Güncelleme Tarihi:
İsmail AKKAYA- Muhammed SIDAL/KONYA, (DHA) - KONYA'nın Beyşehir İlçesi'ne bağlı eskiden belde olan Huğlu ve Üzümlü mahallelerinde,1'inci Dünya Savaşı'nın ardından tamir ve bakımla başlayan silaha ilgi, zamanla seri av tüfeği imalatına dönüştü. Atölye ve fabrika olmak üzere 100'e yakın firma yılda yaklaşık 200 bin av tüfeği üretiyor ve yıllık yaklaşık 50 milyon dolar ihracat yapılıyor. İhraç edilen tüfeklerin yüzde 80'i Amerika'ya gönderiliyor.
Türkiye'nin en büyük tatlı su gölü olarak bilinen Beyşehir Gölü ile tanınan Beyşehir, dünyaya silah üretimiyle adını duyurdu. İlçe'deki Huğlu ve komşusu olan Üzümlü Mahalleleri'ndeki silah üretiminin tarihi 1914'lü yıllara dayanıyor. Günümüzde ise ülkemizin savunma sanayinde önemli bir yer tutma konusunda hızla ilerliyor.
Huğlu Av Tüfekleri Kooperatifi Başkanı Naci Tanık, bölgedeki av tüfeği üretiminin nasıl başladığını anlattı. Tanık, şunları söyledi:
''Huğlu'da av tüfeği 1914 yılında Mustafa Çavuş adındaki atamız, savaş sırasında orduda silahların onarımdan sorumluymuş. Kendisi savaşın ardından Huğlu'ya döndüğünde silah tamiri yapmış. O dönemlerde Huğlu'da kağnı, demircilik ve inşaat sanatı meşhur haldeymiş. Silah tamirini bölgede diğer atalarımıza öğretmiş ve bu sayede sektöre ilk adım atılmış. Beraberinde kendi tüfeklerini üretmeye başlamıştır. 1962 yılında dönemin Konya Valisi, silah üretiminin kontrol altına almak ve bir çatı altında toplanması için koopretif kurulmasını istemiş. 1962 yılında 106 ortağıyla kooperatifimiz kurulmuş. Bölgeye elektrik 1971 yılında gelmiş ve o döneme kadar elektriksiz bir ortamda av tüfeği üretilmiş.''
55 ÜLKE'YE İHRACAT
4 çeşit av tüfeği ürettiklerini ifade eden Tanık, ''Seri üretimde ilk olarak tek kırma, sonra çift kırma adındaki yan yana modelimiz, daha sonra süporpoze dediğimiz üst üste modelimiz var. 1990 yılından sonrada yarı otomatik av tüfeğiyle sektöre 4 tüfek kazandırdık. İlk ihracatımız 1998 Amerika'ya gerçekleşti ve şu an 55 ülkeye ihracat yapılıyor'' dedi.
Av tüfeği üretiminde Amerika ve İtalya'nın ardından Türkiye'nin yer aldığını hatırlatan Tanık, Türkiye'nin üçüncü olmasının başlıca nedeninin de Huğlu ve Üzümlü olduğunu ve ülkemizdeki av tüfeği üretiminin yüzde 70'ini Huğlu ve Üzümlü'nün karşıladığını kaydetti.
Tanık, bölgede atölye ve fabrika olmak üzere 100'e yakın firmanın yılda yaklaşık 200 bin av tüfeği ürettiğini, yaklaşık 12 milyon lira vergi ödendiğini ve yıllık yaklaşık 50 milyon dolar ihracat yapıldığını, ihracat edilen av tüfeklerinin de yüzde 80'inin Amerika'ya gönderildiğini belirtti.
