IHA
Oluşturulma Tarihi: Kasım 12, 2015 13:23
ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ALANINDAKİ ÖNEMLİ BULUŞMALARDAN BİRİ OLAN ERGEN GÜNLERİ'NİN 20'NCİSİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ EV SAHİPLİĞİNDE BAŞLADI.
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları alanındaki önemli buluşmalardan biri olan Ergen Günleri’nin 20.’si İnönü Üniversitesi ev sahipliğinde başladı.
Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği Ergen Komisyonu ve İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı işbirliği ile düzenlenen sempozyum, Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Sempozyuma İnönü Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Özdemir, Tıp Fakültesi Dekanı ve Turgut Özal Tıp Merkezi Başhekimi Prof. Dr. Ünsal Özgen, çok sayıda davetli akademisyen ve öğrenciler katıldı.
Toplantıda konuşan Tıp Fakültesi Dekanı ve Turgut Özal Tıp Merkezi Başhekimi Prof. Dr. Ünsal Özgen, “Ülkemizde 100’ün üzerinde üniversite, 80’in üzerinde ise tıp fakültesi bulunmaktadır. Nicelik olarak bir sorunumuz yokmuş gibi görünmektedir. İnönü Üniversitesi’nin önem verdiği iki değer vardır. Bunlardan biri nitelik diğeri ise sürdürülebilirliktir. 20’İncisi yapılan Ergen Günleri Kongresi zaten sürdürülebilir olduğunu kanıtlamaktadır. Sürdürülebilir nitelikli işlerin sayısının arttırılmasının ülkemizin geleceği açısından zorunlu olduğunu düşünüyorum. Bu düşüncelerle etkinliğinizin başarılı geçmesini diliyorum” dedi. ülkeyi yaşatacak olan neslin bugünün ve geleceğin ergenleri olacağını belirten Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği Ergen Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Füsun Çuhadaroğlu Çetin de, ergen ruh sağlığının toplumun ruh sağlığı açısından üzerinde durulması gereken alanlardan birisi olduğunu ifade etti. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Özlem Özcan ise konuşmasında, “Bu yılki temamızı ‘Zor Yaşam Koşulları ve Ergen Ruh Sağlığı’ olarak belirledik. Ergen olmak, çocukluk döneminin coşkulu sevincini ve masumiyetini geride bırakarak büyümenin gerçekliği ve sorumlulukları ile yüzleşmektir. Hem günümüzdeki dönemin doğası, hem de 21. yüzyılın kaotik ve şiddet sarmalı nedeniyle ergenin kimlik kazanım sürecine zorlu yaşam koşulları içinde kalım mücadelesi de eklenmiştir. Buna rağmen başa çıkma becerileri ve dayanıklılığı aynı hızda gelişmemiştir. Geleceği de önemli derecede etkileyecek olan bu zorlu duruma karşı bilimin yapabileceği katkıları bu toplantıda birlikte ele almayı amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı. Yapılan konuşmalardan sonra devam eden ve üç gün sürecek olan sempozyumda davetli akademisyenlerin, eğitim ve ergen, adli durumlar, ergen ruh sağlığını geliştirme eğitimi, suça sürüklenme ve psikopatoloji, yargı sisteminde ergen, ceza evi koşullarında çocuk ve ergen, gelişim ve ergen, madde ve ergen, cinsel istismar olgularına yaklaşım ve adli rapor düzenleme, alkol ve madde bağımlılığı olan ergenlerde eş tanılar, ergenlik dönemi psikometrik değerlendirme, akılcı ilaç kullanımı, Türkiye’de DEHB tedavisi uygulamaları, göç ve ergen sağlığı, intihar/kendine zarar verme davranışı ve ergen, mülteci ergenler ve entegrasyon gibi başlıklar altında sunum yapacakları kaydedildi.