Teknoloji Çağı Neslinin Sevgiye İhtiyacı Var

Güncelleme Tarihi:

Teknoloji Çağı Neslinin Sevgiye İhtiyacı Var
Oluşturulma Tarihi: Aralık 04, 2015 15:28

SELÇUKLU BELEDİYE BAŞKANI UĞUR İBRAHİM ALTAY, "ÖZELLİKLE İSMİNİ ÖNEMLİ BİR MEDENİYETTEN ALAN BİR İLÇENİN GENÇLERİ OLARAK SELÇUKLU MEDENİYETİ'NE VE SELÇUKLU DEĞERLERİNE SAHİP ÇIKMAK HAYATIN EN ÖNEMLİ DAVRANIŞLARINDAN BİRİSİ OLUR" DEDİ.

Selçuklu Değerler Eğitimi Projesi (SEDEP) kapsamında öğrenci ve öğretmenlerle buluşan Eğitimci-Yazar Sait Çamlıca değerler eğitimi konusunda çarpıcı tespitlerde bulundu.
SEDEP düzenlenen öğretmen ve öğrenci seminerleri ile devam ediyor. Değerler eğitiminin farkındalığını arttırmak için gerçekleştirilen etkinlik kapsamında Eğitimci-Yazar Sait Çamlıca öğretmen ve öğrencilerle bir araya geldi. Dedeman Otel’de gerçekleştirilen ve katılımın yoğun olduğu programlarda Çamlıca ilk olarak lise öğrencilerine hitap etti. Günün ikinci programında da öğretmenlerle buluşan Eğitimci-Yazar, değerler eğitimi, aile ve okul hayatında değerlerin nasıl anlatılması gerektiği konularını gerçek hayat hikayeleri ile örneklendirdi. Çamlıca program boyunca katılımcıları zaman zaman güldürdü, zaman zaman da düşündürdü.
SEDEP eğitim seminerlerine Selçuklu Kaymakamı sabit Kaya, Selçuklu Belediye Başkanı uğur İbrahim Altay, Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Önder Kutlu, Selçuklu İlçe Milli Eğitim Müdürü Turan Kayacılar, Milli Eğitim Şube Müdürleri, okul idarecileri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.
“SELÇUKLU MEDENİYETİNİN DEĞERLERİNE SAHİP ÇIKIYORUZ”
Eğitim hayatında ders ve sınavlar kadar önemli işlerin de olduğunu ve gerçekleşen seminerler ile onların anlatılmaya çalışıldığını ifade eden Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, “Özellikle ismini önemli bir medeniyetten alan bir ilçenin gençleri olarak Selçuklu Medeniyeti’ne ve Selçuklu Değerlerine sahip çıkmak hayatın en önemli davranışlarından birisi olur. Bugün burada sizlerle birlikte olmaktan dolayı duyduğum mutluluğu ifade ediyor, seminerin hayatınıza katkı sağlamasını diliyorum” dedi.
“HEDEFİMİZ DEĞER MERKEZLİ BİR EĞİTİM”
SEDEP Necmettin Erbakan Üniversitesi’nin en fazla önem verdiği projesi olduğunu ifade eden Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Önder Kutlu, “Üniversite olarak altyapı ve araştırma ile alakalı birçok proje yürütüyoruz. Ama eğitimle alakalı bu projemizin bizim için özel bir yeri var. Çünkü burada söz konusu olan insan ve bu insanlar hayatının başlangıç dönemindeki insanlar. Bu insanlara vereceğimiz öğretimin yanında mutlaka eğitimde çok önemli bir yer tutuyor. Eğitim içinde değer merkezli bir eğitimi hedef aldığımız için bu projeden beklentimiz çok büyük ve 4 yıldır paydaşı olmaktan mutluluk duyduk. Selçuklu Belediyesi’ne hem üniversitem adına, hem de bir veli olarak çocuklarım adına bu projeye öncülük ettikleri için teşekkür ediyorum” dedi.
SEDEP kapsamında anlamlı ve güzel etkinliklerin gerçekleştirilmeye devam ettiğini ifade eden Selçuklu İlçe Milli Eğitim Müdürü Turan Kayacılar, “Bu proje medeniyetimizin ve kültürümüzün özünü oluşturan değerlerimizin geleceğimizin sahibi olan gençler tarafından benimsenmesi ve geleceğe taşınmasını amaçlıyor. Bu projede yapılan bu tür etkinliklere bu yüzden son derece önem veriyoruz. Bizler doğruları bilsek bile defalarca dinleme ihtiyacı duyan varlıklarız. Dolayısıyla hepimizin doğruları defalarca dinlemeye ve işitmeye ihtiyacımız var. Bu nedenle bu tür seminer ve panellerin ayrıca önemli olduğuna inanıyorum” diye konuştu.
“ÇOCUKLARA DEĞERLERİ ÖĞRETMENİN YÖNTEMLERİNİ ÖĞRENMELİYİZ”