BÖLGEDE İŞSİZLİK YOK
Huğlu ve Üzümlü'deki silah üretiminde yaklaşık 2 bin kişinin çalıştığını belirten Tanık, ''Huğlu'da aralarında kadınlarında bulunduğu 750 kişi istihdam ediliyor ve mahallemizin nüfusu 3 bin 500. o nedenle de bölgemizde işsizlik sorunu yok.Göç veren değil, neredeyse göç alan bir mahalle halinde' 'dedi.
HEDEF MİLLİ PİYADE TÜFEĞİNİN SERİ ÜRETİMİN YAPMAK
Bugüne kadar yivsiz av tüfeği üretildiğini artık bundan sonra yivli silah üretimine de başladıklarını ifade eden Tanık, şunları söyledi:
''Savunma sanayine katkı sağlamak istiyoruz. Son 6 ayda bölgemize devletimizin büyük katsı oldu. İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurulacak. 2 yıl içinde savunma sanayine de parçalar üretmek istiyoruz ve ülkemizin 2023 hedeflerine bizimde katkımız olacak. Şu an milli piyade tüfeğinin parçalarını üretiyoruz ancak ilerleyen dönemlerde milli piyade tüfeğinin tamamını bölgemizde üretmeyi planlıyoruz. Tabanca üretmeyi planlıyoruz. Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu, Roketsan ve Aselsan'a ürettiğimiz parçalarla destek olmayı hedefliyoruz. Savunma sanayine yönelik yapılacak yeni yatırımlarla bölgemizdeki hem istihdam, hem de ihracat artacak.''
EN BÜYÜK SORUN VERGİ VE KAÇAK SİLAH ÜRETİMİ
Tanık, silah sektöründe en büyük sorunun katma değer ve özel tüketim vergisinin yüksek olması ve bunun kaçak silah üretimini tetiklemesinin olduğuna dikkat çekerek, ''KDV ve ÖTV olarak, alınan vergi yaklaşık yüzde 40'ı geçiyor. Bu da fiyata yansıyor. Fiyat yüksek olduğu içinde tüfek alacak kişi daha ucuza silah temin etmeye çalışıyor. Bu da kaçak üretimi tetikliyor. Son dönemlerde güvenlik güçleri kaçak silah üretiminin önüne kesmek için çalışma yapıyor. Ama vergide düzenleme ve kontrollerin artması halinde bu azalacaktır. Kaçak üretim azalırsa, biz üreticiler daha fazla üretim yapacağız ve bölgemiz daha da kalkınacak.''
HER BİR SİLAH EL İŞÇİLİĞİYLE ÜRETİLİYOR
Akus Silah Fabrikası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Muhammed Usta, silah üretiminde kendisinin üçüncü kuşak olduğunu belirterek, fabrikada 50 çalışanla birlikte süperpoze ve çifte üretimi gerçekleştirdiklerini söyledi. Her bir av tüfeğini, el işçiliğiyle ürettiklerini belirten Usta, ''Av tüfeğinin her kademesi fabrikasyon değil, el işçiliğiyle yapılıyor. O nedenle üst segment ürünler üretiyoruz. Amerika, İngiltere, İtalya ve Fransa başta olmak üzere birçok ülkeye ürünlerimizi pazarlıyoruz. Ürünlerimizin çoğu Amerika'ya ihracat ediliyor. Çünkü Amerika, el işçiliğiyle üretilmiş tüfeği daha çok beğeniyor ve talep ediyor'' diye konuştu.
Sektörün daha gelişmesi için kaliteye önem verilmesi gerektiğini ifade eden Usta, ''Kalite ve getiri beklentisi yüksek olmalı ve buna göre ürünler ortaya koymalıyız. Örneğin Türkiye'de üretimini sadece firmamızın yaptığı tam çakmaklı bir sistem var. Bu sistem oldukça zor, seri üretimin getirisini sağlamak zor ama sektörün katma değerini artırmak adına sabrederek çabaladığımız bir ürün. Aynı şekilde diğer firmalarda katma değeri yüksek, kalite oranı yüksek ürünler ortaya koymalı ki sektörümüz canlansın'' dedi.
