Güncelleme Tarihi:
KONYA (AA) - AYŞE ŞENSOY - Öğretileri ile tüm dünyada ilgi uyandıran büyük mutasavvıf Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin vuslata erdiği gece olan ''Şeb-i Arus''ta (Düğün Gecesi) düzenlenen törenler, farklı renk, din ve kültürleri Konya'da buluşturuyor.
Hz. Mevlana'nın hayata gözlerini yumduğu 17 Aralık akşamı yaşananlar, kentte düzenlenen Şeb-i Arus etkinlikleriyle, 741 yıl sonra yine aynı duygularla anılıyor.
7-17 Aralık tarihlerinde düzenlenen Mevlana'nın Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri, yurt dışı ve yurt içinden binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. Havayolu ulaşımının daha nitelikli hale gelmesi, Ankara, Eskişehir ve yarından itibaren başlayacak Konya-İstanbul Yüksek Hızlı Tren seferinin de devreye girmesiyle, ziyaretçi yoğunluğunun daha da artması bekleniyor.
- Sema törenleri 10 bin kişilik spor salonunda
Öte yandan törenler kapsamında 11 gün boyunca 21 sema gösterisi planlanırken, bu yıl bir ilk yaşanacak. Her yıl Mevlana Kültür Merkezi'nin 2 bin 670 kişilik sema salonunda düzenlenen törenler, bu yıl Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin hayata gözlerini yumduğu gece olan ''Şeb-i Arus'' akşamı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da katılımıyla, ilk defa 10 bin kişi kapasiteli Konya Büyükşehir Belediyesi Spor ve Kongre Merkezi'nde icra edilecek.
- Sema, işitmek, güzel ses ve şarkı dinlemek demek
"Mevlana" denince ilk akla gelen, görselliği ve estetiği ile seyredenleri etkileyen bir ritüel olan sema gösterilerinde semazenlerin her hareketi ayrı bir anlam taşıyor. Sema ayininin icra edildiği "Semahane" denilen alanın şeklinden, semazenlerin üstüne oturdukları postlara, giydikleri her kıyafetten yaptıkları harekete kadar hepsinin farklı anlamları bulunuyor.
Kelime olarak "işitmek, güzel ses ve şarkı dinlemek" anlamlarına gelen sema, Hz. Mevlana'nın yaşadığı dönemden günümüze kadar Mevlevilerle özdeşleşen bir terim olarak literatürde yerini alıyor.
Genel olarak bir bütün şeklinde değerlendirilen sema ve musikisi, semazenlerin sağ ayak başparmağını sol ayak başparmağı üzerine koyarak (ayak mühürlemek) yarı secde eder gibi birbirleriyle selamlaşmalarıyla başlıyor. 4 bölümlük sema, sonunda okunan Kur'an-ı Kerim ve dua ile farklı anlamlar içeriyor. Bu bölümlerin ilki, musikisiz olarak Hz. Muhammed'i öven şiirler (Nat-ı Şerif) ile başlıyor. İkinci bölümde gerçekleştirilen ney taksimi ise ilahi nefesi temsil ediyor.
Üçüncü bölümde, ilk iki bölümü huşu ile oturarak dinleyen, Mevlana'yı temsil eden şeyh (postnişin), semazenbaşı ve semazenler ayağa kalkarak dairesel döngüyle (Devr-i Veledi), Hz. Mevlana’yı veya bazı bilim adamlarınca Hz. Muhammed'i temsil ettiğine inanılan kırmızı postun önünde üç tur birbirleriyle selamlaşıyor.
Kendi içerisinde 4 selamı barındıran son bölümde ise semazenler kısa aralıklarla semaya kalkıyor. Bu semaya kalkışların ilki; "Allah'ın yüceliği" kavranarak kulluğun acziyetinin daha iyi anlaşılması, ikincisi; Allah'ın yarattıklarının muhasebesinin yapılıp onun büyüklüğünün idrak edilmesi, üçüncüsü de aşk ateşiyle benliğini yakıp bütün uzuvlarında Allah'ın hissedilmesi anlamını taşıyor. Semazenlerin bedeni ile dönerken kalbi ve dili ile de Allah'ı zikrettiği (Zikr-i Celal) sırada, semazenbaşının semazenlerin aralarında gezinmesi de mesafenin korunması konusunda onlara yardımcı olması anlamına geliyor.
Daha sonra şeyhin kırmızı postun ucunda ayakta durarak dualar okumasıyla semanın dördüncü selamı sona eriyor. Tören, semazenlerin yerlerine oturmasının ardından Kur'an-ı Kerim'den bir ayet okunması ve postnişinin duasıyla son buluyor.
- "Allah'ın sırrına aracısız ulaşmak"
Semazenlerin hareketleri hakkında AA muhabirine bilgi veren Selçuk Üniversitesi (SÜ) Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Nuri Şimşekler, kendisi için özel bestelenmiş musikisi ve içerdiği manasıyla semanın görselliği dışında apayrı bir anlamının olduğunu söyledi.
Mevlana'nın semayı; "Fanilik içinde beka zevkini tatmak, Allah'ın sırrına aracısız ulaşmak, Allah ile buluşmak ve aşkı kucaklayıp bağrına basmak" gibi cümlelerle açıklamaya çalıştığını belirten Şimşekler, bunun aynı zamanda Mevlana'nın ilahi aşkla yanan gönlünün sema şeklinde bir yansıması olduğunu ifade etti.
- Güneş sistemi ve atoma benzetiliyor
Şimşekler, semanın yapıldığı yer ve semazenlerin hareketlerinin ayrı anlamlar taşıdığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Bazı bilim adamları sema yapılan yeri yuvarlak olmasından dolayı dünyaya, postnişini güneşe, semazenbaşını aya ve semazenleri de gezegenlere benzeterek semanın güneş sisteminin bir anlatımı olduğunu vurgularken, bazı bilim adamları da bu konsepti atoma benzetir. Semazenler dönerken kalbi ve dili ile de Allah'ı zikreder. Semazenbaşı ise aralarında gezinerek birbirlerine olan mesafenin korunması konusunda onlara yardımcı olur. Sema başlamadan semazenin kollarının iki omzuna değecek şekilde çapraz durmasının, Arap harfleriyle yazılımda 'Allah' kelimesinin 'elif'ini; semaya başladıktan sonra kollarını iki yana açarak sağdan sola, yani 'gönle' doğru dönmesi, kainatı bütün kalbiyle kucaklaması anlamına gelir. Semazenin yukarıya dönük olan sağ avucu ile haktan aldığını, avucu yere dönük olan sol eli ile halka dağıtması anlamlarını barındırır. Ayrıca sema edilirken ellerin iki yana açılması yine Arapça'da 'la' yani yoktur; 'La İlahe İllallah'ın (Allah’tan başka ilah yoktur) ifadesidir."