Güncelleme Tarihi:
KÜTAHYA (AA) - Türkiye Pedagoji Derneği Başkanı Mehmet Teber, "Medya, varlığı ve içeriğiyle çocuklara birçok zarar veriyor. Toplumdaki şiddetten şikayetçiyiz ama bunun tohumları şimdiden çocuklarımızın zihinlerine televizyon yoluyla ekiliyor" dedi.
Teber, Hayrat Vakfı ile Sancak Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından Kütahya Belediyesinin katkılarıyla Kültür ve Ticaret Merkezi'nde düzenlenen "Çocuğumu Anlayabiliyor muyum?" konulu konferansta yaptığı konuşmada, çocukların, yetişkinlere kaybettikleri değerleri hatırlattığını söyledi.
Evlerden, hayattan çocuklar çıkarıldığında yaşamın hiçbir anlamının kalmayacağını vurgulayan Teber, şöyle devam etti:
"Koca koca adamlar bir araya geliyoruz, bir şeyler yapıyoruz. O varlık aslında bize bir değer katıyor. Sürekli dünyayı temiz tutuyor. Aslında bize bir öğretici. Sadece çocuğa bir şeyler öğretmeye odaklandıysam, çok büyük bir fırsatı kaçırmış olurum. Demek ki çocuklar, eğitelim diye gelmiyor, tek amaçları o değil. Toplumu eğitmek için geliyorlar. Bir anne ve baba, çocuğuna bakıp onunla büyümüyorsa, ondan nasiplenmiyorsa, sadece bir şeyi vermeye odaklandıysa, kafasının içine bir şeyler sokmaya çalışıyorsa ve ondan gelen şeylere alıcılarını kapattıysa hayatının çok önemli fırsatlarından birini kaçırmış olur."
Anne ve babaların, çocuklarına karşı en önemli görevlerinden birinin, onları fiziksel ve ruhsal bakımdan korumak olduğunu anlatan Teber, medyanın etkilerine değindi.
Özellikle televizyonun çocukları olumsuz etkilediğini dile getiren Teber, "Medya, varlığı ve içeriğiyle çocuklara birçok zarar veriyor. Toplumdaki şiddetten şikayetçiyiz ama bunun tohumları şimdiden çocuklarımızın zihinlerine televizyon yoluyla ekiliyor. Daha sonra bu, yasalarla engellenmiyor, engellenemiyor" ifadesini kullandı.
Teber, Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun 6-18 yaşlarındaki çocuklar üzerinde yaptığı son araştırmada, ekran karşısında kalma süresinin ortalama 5 saat olduğunun belirlendiğini aktardı.
Ekranların, çocuklara çok ciddi zararlar verdiğini savunan Teber, onların hareket etmesi ve oyun oynamasını engellediğini, hayal gücünü de olumsuz etkilediğini sözlerine ekledi.