Güncelleme Tarihi:
'MEZHEP, DİNİN ÖNÜNE ÇIKMIŞTIR'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir otelde sivil toplum temsilcileriyle akşam yemeğinde bir araya geldi. Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam coğrafyasında mezhebin dinin önüne çıkartılmaya çalışıldığını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Milletçe istikbalimiz acısından oldukça kritik günlerden geçiyoruz. Kalleş terör eylemlerine, iç ve dış provokasyonlara maruz kalıyoruz. Sadece biz değil, bölgemiz ve tüm İslam coğrafyası bu çatışmalardan, siyasi bunalımlardan, ekonomik istikrarsızlıklara kadar bir çok sorunla, sıkıntıyla yüzleşiyor. İslam dünyasındaki mezhep ve etnik temelli ayrımlar köpürtülerek, kışkırtılarak, Müslümanlar adete bir iç savaşa sürüklenmeye çalışılıyor. Mezhebi, dinin önüne çıkaran bir mantık, bir anlayış maalesef İslam dünyasının belirli bir bölgesinde öne çıkmış durumda. Bu bizim için büyük bir musibet ve buna karşı özellikle bizler çok daha hassas olmak süratiyle bu yanlış gidişi inşallah İslam dünyasında yörüngesine oturtmalıyız.''
'DÜNYADA KARTLAR YENİDEN KARILIYOR'
Dünyada kartların yeniden karıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Avrupa'nın 1600'lü yıllarda yaşadığı 30 yıl savaşlarına benzer bir kanlı çatışmanın fitili ateşlenmesinin hesabı yapılıyor. Dünyada kartların yeniden karıldığı, enerji kaynakların üzerinde küresel rekabetin arttığı, stratejik havzaların paylaşıldığı dönemde İslam aleminin potansiyeli böylece heba edilmek isteniyor. Bu kıyamet senoryasının en kullanışlı araçlarını ise terör örgütleri oluşturuyor; DEAŞ, El Kaide, Boko Haram, FETÖ gibi dini kavramları kullanan bu örgütlerin en büyük mağduru yine Müslümanlar. Irak'ta, Suriye'de, Afganistan'da, Pakistan'da, Filistin, Libya, Mısır, bütün buralarda mezhep üzerinden hareket eden irili ufaklı birçok silahlı unsurun da yine hedefi, yine Müslümanlar. Aynı dine, peygambere inanan insanların arasına şii, sunni diyerek kan ve husumet sokulmak isteniyor. İçimizi karartan bu manzara karşısında kendi vatandaşlarına, tüm mazlumlara, bölgesine umut olan tek ülke Türkiye'dir'' dedi.
'TÜRKİYE İSTEDİĞİN ZAMAN 'GELEN', 'ÇIK' DEDİĞİNDE ÇIKAN BİR ÜLKE DEĞİL'
Irak Başbakanı Haydar İbadi'nin Türk ordusunun Başika'dan çıkmasıyla ilgiyi yaptığı açıklamaya değinen Erdoğan, ''Son Cerablus olayında Musullu kardeşlerimiz şunu söyledi; 'Biz birkaç ay öncesine kadar umutsuzduk, ama Cerablus'tan sonra umudumuz arttı' demeye başladılar. Şimdi, biz artık umudumuzu Türkiye'nin Irak'ta atacağı adımlara bağladık diyorlar. Ciddi manada bir tehdidin altındalar. Burada tehdit olarak kim var, birinci derecede DEAŞ var. Şu anda Başika'daki Türkler birilerini rahatsız ediyor. Kimi rahatsız ediyor. Irak'ın merkezi yönetimini rahatsız ediyor. Niye rahatsız ediyor. İşte Ahmet Bey Başbakan'ken, şimdiki Başbakan ile aynı masaya oturup mesaj vermişlerdi. Beni de Cumhurbaşkanı olarak makamımı ziyaret ettiğinde, bizi bizzat oraya davet etme noktasında terör örgütü DEAŞ'la mücadele noktasında bizden yardım isteyen kimdi, bunlardı. Şimdi buradan çıkmalı diyor. Kusura bakma. Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye Cumhuriyeti devleti, istediğin zaman 'gelen' istediğin zaman 'çık' dediğinde çıkan bir ülke değil. Şu an da burada mazlumlar var. 400 bin Türkmen. Yarısı Şia, yarısı Sünni bunlarda birbiriyle geçinemiyor ha. Mezhep farklılığı bunları da birbirine düşürmüş'' dedi.
