Müdür Coşkun Esen: Eğitimde En Çok Proje Üreten Ülke Türkiye

Güncelleme Tarihi:

Müdür Coşkun Esen: Eğitimde En Çok Proje Üreten Ülke Türkiye
Oluşturulma Tarihi: Şubat 15, 2016 12:18

KÜTAHYA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ COŞKUN ESEN

Kütahya İl Milli Eğitim Müdürü Coşkun Esen, "Son 10 yılda öyle gelişmeler oldu ki; artık AB ülkelerinden fazla proje üretir hale geldik" dedi.
Eğitimde Farklı Etkinliklerle Dönüşüm (EFED) Projesi’nin Üst Kurul Toplantısı’nda konuşan Esen, Kütahya’da kamunun eğitimden yüzde 85 oranında memnun olduğunu ifade etti.
"TÜİK’in eğitime dair verilerine bakarsak Kütahya’mızın üniversite mezunu sayısı bakımından gerilerde olduğu görülüyor" diyen Müdür Coşkun Esen, "Eğitim alanında kafa yoran, bilimsel çalışma yapan insanlar dünyada ve Türkiye’de eğitimin problemlerinin özellikle iki sebepten kaynaklandığını ifade ediyorlar: birincisi kurum kültürü eksikliği ve ikincisi öğretmen kalitesinin düşüklüğü. Bu iki problemi halledebilirsek eğitimde arzu ettiğimiz başarıyı yakalayabilmemiz mümkündür. İşte EFED projemiz bu amaçla ortaya çıkmıştır. Bu proje sadece tribünlere hitap eden, görsellik sunmayı hedefleyen bir proje değildir. Eğitimde maksimum verimi hedefleyen bir projedir. İçerisinde birçok unsuru barındıran, eğitimin bütün alanlarına nüfuz eden, verileri sistemli şekilde eğitim camiasının kullanımına sunan, eğitim sistemini derli toplu bir arada görmemizi sağlayan bir yol haritası ortaya koyan bir projedir. Eskiden proje dendiği zaman ciddi bir direnç vardı. Yapmamak için hangi mazeretlere başvurabiliriz diye çabaya sevk eden bir kavrama dönüşmüş idi. Ancak son 10 yılda öyle gelişmeler oldu ki artık AB ülkelerinden fazla proje üretir hale geldik. Tabii her büyüyen yapı içerisinde birtakım riskler yaratıyor. Bu defa da içi boş, görsel yönden zengin projeler üretilmesi gündeme geldi. İşte bu bakımdan EFED projesinin ana mantığının altını ısrarla çiziyorum. EFED ‘hadi bir proje yapalım.’ denilerek ortaya çıkarılmış bir proje değildir. İyi insan yetiştirmek, kurum kültürünü yaygınlaştırmak, öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin, velilerimizin ve bütün eğitim paydaşlarının memnuniyetini artıracak çalışmaları birlikte planlamanın adıdır EFED. Son TÜİK verilerine göre ‘Kütahya’da kamunun eğitimden memnuniyet oranı’ yüzde 85.5’tir. Bu oran bizi Türkiye’de 81 il arasında 6. sıraya yerleştiriyor. Bu, bizim bu işi kısmen iyi yapma yoluna girdiğimizi, umut vaat ettiğimizi gösteriyor. EFED projesinin bunda bir etkisi olduğu muhakkaktır. Değişen şartlar içerisinde hitap ettiğimiz öğrenci ve veli profili değişiyor. Bu değişimi, hitap ettiğimiz insan kitlesinin yönelimlerini sağlıklı bir şekilde tespit etmek ve ona göre hizmet etmek durumundayız. İşte bugünkü faaliyet, hizmet için ilimiz adına ortak aklı ortaya çıkarmak içindir. İl adına yapılacak tüm çalışmalarda ortak planlama yapmak ve kurum kültürünü ortaya çıkarmak amacıyla bu toplantıları planlıyoruz. Hepimiz ortak hareket edersek şüphesiz daha güçlü oluruz. Maksadımız öğretmenlerimizin açıklarını bulmak değildir. Günümüz neslini daha iyi anlamak ve onlar için en uygun eğitim öğretim materyalini bulmak bizim en temel vazifemizdir, bunu yapabilmek için zaten her fırsatta toplantılar yapıyoruz. Çocuklarımızın gönlünü yakalamak, onları iyi insan-iyi vatandaş olarak yetiştirmek öncelikli olarak öğretmenlerimize düşmektedir. Bunun bilinciyle Şubat ayından itibaren Danışman Öğretmenlik süreci başlıyor. Bu sürecin sağlıklı şekilde işleyebilmesi bizlere bağlı. İlimiz genelinde titiz bir inceleme ile yeni öğretmenlerimize yol gösterebilecek, vizyon sunabilecek, onları mesleklerinin ilk yıllarında motive edebilecek ustalar arıyoruz. Fevkalade güzel bir sistemle karşı karşıyayız. Yıllardır eleştirdiğimiz yeni öğretmenlerin toyluğu şikayetimizi ortadan kaldıracak bir sistem bu. Ancak bu sistem de her sistem gibi eğer