IHA
Oluşturulma Tarihi: Haziran 19, 2015 12:41
BESLENME VE DİYET UZMANI RABİA YURDAGÜL, RAMAZAN AYINDA BESLENİRKEN NELERE DİKKAT EDİLMESİ GEREKTİĞİNİ ANLATTI.
Beslenme ve
diyet uzmanı Rabia Yurdagül, Ramazan ayında beslenirken nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlattı.
Yurdagül, öğün sayısının ve saatlerinin vücudun alışılmış beslenme ritminin çok dışına çıktığı Ramazan ayında sahur ile akşam yemeği arasında geçen uzun açlık döneminin kan şekerinde düzensizliklerin ve düşmelerin yaşanmasına neden olabildiğini kaydetti.
Yurdagül, "Bu durum ayrıca iş veriminde düşmelere, öğrenme ve anlama kabiliyetinde azalmalara neden olur. Midenin uzun süre boş kalması sonucu mide asit salgısı artar ve hazımsızlık, şişkinlik, ekşime gibi çeşitli sindirim sistemi şikayetleri görülür. Özellikle
iftar saati yaklaştıkça sinirlilik, ani öfke patlamaları, konsantrasyon bozukluğu, baş ağrısı, mide bulantısı ve halsizlik gibi belirtiler artar. Uzun süren bir açlık döneminin (15-16 saat) ardından tek öğünde ve daha hareketsiz olunan saatlerde yüksek miktarlarda besin tüketilir. Bu durum sindirim ve dolaşım sistemi bozuklukluklarına, metabolizma hızının düşmesine, harcanan günlük enerjinin azalmasına yol açar. Yavaşlayan metabolizma sonrası kilo problemleri oluşur, daha önceden ülser ve reflü gibi sorunlar yaşayan bireylerin özellikle bu dönemde uzun açlık dönemlerinin ardından yaşadıkları şikayetlerde artışlar görülür. Hızlı
yemek yemek ve besinleri iyi çiğnemeden tüketme yine bu dönemde en sık görülen problemler olan gaz ve hazımsızlığa neden olur" ifadelerini kullandı.
Ramazan’da sahura kalkmanın büyük önem taşıdığını anlatan Rabia Yurdagül, "Uzun süren açlık dönemlerinin, yavaşlayan metabolizmanın vücuda verdiği olumsuzlukları en aza indirmek, yaşam kalitesini düşüren sağlık problemlerinin yaşanmasını engellemek için Ramazan ayı boyunca beslenmede birtakım değişikliklere gidilmelidir. Oruç tutma kavramının beslenme açısından en hassas yönü vücudun uzun süre aç kalması nedeniyle metabolizma çalışma düzeninde yaptığı değişikliklerdir. Bu nedenle sahura kalkmak Ramazan’da sağlık açısından büyük önem taşır. Sahura kalkılmadığı durumda vücut çok uzun saatler boyunca aç kalır ve bir şeyler yeme süresi birkaç saat ile sınırlı hale gelir. Bu sınırlı zamanda yenilen besinlerin çeşidine ve miktarına dikkat etmek vücudumuzda oluşabilecek olumsuzlukları en alt düzeye indirmek açısından önemlidir. Porsiyon miktarlarını fazla artırmadan ve yenilenlerin içeriğinde bulunan öğelere (yağ, karbonhidrat, protein, vitamin, mineral) dikkat ederek ve en önemlisi de sağlıklı pişirme yöntemlerini kullanarak Ramazan ayını daha dinç ve daha sağlıklı geçirmek mümkün olacaktır. Ramazan ayı boyunca beslenme programımızı; metabolizma hızımızın düşeceği ve hareketlerimizin de normal zamana göre azalacağını göz önüne alarak düzenlememiz gerekir" diye konuştu.
"BESİN DEĞERİ YÜKSEK GIDALAR TERCİH EDİLMELİ"
Sahurda besin değeri yüksek olan gıdaların tercih edilmesini isteyen Yurdagül, "Kan şekerinin düşmesini ve uzun süreli açlığa bağlı olarak iftarda aşırı besin tüketiminin önlenmesi için yavaş sindirilen ve besin değeri yüksek gıdalardan oluşan sahur yemeğinin ihmal edilmemesi gerekir. Sahura kalkmadan yalnızca iftar yemeği ile oruç tutmak son derece sakıncalıdır. Sahur, kişiyi gün boyunca oruca hazırlayan öğündür. Sahurda emilimleri diğer besinlere kıyasla daha yavaş olan, kan şekerini daha yavaş yükselten ve tok tutan süt, peynir, yoğurt, yumurta gibi besinler veya bu besinlerden oluşan öğünler tüketilmelidir. Geceden itibaren iftar zamanına kadar uzun süreli açlık ve özellikle sıvı tüketiminin olmaması önemli sağlık sorunlarına neden olabilir. Sahur ve iftarda, iftar ile sahur arasında geçen sürede su ve diğer sıvıların alımı çok önemlidir. Alınacak toplam su miktarı 8 - 10 bardak olmalıdır. Sıvı tüketimini artırmak için iftarda ilk yemek olarak çorba tercih edilebilir. Bir anda fazla miktarda yemek yemenin vücuda yükleyeceği yükü azaltmak için iftar tek öğün yerine iki öğüne bölünerek tüketilebilir. Hızlı ve fazla yemek tüketiminden kaçınarak yavaş yavaş ve küçük porsiyonlar halinde yemeye ayrıca dikkat etmek gerekir" diye konuştu.
Ramazan’ı kilo almadan tamamlamanın mümkün olduğunu vurgulayan Yurdagül, "Çok kişinin kilo artışıyla sonlandırdığı Ramazan ayını enerjinizi düşürmeden, sağlığınızda olumsuzluklarla karşılaşmadan ve kilonuzu koruyarak geçirmek istiyorsanız aşağıda yer alan önerilerimizi dikkate alın. Mutlaka sahura kalkın ve sahurda ağır besinler yerine hazmı kolay, yüksek enerji içeren ve tok tutan besinleri tercih edin. Örneğin ekmek (tam tahıllı, çavdar, kepek) ve az yağlı peynir ile hazırlayacağınız tostunuzun yanına bir bardak süt veya ayran ya da yoğurt tüketebilir, domates, salatalık gibi sebzeleri ve meyve gibi vitamin deposu besinleri öğününüze ekleyerek sağlıklı bir sahur menüsü oluşturabilirsiniz. İftarda boş mideye aniden yüklenmeyin. Hafif bir çorba ve 1 dilim ekmek/pideyle başlayacağınız yemeğinize bir süre ara verip (en az yarım saat) ızgara veya fırında hazırlanmış et, tavuk, balık yanına biraz zeytinyağlı veya salata ilave edip yoğurt/ayran veya cacık eşiliğinde tamamlayabilirsiniz. İftar ile sahur arasına küçük ara öğünler ekleyerek yavaşlayan metabolizmanıza destek olun. Tatlı tüketmek istiyorsanız iftar sonrasında en az 2 saatlik dinlenmenin ardından hafif tatlıları (meyve tatlıları, sütlü tatlılar, dondurma gibi) tüketebilirsiniz. Gün boyu susuz kalınacağı için iftar ile sahur arasında sıvı ihtiyacınızı karşılayın. Su ile birlikte ayran, taze sıkılmış meyve ve sebze suları, çorba, komposto, gibi içeceklerle sıvı alımınızı artırabilirsiniz" ifadelerini kullandı. (EFE)