'MASADA TÜRKİYE'Yİ GÖRMEK İSTEMİYORLAR'
Masada Türkiye'yi görmek istemediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Musul’a geliyorsun, 2 milyon sünni Müslüman var. Bunların ekseriyeti Arap, bir miktar Türk, çok az miktarda Kürt. Bunlar DEAŞ'ın aktif yapısı sebebiyle endişede. Aslında bunların sayısı fazla değil. Bunu şu anda koalisyon güçleriyle kimseden yardım istemeden bu işi bitiririz ve DEAŞ pılısını, pırtısını toplar nereye giderse gider. Yeter ki bu kararı biz koalisyon güçleriyle verelim. Ama son zamanda Türkiye'yi, koalisyon güçleri içinde görmek istemiyoruz diyorlar. Mesele şu; masada Türkiye'yi görmek istemiyorlar. Çünkü Türkiye masaya oturursa orada devran değişecek'' diye konuştu.
'KANSER HÜCRESİ GİBİ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Fetullahçı Terör Örgütü'ne de değinerek, ''Bunlar zalimdir, bunlar münafıktır. Bunlarda her şeyi görürüz. Bunlar içimizdeki fitne unsurlarıdır. Aynen kanser hücresi gibi. Vücuda metastaz yapmış durumdalar. Öyle bir temizlik gerekiyor ki; en ufak belirtisi kalmamalı. Şu anda bunu yapıyoruz. 40 yıldır takiyye yaptılar. Toplumun ve devletin kılcal damarlarına kadar nüfuz eden himmet, hizmet diyerek milletimizin ali-cenahlığını sömüren bu örgütün karanlık yüzü 15 Temmuz'da ortaya çıktı'' şeklinde konuştu.
ASKERİ LİSELERİN KAPATILMASI
Kendisini ziyaret eden eski genelkurmay başkanlarından birinin askeri liselerin kapatılmasını doğru bulmadığını söylediğini hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
''O kadar ilginçtir ki; eski genelkurmay başkanlarından ziyarete gelen diyor ki; 'Askeri liselerin kapatılmasını doğru bulmadım' diyor. Ya paşam dedim, siz herhalde bu darbelerin ve darbecilerin yetişmesini ve devamını istiyorsunuz dedim. Bu darbeciler bu askeri liselerden yetişmedi mi? Bunlar buradan yetişti. Hala buradan yetişmeye devam mı etsinler? Bunu mu istiyorsunuz dedim. Şu anki Genelkurmay Başkanımız düz liseden gelme. Ondan önceki genelkurmay başkanımızda düz liseden gelme. Demek düz liseden gelenlerden de Genelkurmay Başkanı oluyormuş. Tek tipçilikten vazgeçelim. Havuz daha geniş olsun. Adamlar sadece FETÖ'cülerden oluşan bir askeri lise oluşturmuş ve o askeri liseden de FETÖ'cüden başka bir şey çıkmıyor. Onlardan da almış istediği harp okuluna yetiştirmiş. Kusura bakmayın, biz bu işi iyi düşündük, üzerinde de çok çalıştık. Bu adımı bütün milletin evlatlarını bu kapıları açmak suretiyle nasıl istediği üniversiteye giriyorsa, harp okullarından da gelecekler, kim nereyi istiyorsa girsin. Bu gençlik bizim gençliğimiz değil mi?''
'PUANI EN DÜŞÜK OLANLAR GATA'YA GELİYOR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, askeri hastanelerle ilgili olarak da, ''Kalktılar GATA’yı konuşma başladılar. Bir inceledim tıp fakülteleri içinde en başarısız öğrenciler GATA’ya gidiyor. Puanı en düşük olanlar GATA'ya gidiyor. Tezgah öyle kurulmuş da onun için. Ben sağlık hizmetini nereden alıyorsam, GATA da Sağlık Bakanlığ'ına bağlı olan doktorlar verecek. Şu anda bizim düz bu tür doktorlar kalkıp da asker, polis yaralanınca buna hizmet vermez mi ya? Böyle bir şey düşünülebilir mi? At binenin, kılıç kuşanandır'' dedi.
'PKK'DA BİLE BU KADAR İN GÖRMEDİK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ'nün inlerine yeni girmeye başladıklarını belirterek, ''İnlerine yeni yeni giriyoruz. İnler açıldıkça başka inler çıkıyor. PKK'da bile bu kadar in görmedik. Üzerine üzerine gideceğiz. Onlar kaçacak biz kovalayacağız'' diye konuştu.
