IHA
Oluşturulma Tarihi: Haziran 26, 2015 15:19
MALATYA'DA ÜLKÜCÜLER DOĞU TÜRKİSTAN'DA ÖLDÜRÜLEN MÜSLÜMANLAR İÇİN GIYABİ CENAZE NAMAZI KILDI
Malatya Ülkü Ocakları, Çin’in işgali altındaki Doğu Türkistan’da hayatını kaybeden Müslümanlar için gıyabi cenaze kıldı.
Yeni Cami’de Cuma Namazı sonrası avluda toplanan Malatya Ülkü Ocakları üyeleri Doğu Türkistan’da yaşanan soykırımı lanetledi. Gıyabi Cenaze namazı öncesi konuşan Malatya Ülkü Ocakları Başkanı Muzaffer Karaca, Müslüman Uygur Türklerinin yaşam mücadelesi verdiğini söyledi. Modern dünyanın gözleri önünde Uygur Türklerine sistematik olarak işkence edildiğini ve söz konusu Doğu Türkistan olduğunda İnsan Hakları Beyannameleri herhangi bir hüküm teşkil etmediğini ifade eden Karaca, “Özellikle ramazan ayında Uygur Türklerinin tüm değerleri hedef alınmakta sözde demokrasi havarileri özlerindeki “haçlı” ruhunu bu zulme karşı sessiz kalarak ortaya koymaktadırlar. İçerisinde bulunduğumuz bu ramazan ayında da tablo değişmemiş ve aynı senaryo bir kez daha uygulamaya konulmuştur” dedi.
Her Ramazan Ayı’nda baskı ve sindirme politikalarına yenilerini ekleyen Çin’in, Uygur Türklerinin oruç tutmalarını engellemek için türlü zorlukları çıkardığını ifade eden Karaca konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Diğer yandan camiler de Çin zulmünden payını almakta baskı ve işkence ile Müslüman Türk’ün toprağında
ezan susturulmak istenmektedir. Müslüman gençler alkol kullanmaya zorlanmaktadır. Komünist Çin rejimi tarafından kadınların elbiselerine bile karışılmakta, tüm insani erdemler yok sayılmaktadır. Doğu Türkistanlı soydaşlarımızın milli ve manevi değerlerine karşı adeta bir yıkım gerçekleştirilmekte, ata yurdumuzdan hem Türk varlığı hem de Türk izleri şerefsizce silinmeye, yok edilmeye çalışmaktadır.
Çin’in bu vahşet ve zulmü en son 22 Haziran 2015 tarihinde Kaşgar’da kendini göstermiştir. Çin polisi tarafından, 28 soydaşımız acımasızca şehit edilmiştir. İşgalci Çin yönetiminin, keyfi ve yargısız infazlarına bir yenisi daha eklenmiştir. Ne vahimdir ki, yine söz konusu Müslüman Türk olduğunda uluslararası sivil toplum kuruluşları “lâl” olmuş, ileri demokrasi âşıkları üç maymunu oynamaktadır. “Haçlı Zihniyeti”nin tezahürü bu kuruluşlarla birlikte soydaşlarımızın “Anavatan” bildikleri Türkiye’nin resmi organlarının da tüm bu vahşet karşısında sessiz kalması kabul edilebilir gibi değildir. Ortadoğu’da politikalarını terör uzantılarıyla paralel belirleyenler, peşmerge başını kendilerine kardeş kabul edenler, Uzak Doğu’da da Çin’in yörüngesinde hareket etmektedirler. Yalancı gözyaşları ile Türk siyasetinin gündeminden düşmeyenler, Doğu Türkistan için tek bir kelam etmekten bile aciz görünmektedirler. Zulmün baş mimarı Kızıl Çin’i ve sessiz kalarak bu vahşete ortak olanları lanetliyoruz. Ramazan Ayı’nda din ve soy kardeşimiz Uygur Türkleri’nin acılarını görmezden gelerek, çizdikleri pembe tabloların hayalleri içerisinde milletimizi de bu senaryolarla uyutmaya çalışanları kınıyor ve uyarıyoruz. Aziz milletimizi, işkenceyi kendisi için bir yol seçen ve hukuk dışı uygulamaları ile bilinen Çin’in zulmüne dur demeye çağırıyoruz. Yegâne ümit kaynağı Anadolu Türklüğü olan “Esir Türkler’in ümitlerini boşa çıkarmamak için onların çarpan yüreği, haykıran dili olmaya davet ediyoruz. Muhakkak, kardeşinin derdiyle dertlenmeyen, zor gününde kardeşini yalnız bırakanlar her iki dünyada da mazlumların ahından kurtulamayacaktır”
Yapılan konuşmanın ardından Doğu Türkistan’da öldürülen Müslümanlar için gıyabi cenaze namazı kılındı.