrar uçuş görevim verildi. Malatya'da ise kan değerlerimle ilgili bir sıkıntı vardı, düzelmesine takiben tekrar uçuş görevi verildi" yanıtını verdi.
FOTOĞRAFLI