IHA
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 15, 2015 15:41
BÖBREK KANSERİ TEDAVİSİNDE MİKRODALGA ABLASYON TEDAVİSİ İLE TÜMÖRÜ YOK ETME YÖNTEMİ KÜTAHYA’DA İLK KEZ DOÇ. DR. ŞAHİN KABAY VE YRD. DOÇ. DR. MEHMET KORKMAZ TARAFINDAN UYGULANDI
Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Şahin Kabay ve Yrd.Doç.Dr. Mehmet Korkmaz tarafından DPÜ Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ilk kez Doç. Dr. Şahin Kabay ve Yrd. Doç. Dr. Mehmet Korkmaz tarafından, ’Böbrek Kanseri Tedavisinde Mikrodalga Ablasyon Tedavisi ile Tümörü Yok Etme Yöntemi’ uygulandığı bildirildi.
Konuyla ilgili bilgi veren Doç.Dr. Şahin Kabay şu açıklamada bulundu: “En sık ölüm nedenlerinden biri olan kanserin modern pekçok tedavi yöntemi mevcuttur. Böbrek kanserleride günümüzde diğer kanserlere göre az görülmekle birlikte görülme sıklığı artmaktadır. Erken tanı imkanları ve gelişen tedavi yöntemleri ile korkutucu bir hastalık olmaktan çıkmaktadır. Böbrek kanser tanısı alan hastaların pek çoğu kanser kadar ameliyat olmaktan korkmaktadırlar. Açık cerrahinin getirdiği ameliyat süresinin uzun olması, uzun hastanede yatış süreleri, hastanın ağrı çekmesi gibi olumsuzluklar hastaların bu tür ameliyatları istememelerine neden olmaktadır. Karaciğer, böbrek, akciğer bazı kemik tümörleri ablasyon yöntemi ile yok edilerek tedavi edilebilmektedir. Mikrodalga ablasyon tedavisi tümörün içine sadece bir iğne yerleştirip mikrodalga enerjisi kullanılarak o tümörün yok edilmesi işlemidir. Mikrodalga ablasyon ameliyatla çıkarılması gereken bazı tümörlerin ameliyatsız tedavisine imkânı sağlar. Mikrodalga ablasyon daha yeni bir yöntemdir ancak çok hızla yaygınlaşmaktadır. Mikrodalga tedavi işlemi için hastanın daha önceden çekilmiş olan tomografi, ultrason, MR ve PET-BT gibi filmleri incelenir. Tedavi yapılacak olan tümörlerin yapısı, sayısı, büyüklüğü ve yerleşimleri değerlendirilir. İşlem lokal anestezi altında yapılır ve genellikle hastaların hastanede yatmasına gerek yoktur. İşlem sonrası bazen ağrı olabileceği için bir günlük (seyrek olarak bir günden fazla) hastane yatışı gerekebilir. Ancak heyecan, gerginlik ya da korku hissetmemesi için hastaya ek olarak damardan sakinleştirici ve ağrı kesici ilaçlar verilir. Gerektiğinde hasta genel anestezi verilmeksizin uyutulabilir. İğne yerleştirme işlemi ultrason ya da bilgisayarlı tomografi gibi bir görüntüleme yöntemiyle yapılır. Bu nedenle girişimsel radyoloji tarafından yapılır. İğne yerleşimi yapıldıktan sonra tümöre enerji uygulanır ve tümörün ısı etkisiyle yok olması sağlanır.”
Girişimsel radyolojinin başhekimliği döneminde Doç. Dr. Şahin Kabay’ın destekleriyle faaliyete geçtiğini ifade eden Girişimsel radyoloji uzmanı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Korkmaz, girişimsel radyolojik işlemlerin kanserle olan mücadelede çok önem kazanmaya başladığını, bunların en önemlilerinin tümöre ciltten ulaşılarak yapılan yakma işlemleri ve tümöre damar içinden ulaşılarak yapılan tedaviler olduğunu belirtti. (EFE)