sağlıklı işlerse işe yarayacak bir sistemdir. Danışmanların işlerini ciddiye almaları, layıkıyla yerine getirmeleri, yeni öğretmenlere mesleğin nasıl ideal şekilde icra edileceğini göstermeleri gerekir. Danışman öğretmenin yeni başlayan öğretmene ‘Sınıf en iyi şekilde nasıl idare edilir, öğretmen nasıl okula entegre olur?’ sorularının cevabını en iyi şekilde aktarmayı hedeflemesi gerekir. Danışman öğretmenlerin bir çıkar beklentisi içerisinde olmadan görevlerini yapmaları gerekir. Bir maddi çıkar, bir unvan beklentisi içerisinde olmamaları gerekir. Sınav sonuçları elimize ulaştıkça değerlendirmemizi yapıyoruz. Bizim için ilçelerin birinci- ikinci- üçüncü olmaları önemli değildir. Bizim için önemli olan ilçeler ve okullar arasındaki uçurumun ortadan kaldırılması, başarının belli ilçelerin- belli okulların tekelinden kurtarılması, tüm ile, tüm okullara yayılmasıdır. Mesela Kızılcaören köyümüzün TEOG’da başarı kazanması bizi son derece mesut etti. Başarının merkezde kalmayıp köylere kadar yayılması hedeflenmelidir. Artık şehir-köy ayrımı kalmamıştır. Köylerde de pek çok imkan artık mevcuttur. Fiziki imkanlar eğitim için artık müsaittir. Önemli olan bu kenar köylerde de bir başarı hikayesi inşa etmektir. Başarı merkezde de olacak, kenar köylerde de olacaktır. Bundan sonra ilçelerde de EFED projesi tam manasıyla uygulanacaktır. Bunun takipçisi olacağız. MEB’nın şu an öngördüğü okul karnesi uygulamasını biz iki yıldır zaten fiilen uyguluyoruz. Gediz ilçemiz projelerini kitapçık halinde bastırmış, tebrik ediyorum. Bundan sonra ilçelerimiz de vizyon belgesi hazırlayacak, ilçe okullarımız da vizyon belgesine dayalı olarak planlamalarını yıl yıl yapacak, hedeflerine ulaşmak için çalışmalarını hızla sürdürecektir. Akılcı hedefler belirlenecek, akademik, sosyal-sportif, değerler eğitimi çalışmaları planlı programlı yürütülecektir. Okullarımız İlçe milli eğitim müdürlüğü ile yaptıkları bu sözleşmeye (Vizyon Belgesi) azami şekilde riayet edeceklerdir. ‘Hedefsiz gemiye hiçbir rüzgar yardım etmez.’ Cenab-ı Allah niçin zafere ulaşmadığımızı sormaz, ama niçin çalışmadığımızı sorar. Bütün bunları yaptığımızda her okulda farklı bir başarı tablosu ortaya çıkar, buna itirazımız yok. Ancak ortada bir çaba olması gerekir. Öğretmenlerimizin de derslerde ve kurslarda ellerinden gelen çabayı göstermeleri gerekir. Öğretmenlik vicdan işidir. Bizler milli eğitim müdürlüğü olarak okullara mazeret bırakmamak için elimizden geleni yapıyoruz. Öğrencilere okuma-yazma-temel matematik yeteneklerini ve milli-manevi değerlerimizi kazandırmak ilkokullarımızın en mühim vazifeleridir. TÜİK’in eğitime dair verilerine bakarsak Kütahya’mızın üniversite mezunu sayısı bakımından gerilerde olduğu görülüyor. Kütahya’da eğitimi daha iyiye taşımak projemizin esas gayesidir. İşte Eğitim Yürütme Kurulu toplantılarımızın ana hedefi okullarımızı bir araya getirmek, bir sistem dahilinde çalışmalarımızı yürütmektir. Her okulun projesi elbette farklı olacaktır, zira her okulun profili, ihtiyaçları farklıdır. Biz milli eğitim müdürlüğü olarak da il il, ilçe ilçe gezip iyi örnekleri almaya çalışıyoruz. Sene sonunda okulların durumları bilişim sistemine girilecek, okullara karne verilecek, iyileşme oranı takip edilecektir. Proje başladığından bu yana veli katılımın da arttığını gözlemliyoruz. Velilerin de eğitimi, başarıyı takip ettiğini sevinerek görüyoruz. Ancak bu, bizim sorumluluğumuzu ve üzerimizdeki baskıyı da artırıyor. Başarımızın arttığı verilerle görülüyor. Eskiden TEOG ülke birinciliği hayaldi. Bugün 15 birincimiz var. Ancak bu başarının ilimizin bütün okullarına, bütün ilçelerine yayılması gerekiyor. Yerimizde saymak yok. Mazeret üretmeye hakkımız yok. Elimizden geleni yapacağız, okulumuzu bir ya da birkaç adım ileri taşıyacağız. Hedeflerimizi yaparken de akılcı, makul davranacağız" ifadelerini kullandı. (EFE)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!