Günlük hayatımızda çocuklara değerlerin öğretilmesi konusunda birçok anne-babanın bilgi ve yöntem sahibi olmadığını ifade eden Eğitimci-Yazar Sait Çamlıca, “Biz (anne, baba ve öğretmen) çocuklara okuyun, ders çalışın, yaprak test çözün demekten yalan söylememeyi öğretmenin çok daha önemli olduğu hakikatini unuttuğumuzu fark ettim. Onun için bu değerler eğitimi projesini çok önemsiyorum. Kendimizi bazen öyle bir kaptırıyoruz ki çocuklarımıza sabrı, merhameti ve dürüstlüğü anlatmayı unutuyoruz ve birçoğumuz çocuğa sabır nasıl öğretilir bilmiyoruz. Bir çocuğa matematik öğretmeyi biliyoruz ama merhamet nasıl öğretilir, dürüst olmak nasıl öğretilir bilmiyoruz ve birçoğumuz tıkandık kaldık. Ama en azından böyle bir yola çıkıldı ve bu tür güzel projelere vesile oldu” ifadelerini kullandı.
“AMACINDAN KOPUK BİR EĞİTİM İNSANA BİR ŞEY KATMAZ”
Anne- babaların günlük hayatta sıkça,“Zamanın gençliğinde iş yok, bizim zamanımızda böyle değildi” diye serzenişte bulunduklarını ifade eden Çamlıca, “Bu noktada öncelikle aileler zamanı iyi okumalı. Zamanın topluma, aileye çocuğun psikolojisine ve zihin dünyasına yansımasını iyi okumalı diyen Çamlıca,“Çocukları okumayan, çocukları okutamaz, gençleri okumayan, gençleri okutamaz” diyerek sürdürdüğü konuşmasında , “Zamanın çocuğun zihin haritasına yansımasını iyi okuyan bir aile ondan sonra bu şartlar altında çocukla sağlıklı iletişim kurmanın yol ve yöntemlerini aramalıdır. Bugün insanlık tarihi boyunca yaşanmamış bir dönem yaşıyoruz ve insanlık tarihinde teknolojinin insanları ve aileleri kuşattığı başka bir dönem olmamıştır. Daha da önemlisi bilgi verene ihtiyaç duyan bir nesil yetişmemiştir. Bugünün çocuklarının ne bilgiyi veren öğretmene ne de ansiklopediye ihtiyacı yok. Çünkü artık tüm soruların cevabına teknoloji ile ulaşıyorlar. Zaten eğitim bilgi aktarmak değil, bilinç vermektir. Aslolan çocuklara tarih öğretmek değil, tarih bilinci vermektir. Aslında soru da tam bu noktada geliyor. Çocuklara tarihi öğretmek kolay ama tarih bilinci nasıl verilecek. Aslolan çocuklara felsefecilerin hayat hikayelerini değil düşünmeyi öğretebilmektir. Bir insana düşünmek nasıl öğretilir diye düşünmek, bu soruların cevabına kafa yormak gerekir. Amacından kopuk bir eğitim insana hiçbir şey katmaz” ifadelerini kullandı.
“ÇOCUKLAR ANLAŞILMAK İSTİYOR”
Öğretmenlere çocuklar için hayata dair nasihatlerde bulunmaları tavsiyesinde bulunan Çamlıca, “Bazen o 5 dakikalık nasihat, bazen o bir hayat hikayesi çocuklarımıza çok şeyler katabilir. Çocuklarımız günümüzde yoğun bir teknoloji kuşatması altında yaşıyorlar. Çocukların yaşadıkları bu hayat onlara sarılma duygusunu, birlikte zaman geçirme duygusunu unutturuyor. Teknoloji çağı çocuklarının sorunu bu. Yaşadığımız çağın çocukları sevgi ve muhabbete muhtaçlar. Çocuğun aile hayatında da annesi dizi ile babası da haber ile vakit geçiriyor ve çocuk kendi haline itiliyor. Anne- baba kendisi kalkmazken bu çocuklar niye dersi sevsin niye bilgisayar başından kalksın ki? Çocuklar ilgi istiyor, muhabbet istiyorlar. Çocuklar anlaşılmak istiyorlar. Anneyi babayı eğitime dahil etmeyen bir bir öğretmen, okul müdürü kendini daha çok yorar” dedi.
Toplum olarak zamanın dilini niye kaçırdık sorusunun iki temel cevabı olduğunu ifade ederek konuşmasını tamamlayan Çamlıca,“ Bunlardan birincisi bizim elimizde olmayan sebepten kaynaklanıyor. Son 15 yılda kendinden önceki 2000 yıldan daha fazla teknolojik değişim yaşadık. Bu kadar hızlı değişime ayak uyduramadık. Bu bizim elimizde olan bir şey değildi. İkinci ve bizden kaynaklanan hatamız ise millet olarak okumayı diploma almaktan ibaret görmemiz oldu. Biz oku emrini diploma al diye anlamanın bedelini çok ağır ödüyoruz. Maalesef bu memleketin okumamışları okumuyor. 22 yaşında öğretmen olmuş 50 yaşına gelmiş 28 senedir okumayan bir öğretmen, mühendis, doktor zamanın gençliğinde iş yok bahanesine sığınmasın” şeklinde konuştu.
Gecenin sonunda Selçuklu İlçe Milli Eğitim Müdürü Turan Kayacılar, Eğitimci-Yazar Sait Çamlıca’ya günün anısına plaket takdim etti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!