İnce Minareli Medresede Din Ve Edebiyat Konuşuldu

Güncelleme Tarihi:

İnce Minareli Medresede Din Ve Edebiyat Konuşuldu
Oluşturulma Tarihi: Mart 15, 2015 14:51

DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DEKANI PROF. DR. BİLAL KEMİKLİ, DARULHADİS DERSLERİ KAPSAMINDA “DİN VE EDEBİYAT” KONULU BİR KONFERANS VERDİ.

Konya Valiliği ve Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Uluslararası Rumi Medeniyetler Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından İnce Minareli Medrese’de gerçekleştirilen Darulhadis dersleri devam ediyor.
Dumlupınar Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Kemikli, bu dersler kapsamında “Din ve Edebiyat” konulu bir konferans verdi. NEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı ve aynı zamanda Uluslararası Rumi Medeniyetler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Bilal Kuşpınar’ın da katkı sunduğu konferansa, Konya Valisi Muammer Erol, NEÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Öğretim Üyeleri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
Konferansta, din ve edebiyat ilişkisi, bu iki kavramın metaforları ve bu terimlerin nasıl okunması gerektiğine dair konuları ele alan Prof. Dr. Bilal Kemikli, edebiyatın büyük oranda efsane olduğuna değindi. Şiir ya da edebiyatın biraz terk etmekle, bırakıp gitmekle alakalı olduğunu söyleyen Kemikli, “Kays, Leyla’nın peşine düşmeseydi Mecnun olmayacaktı” diyerek olayın mahiyetine vurgu yaptı. Kemikli, edebiyatın yeni bir dil kurmak olduğunu söyleyerek konuşmasında şu ifadelere yer verdi, “Size ait bir dili inşa etmek istiyorsanız bir şekilde sanatla uğraşmanız lazım. İlmin kuru diliyle bir medeniyet dili kurmak mümkün değildir. Sanat yeni bir dil kurmaktır. Şiir formu, manası ile başlı başına bir dil, şair de dilin kurucusudur.”
Konuşmasında Yunus Emre’ye de değinen Prof. Dr. Kemikli, Yunus Emre’nin bizi inşa ettiğini, o olmasaydı dilimizin inşa edilemeyeceğinin altını çizdi. Kemikli, Yunus Emre’nin medeniyetimizi hisseden önemli bir deha olduğunu söyledi.
“EDEBİYATIN DİNLE DE DİLLE DE BİR İLİŞKİSİ VARDIR”
Dinsiz edebiyatın, edebiyatsız da dinin olamayacağını hatırlatan Prof. Dr. Bilal Kemikli, “Ateizmin de edebiyatı var diyeceksiniz. O daha sonraki dönemde sekülerleşmeyle ortaya çıkmıştır. Her dinin mutlaka bir edebiyatı, edebiyatın da kendine mahsus bir dini telakkisi vardır. Eski kültürümüzü düşünürsek, Şaman bir din adamıdır ama dini ayinlerde söylediği şeylerle hem edebiyata hem de kültür hayatına katkıda bulunmuştur. Kültür kurucuları da Allah dostlarıdır. Mevlana’yı örnek verebiliriz. Mevlana kendine ait bir kültür oluşturmuştur. Etrafında bir dünya oluşturmuştur. Dolayısıyla o dünyanın etrafında oluşan kültürü ifade etmek için dil bir vasıta görevi yapar. Yani dille edebiyatın elbette bir ilişkisi vardır” dedi.
“TÜRK İSLAM EDEBİYATINDA KUR’AN’IN VARLIĞINI HİSSEDERSİNİZ”
Mevlana’nın Mesnevisi başta olmak üzere bakıldığında her birinde Kur’an perspektifinin çok yakından görüldüğünü vurgulayan Kemikli, “Yunus Kur’anı öylesine ruhuna dönüştürmüş ki söylediği her sözü bir ayete götürebilirsiniz. Türk-İslam edebiyatında Kur’an vardır, hadisler vardır, Siyer-i Nebiler vardır. Kur’an hayatımızın temel kaynağıdır ve şairlerimiz tarafından da ele alınmıştır. Şairlerle yol arkadaşlığı yaparsanız Kur’anı sadece lafız olarak değil içselleştirdiklerini de anlarsınız” diye konuştu.
Dinin edebiyatımızın temel kaynaklarından birisi olduğunun altını çizen Kemikli, bu kaynaktan yararlanma sürecinin Tanzimat ve Meşrutiyetle kırılmaya uğradığını, şairlerin bu kaynağın o dönem yok saydığını ifade etti. Hakikat akımıyla birlikte yeniden kendimize gelme ve bu kaynağa dönmenin gereğinin ortaya çıktığını söyleyen Kemikli, edebiyatın da dini düşünceyi oluşturduğunu ve yayılmasına katkı sağladığını kaydetti.
Prof. Dr. Bilal Kemiklinin dinleyicilerden gelen soruları cevaplamasının ardından program sona erdi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!