15 TEMMUZ GECESİ, İZMİR'DE VERİLEN SELALAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''15 Temmuz gecesi salalar milletimizin kurtuluşuna çare için verildi. Onlara bile dayanamayanlar vardı. İzmir'de müezzini tekme tokat dövenleri gördünüz. Onlar da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Niye sela veriliyormuş. Ya bunlar zaten geçmişlerinde malum, ezana tahammül edemeyenlerdir. Darbecilerin en ağır şekilde cezalandırılmalarını da bu kötü alışkanlığın selasını vermek için gerçekleştirmeliyiz" dedi.
'MİLLETİ YOBAZ DİYEREK HAKİR GÖRENLER FETÖ'YE ÇANAK TUTTU'
Milleti hor görenerin FETÖ gibi örgütlerin oluşmasına çanak tuttuğunu söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''15 Temmuz gecesi ortalıkta görünmeyen, tanklara alkış tutanlar, şimdi fırsatçılık yapıyor. Bunlara göre yaşanan olayın tek sorumlusu dini yapılardır. İslami hassasiyetleriyle kamusal alanda var olmaya çalışanlardır. Yine bunlara göre, sorunun çözümü için eski eski jakoben, tek tipçi dönemlere geri dönülmesi gerekiyormuş. 15 Temmuz sonrası ekranlara, gazete sayfalarına boca edilen bu tezler sadece birer hezeyandır. 15 Temmuz'a giden yolun taşları dine, dini kurumlara, dini hayata çarpık bakan anlayış tarafından döşenmiştir. Uzun süre devlete hakim olan bu öteki yaklaşım, 40 yıl boyunca Fetullahçı Terör Örgütü'ne ve onun sapkın ideolojisine malzeme vermiş, istismar edecekleri bir zemin sunmuştur. Milleti, örümcek kafalı, gerici, yobaz, taşralı, takunyalı diyerek, hakir görenleri FETÖ gibilerin oluşmasına çanak tutmuştur. Bu ülkede öncelikle özeleştiri vermesi gerekenler, devletin kapılarına millete kapatan, devletle milleti karşı karşıya getirenlerdir. Yıllarca kendini devletin yegane sahipleri olarak görenlere düşen görev, evvela FETÖ'ya alan açan geçmişleriyle hesaplaşmaktır.''
'YENİKAPI RUHUNU TANISAN NE OLUR, TANIMASAN NE OLUR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında isim vermeden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu da eleştirdi. Erdoğan, ''27 Mayıslar, 12 Eylüller, 28 Şubatlar, yaşanmasaydı bu ülkede yine FETÖ var olabilir miydi. Siyasetin alanın müdahalelerle kısıtlanmasaydı, FETÖ bu kadar büyüyebilir miydi. 17-25 Aralık'tan beri FETÖ'ye karşı verdiğimiz mücadelede yalnız kalmasaydık, 15 Temmuz ihaneti yaşanır mıydı. İşte 7 Ağustos dedik, davet ettik, çağırdık, bir Yenikapı'dan yeni ruh oluşsun istedik. Hazmedemeyenler çıktı. Hatta gelmek istemeyip de aracılar vasıtasıyla gelmesi temin edilenler, daha sonra ben böyle bir Yenikapı ruhunu tanımıyorum demeye başladılar. Tanısan ne olur, tanımasan ne olur. Aslolan milletin tanımasıdır. Oraya gelen 5 milyon bunu tanımış, oraya gelmiş. Ekranları başında 5 milyon izlemiş. Etti 10 milyon, birde bunun yansıması var dünyaya. Bir de bunlar her şey açık ve net ortadayken ben Yenikapı ruhu tanımıyorum demek bir şey kazandırmaz. Yapmanız gereken nedir, o gün orada tecelli eden ruha ayak uydurmaktır. Eğer ayak uydurmazsan, sen kaybedersin. O alana gelenler değil. Meclis kürsülerini ve grup toplantılarını FETÖ'ye açanlar ve belediyelerinin arka kapılarından FETÖ'yü içeri alanlar olmasaydı, bu örgüt 15 Temmuz'a cesaret edebilir miydi. Biz kendi muhasebemizi, kendi zeminimizde her zaman yapıyoruz. Bize çuvaldızı batıranlardan, kendilerinden iğneyi ihmal etmemelerini bekliyoruz. İğneyi de kendinize batırın'' diye konuştu.