Mevlana'nın 741. vuslat yıl dönümü

Güncelleme Tarihi:

Mevlananın 741. vuslat yıl dönümü
Oluşturulma Tarihi: Aralık 17, 2014 21:03

- Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Akyürek: - "Anadolu'nun o zaman yaşadığı karmaşık ve parçalanmış siyasal yapısı içinde o büyük usta, hem içinde yaşadığı topluma ve zamana ama daha da önemlisi gelecek zamanın insan ve toplumuna da aynı incelik ve endişe ile sesleniyor, yön veriyordu. Bu yön verme, toplumu yoğurma işini kılıçla, topla, tüfekle değil kelimelerle, şiirle, hikayelerle yapıyordu"

Haberin Devamı

KONYA (AA) - Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Hz. Mevlana'nın yaşadığı dönemde Anadolu'nun karmaşık ve parçalanmış siyasal yapısı içinde hem içinde yaşadığı topluma ve zamana hem de gelecek zamanın insan ve toplumuna da yön verdiğini belirterek, "Bu yön verme, toplumu yoğurma işini kılıçla, topla, tüfekle değil kelimelerle, şiirle, hikayelerle yapıyordu" dedi.

Akyürek, Hz. Mevlana'nın 741. vuslat yıl dönümü etkinlikleri kapsamında Büyükşehir Belediyesi Spor ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen törende, Hz. Mevlana'nın yaşarken yaktığı büyük aşk ve iman ateşinin, bugün de insanları ısıtmaya ve aydınlatmaya devam ettiğini söyledi.

Hz. Mevlana'nın "Ben yaşadıkça Kur'an'ın kölesiyim. Ben, Hz. Muhammed Mustafa'nın yolunun tozuyum. Eğer biri, benden, bunlardan başka şey naklederse, ondan da şikayetçiyim, o sözden de şikayetçiyim" sözünü atıfta bulunan Akyürek, "Bu söz, her birimizin içinde ve gök kubbede asılı durmaktadır. Biz de her birimiz tek tek bu sözü tekrarlıyor ve alemlerin efendisine bağlılığımızı, hüdavendigar gibi ilan ediyoruz" diye konuştu.

Haberin Devamı

Akyürek, insanın tarihsel yürüyüşü içerisinde sık sık yoldan çıktığını belirterek, Allah'ın her defasında gönderdiği Peygamberler aracılığıyla insanlara yeniden dosdoğru yola çağırdığını aktardı.

Sonraki zamanlarda, bu ilkeleri yeniden kendi çağları için yorumlayıp, yoğuran ruh mimarlarını bu topraklarda gördüklerini anlatan Akyürek, şöyle konuştu:

"Yaşadığımız topraklara baktığımız zaman Yesevi'den, Yunus Emre'ye; Hacı Bayram-ı Veli'den Hacı Bektaş'a ve Feridüddin Attar'dan Hz. Mevlana'ya uzanan çok boyutlu bir gönül coğrafyasında erenlerimizi, bilgelerimizi, gönül adamlarımızı görüyoruz. Bu insanların mayaladığı Selçuklu, sonrasında Osmanlı toplumsal yapısındaki varoluş kodlarımız; Mekke'den, Kudüs'ten, Endülüs'ten, Balkanlara... İstanbul'dan, Bursa'dan, Edirne'den Şam'a uzanan bir medeniyet algısı... Biz bu ırmaktan yüzyıllardır içiyoruz, kanmadık. Bugün dünyanın bir çok bölgesinde, çok değişik renk ve anlayıştan insanlar bu ırmağa koşuyor. Biz bunu anlayabiliyoruz."

Haberin Devamı

Akyürek, Hz. Mevlana'nın 7-8 asır önce insanlığın neyi kaybettiğini ve neyin arayışı içinde olduğunu bildiğine işaret ederek, şöyle devam etti:

"Anadolu'nun o zaman yaşadığı karmaşık ve parçalanmış siyasal yapısı içinde o büyük usta, hem içinde yaşadığı topluma ve zamana ama daha da önemlisi gelecek zamanın insan ve toplumuna da aynı incelik ve endişe ile sesleniyor, yön veriyordu. Bu yön verme, toplumu yoğurma işini kılıçla, topla, tüfekle değil kelimelerle, şiirle, hikayelerle yapıyordu. Kur'an-ı Kerim'den hareketle, çağının bütün bilim ve sanat alanlarından hareketle, şeker gibi sözlerle ve yürek dağlayan ifadelerle yapıyordu."

Hz. Mevlana'nın bu topraklarda yüzyıllardır buradaki insanları ve her şeyi etkilemeye ve biçimlendirmeye devam ettiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

Haberin Devamı

"Yoksa ne işimiz vardı Gazze'de, Myanmar'da. Yoksa, bu ülke neden mazlumlar için dünyanın en büyük yardım seferberliğini gerçekleştiren ülke olsun. Somali için milletçe bir seferberlik düzenlerken derdimiz neydi. 'Dünya 5'ten büyüktür' gerçeğini dünya sisteminin yüzüne haykırırken, bizim yaslandığımız tarihsel değerler perspektifimiz nedir? Millet irademizi dize getirmek isteyen çok uluslu kumpasların karşısına koyduğumuz direnç ruhunun kaynağında ne var? Yüzyılları hızla geçip köklere doğru baktığımız zaman bütün bu sorularımızın cevabını açıkça görürüz."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!