Yivli av tüfeği üretimiyle ilgili üreticiyi destekleyen yeni yasalar düzenlendiğini ve bunun güzel bir gelişme olduğunu belirten Usta, ''Bunlar güzel gelişme. Bunun daha ötesinde sektörde gelişme adına kaçak silah, vergi konusu ve üçüncü nitelikli eleman konusunda beklentilerimiz var. Av tüfeği sektörünün bunlar can damarı. Bu sorunlar çözüldüğünde önü açık hale dönüşecek.''dedi Nitelikli eleman bulmada sıkıntı yaşadıklarına dikkat çeken Usta, ''El işçiliğinin yüksek olduğu ürünler, Ar-ge ve nitelikli elamandan geçiyor. Üniversiteyle bunu çözmeye çalışıyoruz'' dedi.
Akdaş Silah Fabrikası yöneticisi Ömer Akdaş, 1948 yılında dedesi Ömer Akdaş'ın, kendi çapında küçük bir atölyede üretim yaparak başladığını belirtti. Babası ve amcasının, dedesinin bu mesleğini sürdürdüğünü ve 2006 yılında üretimi fabrika seviyesine getirdiklerini ifade eden Akdaş, ''Babam ilk Türk çiftesini yapan kişidir. Onu gururla söyleyebilirim'' dedi.
Akdaş, yaklaşık 100 kişiye istihdam sağladıklarını ve aylık 500 adet süperpozi ve bin adet yarı pompalı tüfek ürettiklerini ve yüzde 90'ının da ihracat ettiklerini söyledi.Yeni yatırımlar yaptıklarını belirten Akdaş, ''Geçen yıl ek binalar yaptık. Kaliteyi kanıtladığınız zaman talep artırıyor. MKE'ye yedek parça üretiyoruz'' diye konuştu.
EN BÜYÜK SIKINTI MERDİVEN ALTI ÜRETİM
Sektörün en büyük sıkıntısının merdiven altı üretimler olduğuna dikkat çeken Akdaş, ''Merdiven altı yerlerde çok düşük fiyatlara ruhsatsız ve kaçak satıldığı için, insanlar tercih ediyor. O firmaların resmi gideri olmadığı içinde ucuza mal edip, ucuza satıyor. Vatandaşımızda ucuz olduğu için onu tercih ediyor. Şu anda neredeyse kaçak tüfeğe teşvik var diyebilirim. Yüzde 41.6 oranında vergi var. Kaçak tüfeklerin önüne geçilmesini istiyoruz'' diye konuştu.
Devletin desteği ve öncülüğüyle satış ağı kurulması gerektiğini belirten Akdaş, ''Bir satış ağı kurulursa, herkesin kendi markasıyla satış yapmasını sağlayabilir. Amerikalı, burada iyi tüfek üretildiğini bildiği için kendi adına tüfek üretiyor. Kendi markalarımızın dünya çapında tanınması için kendi markalarımızla satış yapmamız lazım. Yapıyoruz ama bence yeterli değil.
Genel bir eksikliğimizde kaplama ve boya teknolojileri. Bugün bizimkinden daha geride olan Avrupa tüfeğini, elime aldığımda öyle güzel boya ve kaplama yapmışlar ki, bizimkinden daha güzel görünüyor. Bizim tüfeğimiz daha iyi ama kaplamadaki yetersizlikten dolayı daha kötü sonuç ortaya çıkıyor. Devletimizin bu konuda destek olmasını talep ediyoruz'' dedi.
ALTIN İŞLEMELİ TÜFEK
Akdaş, el işçiliğiyle üretilen tüfeklerin 2 bin liradan başladığını ve el işçiliğine göre fiyatının değiştiğini, altın işlemeli yaptıkları bir av tüfeğini de 10 bin dolara ihraç ettiklerini söyledi.
FOTOĞRAFLI