Güncelleme Tarihi:
İsmail AKKAYA- Hasan DÖNMEZ / KONYA, (DHA) - MEVLANA Müzesi'nde yaklaşık bin yıldır 'Gülbahçe' olarak adlandırılan bahçeye yapılması planlanan ve hafriyat çalışmasında mezar ve kemiklerin bulunması nedeniyle geçici olarak durdurulan müze ek bina inşaatının tartışmaları devam ediyor. Mevlana Celaleddin-i Rumi Torunları Derneği Genel Sekteri ve Mevlevi Postnişini Mehmet Çipan, ek bina inşaat alanında mezar olmadığı söylenen yerlerde de Mevlevi dedelerinin mezarlarının olduğunu ileri sürerek, projenin tamamen iptal edilmesi, o alanın kazıya ve yapılaşmaya kapalı alan ilan edilmesi gerektiğini savundu.
Postnişin Mehmet Çipan, Mevlana Müzesi alanının Mevlana'nın babası Sultanü’l-Ulema Bahaeddin Veled’e, Sultan Alaeddin Keykubad tarafından yaklaşık 850 yıl önce hediye edildiğini hatırlattı. Sultanü'l- Ulema'nın vasiyeti gereği kendisinin ve kendi soyundan gelenlerin cenazelerinin 1925 yılına kadar oraya defnedildiğini belirten Çipan, şunları söyledi:
''Hz. Mevlana ve Mevlana'nın babasının sandukasının bulunduğu şu anki müzenin içindeki 'Huzuru Pir' dediğimiz bölüme Mevlana'nın torunları defnedilmişken, Hz. Mevlana'nın yolundan giden Mevlevi dedeleri, dervişler, dönemin kanaat önderleri, kahramanları, askerleri, kıymetli ilahiyatçıları, ulemaları da bugünkü Gülbahçe denilen Mevlana Müzesi'nin bahçesine defnedilmiştir. 1925 yılına kadar da defin işlemleri sürmüştür.''
1925 yılında Tekke ve Zaviyeler Kanunu'nun ardından defin işlemlerinin sona erdiğini ifade eden Çipan, Mevlevi kültürünün 1925 yılından sonra da Mevlevi soyundan gelenler tarafından kuşaktan kuşağa sürdürüldüğünü kaydetti.
MEZARLARIN ÜZERİNE TUVALET YAPMAYI ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL
gülbahçe'de Mevlevi dedelerinin mezarının olduğunun herkes tarafından bilindiğini ifade eden Mehmet Çipan şöyle konuştu:
''Gülbahçe Mevlevi dedelerinin mezarlarıyla doludur. Bu mezarlarda, kat mezar şeklindedir. O nedenle Tuzcu Baba mezarının doğusunda Kültür Müdürlüğü'ne doğru olan bölümde mezarlar bulundu. Ancak Tuzcu Baba mezarının batısında, protokol girişi olarak adlandırılan ve tuvaletlerin olduğu bölüm tarafında yine kat mezarlar var. Hafriyat kazısı kazısı esnasında tahrip edilen mezarlara sanki sürpriz bir mezarmış muamelesi yapılıyor olması tuhaf. O mezarlar sürpriz mezarlar değil. Geçmiş yıllarda defalarca uyarmış olmamıza ve kamuoyu tarafından müzenin her tarafının bir mezarlık olarak bilinmesi rağmen bu kazılar yapıldı. Ne uğruna yapıldı? 50 bayan, 50 bay tuvaleti için yapıldı. Teşhir salonu, makam odaları için yapıldı. Oysa 1925 ve 1975 yılına kadar oradaki Mevlevilere ait her türlü eser ve eşya rahatlıkla sergilenebiliyordu. O dönemlerde müzeye sığan eser ve eşyalar daha sonra neden sığmadı anlamadık. Çünkü ne yeni bir eser, ne de yeni bir eşya eklendi. Neden o zamana kadar sığan şimdi sığdırılamıyor da ek bina yapılıyor. Tahrip edilen mezarların üzerine tuvalet yapmayı anlamak mümkün değil.''
MEZARLARIN ÜZERİ BRANDAYLA ÖRTÜLDÜ
Bulunan mezarların brandayla örtülmesine de tepki gösteren Mehmet Çipan sözlerini şöyle sürdürdü:
''Tuzcu baba mezarından batıya olan güzergahta, kaç tane mezarın kepçelerle kazılıp, hafriyat alanına götürüldüğünü tespit edebilmek mümkün değil. Protokol kapısından, Tuzcu baba kabrine kadar yerdeki kat kat mevcut mezarların akıbetini bilmiyoruz. Tuzcu baba mezarının diğer tarafından hafriyat sırasında bulunan Mevlevi dedelerine ait olduğunu çok iyi bildiğimiz mezarlar ise açık, üzeri brandayla kapalı, kuşların pislemesine, kedinin, köpeğin oynamasına müsait vaziyette üzerine az bir toprak atılarak bırakıldı.''
PROJE İPTAL EDİLMELİ
Mehmet Çipan, ek müze binası projesinin tamamen iptal edilmesi gerektiğini belirterek, ''O alan kazıya ve yapılaşmaya kapalı alan ilan edilmesi gerekir'' dedi.
Ek bina inşaatını yürüten Büyükşehir Belediyesi ise, projenin revize edilip yeniden başlanacağını, çıkan mezarlarında Selçuklu mimarisiyle koruma altına alınacağını belirtmişti.
FOTOĞRAFLI