Güncelleme Tarihi:
KONYA (AA) - Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, İran ve Türk tırları arasındaki gümrük sorunu ile ilgili, "Yapmış olduğumuz görüşmeler neticesinde anlaşma sağlandı. Şu anda hem Türk taşıtları hem İran taşıtları, transit amaçlı taşıtlar, herhangi bir şekilde ödeme yapmayacak" dedi.
Konya'ya gelen Elvan, hayırsever iş adamı Ahmet Keleşoğlu'nun cenaze törenine katıldıktan sonra, Konya Valisi Muammer Erol'u makamında ziyaret etti.
Ziyarette gazetecilerin sorularını cevaplandıran Elvan, İran ve Türkiye arasındaki gümrüklerde yaşanan tır sorunuyla ilgili kalıcı bir çözüm olup olmadığına ilişkin soru üzerine, bu sorunla ilgili iki gün önce İranlı Enformasyon ve İletişim Bakanıyla bir araya geldiklerini belirtti.
Son birkaç ay içinde taşımacılıkta bazı sıkıntılar yaşandığını, yaptıkları müzakerelerle bu işin çözüme kavuşturulduğunu ve anlaşma sağlandığını ifade eden Elvan, şunları kaydetti:
"Türkiye'den İran'a geçen her tır veya kamyon için başlangıçta 0,8 avro para alınıyordu, bunu 1,6 avroya çıkarttılar. Biz de İranlı taşıtlardan 1,6 avro para alıyorduk. Yapmış olduğumuz görüşmeler neticesinde anlaşma sağlandı. Şu anda hem Türk taşıtları hem İran taşıtları, transit amaçlı taşıtlar, herhangi bir şekilde ödeme yapmayacak. İkili taşıma çerçevesinde gerçekleştirilen işlere yönelik ise örneğin İranlı bir tırın Türkiye'ye ya da bir Türk tırının Türkiye'den İran'a mal götürmesi halinde ise yine 1,6 avroluk litre başına para alınması söz konusu idi. Müzakere neticesi Türk tır ve kamyonlarımız litre başına sadece 0,3 avro ödeyecekler, transit taşımacılık için herhangi bir ödeme yapmayacaklar. İki ülke arasında taşımaya yönelik 0,3 avroluk ödeme yapacak, bu şekilde anlaşma sağlandı. Önem arzeden diğer bir husus ise İran özellikle, İran'da transit amaçlı bulunan Türk tırlarının 4 gün süreyle İran'da kalmasını zorunlu hale getirmişlerdi. Bunu iki güne düşürdük."
Elvan, zaman zaman İran gümrük kapısında İranlı tırlara öncelik tanındığını anımsatarak, "Bundan sonraki süreçte İranlı ve Türk tır sahiplerine eşit muamele yapılacak, hiçbir şekilde ayrıcalık söz konusu olmayacak. Ancak bozulacak nitelikte olan gıda taşıyan tırlar ve kamyonlar, Türk ya da İran kökenli, Türk ve İran sahipli olan tırlar için öncelik tanınacak. Ayrıcalık da ortadan kalkmış oldu. Nakliyecilerimiz de aldığımız karardan memnun" diye konuştu.
- "Recep Tayyip Erdoğan, barışın, demokrasinin, özgürlüğün timsalidir"
Elvan, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sözlerine ilişkin başka bir soru üzerine, kınanması gereken kişinin Cumhurbaşkanı Erdoğan olmadığını söyledi.
Erdoğan'ın son derece yerinde bir tepki gösterdiğini, bu tepkinin tüm Müslüman kitlelerin bir anlamda içinde olup da söylemediği bir tepki olduğunu anlatan Evlan, tüm Müslümanların bir anlamda düşüncesi ve duygularının dile getirildiğini vurguladı.
"Kınanması gereken kişi Netanyahu'dur. Çocuk katilidir, bebek katilidir. Recep Tayyip Erdoğan ise barışın, demokrasinin, özgürlüğün timsalidir. Aralarındaki fark budur" diyen Elvan, Paris'teki yürüyüşe Netanyahu'nun katılmasıyla ile ilgili ise "O ortamın dokusunu bir anlamda bozmuştur. Netanyahu o yürüyüşe yakışmamıştır. Filistin'de binlerce gencin, çocuğun, bebeğin bir anlamda katledilme emrini veren kişi olduğunu da hiçbir zaman unutmayalım. Bu açıdan Cumhurbaşkanımızın açıklamasını ve tepkisini son derece yerinde ve önemli olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
- "Bunlar gerçekten ihtilal dönemlerinin zihniyetleridir"
Elvan, Paris'teki saldırıyla ilgili, terörün her türlüsünü karşı olduklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Nereden gelirse gelsin, orijini ne olursa olsun, çünkü biz terörden çok sıkıntı çektik. Ülke olarak terörün ne olduğunu çok iyi biliriz. Bu saldırı üzüntü verici. Hepimizin gerçekten üzüldüğü bir hadiseydi. Bu hadisenin hemen arkasından kutsal değerlerimize, dinimize peygamberimize, saldırı ve hakaret hiçbir şekilde anlaşılamamıştır, böyle bir şey söz konusu olamaz. Hiçbir kesim, hangi dinden olursa olsun, hangi dine yönelik olursa olsun, kutsal değerleri ayaklar altına alamaz. Özgürlük adına, hele hele basın özgürlüğü adına kutsal değerlere hakaret ve saldırı hiçbir zaman tasvip görmemeli ve görmeyecektir. Burada yapılan, aynı hususun dergi tarafından basılması, Türkiye'de bir gazetenin eki olarak bunların verilmesi son derece üzücüdür. Bunlar provoke edici girişimlerdir. Bu girişimleri hiçbir zaman tasvip etmedik. Bundan sonraki süreçte de etmeyeceğiz. Hele hele yüzde 99'unun müslüman olduğu Türkiye'de bir ulusal gazetenin kutsal değerlerimize saldırıyı, sanki basın özgürlüğü, daha doğrusu ne kadar özgürlükçü bir gazete olduğunu gösterme şeklindeki tavrı gerçekten kınanacak tavırdır. Bunun özgürlükle alakası yoktur. Maalesef bu zihniyet, bu anlayış Türkiye'de halen az da olsa vardır. Bunlar gerçekten ihtilal dönemlerinin zihniyetleridir. Bu zihniyetleri değiştirmelidirler. 'Milletin değerlerine, kutsal değerlere saygı duymayı öğrenmeliler' diye düşünüyorum. Milletimiz sağ duyu sahibidir. Bu konuda her türlü hassasiyeti göstermiştir, bundan sonraki süreçte de gösterecektir. Nefretle bu girişimde bulunanları kınıyoruz."