IHA
Oluşturulma Tarihi: Aralık 16, 2015 14:02
NECMETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ VE KONYA ADLİYESİNİN ORTAKLAŞA DÜZENLEDİĞİ "MÜLTECİLER, İNSAN HAKLARI VE İSTİNAF MAHKEMELERİ" PANELİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ.
Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) ve Konya Adliyesinin ortaklaşa düzenlediği “Mülteciler, İnsan Hakları ve istinaf Mahkemeleri” paneli gerçekleştirildi.
Konya Ticaret Odası Konferans salonunda gerçekleştirilen panele, HSYK üyeleri, Yargıtay Birinci Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Konya Valisi Muammer Erol, Konya Cumhuriyet Başsavcısı Bestami Tezcan, NEÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Konya Adliyesi hakim ve savcıları, Konya İl Emniyet Müdürü Mevlüt Demir ile öğretim üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren NEÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker, ülkemizin birçok badire atlattığını bundan sonraki sorunların da üstesinden geleceğini belirterek, “Ülkemizin kendi iç huzuruyla beraber komşularımızda da mazlumlara el uzatmaya gayret ediyoruz. Bunu istemeyenler her daim olacaktır. Ülkeler arası menfaat çatışmalarının arasında dik durarak ve saygın bir şekilde insanı esas alarak adaleti arzulayarak ilerlemeye gayret ediyoruz” dedi.
Moderatörlüğünü NEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Önder Kutlu’nun gerçekleştirdiği panelde ilk sunumu Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit gerçekleştirdi. Bölge adliye mahkemelerinin biran önce faaliyete geçmesi gerektiğini dile getiren Cirit, çalışma takviminin henüz tam olarak kesinleşmemesinin yarattığı belirsizliklerin, Yargıtay’ın karar alma ve sorun çözme mekanizmalarını olumsuz etkilediğini belirtti.
“BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ, YARGITAY’IN İŞ YÜKÜNÜ AZALTACAK”
Bölge adliye mahkemelerinin gelecek yıl faaliyete geçmesi yönünde program açıklandığını aktaran Cirit, "Yargıtay’a gelen 1 milyon dosyanın bundan sonra ancak 10’da 1’inin geleceğini tahmin ediyoruz. Yargıtay, ağır iş yükü altında her yıl artan iş yüküyle karşı karşıyadır. İstinaflar devreye girdiğinde Yargıtay’ımız sadece hukuk denetimi yapacaktır. Yargıtay, içtihat mahkemesi özelliğine hızla kavuşacaktır. Böylelikle sistem, güzel bir organizasyon olarak çalışacaktır. Bölge adliye mahkemelerinin kurulması Yargıtay’ı iş yükü bakımından kısmen rahatlatacaktır. Yerel ve istinaf adliyelerinin meselesini çözmeyecektir. Bize gelen 1 milyon dosyanın 900 bini istinaflara gidecektir. İstinaflar da yargılama yapacakları için onlar da ağır iş yükü altında kalacaklardır" diye konuştu.
Cirit, son yıllarda yaşadıkları en önemli sorunların başında iyi hukukçu yetiştirememek olduğunu, iyi bir hukuk sistemi için iyi hukukçulara ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
“ZULÜMDEN KAÇANLARI ANADOLU İNSANI BAĞRINA BASMIŞTIR”
Mülteciler meselesinin büyük bir mesele olduğunu ifade eden Cirit, "Geçen Time dergisi yılın ödülünü 100 bin mülteciyi alacağını ifade eden ama daha almayan Almanya Başbakanı Angela Merkel’e verdi. Biz, 2,5 milyon mülteci barındırıyoruz. Onlara kucağımızı açtık, ekmeğimiz paylaştık. Bu da ayrı bir garabettir, adaletsizliktir. Bunu da takdirlerinize sunuyorum" şeklinde konuştu.
Anadolu insanının ekmeğini paylaşmasını bildiğini anlatan Cirit, "93 harbi, Trablusgarp Savaşı ve akabinde 1. Dünya Savaşı sırasında göç yollarında 6 milyon vatandaşımızı kaybettik, kıtal gördük, sıtmaları ve bulaşıcı hastalıkları yaşadık. Bu nedenle Anadolu insanı zorda kalanın yanında olmasını, açıkta kalanın üstünü örtmesini bilen bir millettir. Biz, paylaşmasını bilen bir milletiz. Tarih boyunca da böyle olmuştur. Şu anda birçok Avrupa ülkesinden daha fazla oranda mülteci barındırıyoruz. Zulümden kaçanları Anadolu insanı bağrına basmıştır. Onların aşı ve örtüsü olmuştur. Şu anda 2,5 milyon Suriyeli mülteci vardır. Bu millet, alicenap ve kadirşinas büyük bir millet. Bundan dolayı yok etmek için uğraşıyorlar ama muvaffak olamıyorlar, olamayacaklar da" dedi.
“BATİ İNSAN HAKLARI KONUSUNDA MANİPÜLASYON YAPIYOR”
NEÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şaban Tanıyıcı ise, Dünya’daki her şeyin insanın mutluluğu üzerine kurulduğunu, bunu sağlamanın en önemli yolunun insan haklarının sağlanmasından geçtiğini vurguladı. Tanıyıcı, “İnsan hakları konusunda batının diğer toplumları vahşi olarak nitelendirmesi veya kendisini kurtarıcı olarak nitelendirmesi batı açısından bir manipülasyon diyebiliriz. Batı diğer toplumlara şöyle diyor: ‘Siz benim yaptığım yanlışları yapmayın, benim çıkardığım savaşlar nedeniyle 60 milyon insan öldü, katliamlar yaptım, soykırımlar yaptım dolayısıyla bakın bunları ilan ediyorum ama bunları ben gerçekleştirmiş değilim, insan hakları beyannamesi benim iflasımın belgesidir’”ifadelerini kullandı.
“BEREKET DİYE BİR KAVRAM VARDIR”
Emekli Yargıtay Hakimi Engin Şafak, Suriyelilere ve diğer mültecilere kucak açmakla bizden bir şey eksilmeyeceğini vurgulayarak, “Rabbimizin hazinesi sonsuzdur. Bereket diye bir kavram vardır. Bu bereket bu ülkeye hiç bilemediğimiz çeşitli yönlerden oluk oluk akmaktadır. Bir mazlumun bir yetimin başını okşamak bizim medeniyetimiz son derece önemli göstergelerindendir” diye konuştu.
Panel davetlilere hediye takdimi ile sona erdi.