IHA
Oluşturulma Tarihi: Nisan 04, 2015 12:00
KARA MÜRSEL ALP VE KOCAELİ TARİHİ SEMPOZYUMU-II’NUN İKİNCİ GÜNÜNDE BİRBİRİNDEN ÖNEMLİ TEBLİĞLER YAPILDI.
Kara Mürsel Alp ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu-II’nun ikinci gününde birbirinden önemli tebliğler yapıldı.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Kara Mürsel Alp ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu-II’nun ikinci gününde Karamürsel Alp Salonu’nda sabah iki oturum yapıldı. Kocaeli’nin tarihine ışık tutan tebliğlerin yapıldığı oturumlardan ikincisinde söz alan Gaziantep Üniversitesi’nden Bilgehan Pamuk, İzmit’te Bir Osmanlı Şehzadesi Süleyman Paşa konulu sunum yaptı. Sempozyuma katılan akademisyenler Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne organizasyon nedeniyle teşekkür etti.
KARA MÜRSEL ALP SALONU
Sempozyumun ikinci gününde Karamürsel Alp Salonu’nda saat 09.00’da başlayan ilk toplantıda oturum başkanlığını Prof. Dr. Mehmat Alpargu üstlendi. Oturumda Düzce Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu “16. Ve 17. Yüzyıllarda Karamürsel ve Çevresi”, Harp Akademileri’nden Doç. Dr. Mustafa Hergüner “Kara Mürsel Bey’in Döneminde Anadolu Beylikleri ve Bizans Denizciliği’ne Bakış”, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Kayhan “Beylikjler Dönemi Türk Denizciliği ve Amiral Kara Mürsel Alp” başlıklı tebliğlerini sundu.
SABAH İKİ OTURUM
Prof. Dr. Metin Tuncel başkanlığındaki ikinci oturumda ise
Atatürk Üniversitesi’nden Prof. Dr. Enver Konukçu “Karamürsel ve Çevresi”, Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hüseyin Algül “Osmanlı Devleti’nin Kuruluşunda Temel Dinamikler”, Gaziantep Üniversitesi’nden Prof. Dr. Bilgehan Pamuk “İzmit’te Bir Osmanlı Şehzadesi: Süleyman Paşa” ve Kastamonu Üniversitesi’nden Doç. Dr. Cevdet Yakupoğlu “Kara ve Mürsel Kelimeleri Üzerine” tebliğlerinde bulundu.
ADALETLİ YÖNETİM
“İzmit’te Bir Osmanlı Şehzadesi: Süleyman Paşa’’ başlıklı tebliğinde Prof. Dr. Bilgehan Pamuk, Kocaeli bölgesinin tarihi süreç içerisinde pek çok medeniyetin mücadelesine sahne olduğunu ifade etti. Pamuk, 1329 yılında Orhan Bey ile III. Andronikos arasında İzmit yakınlarında Pelekanon’da meydana gelen savaşın bölgenin kaderini etkilediğini aktardı. İzmit’in alınmasını müteakip Osmanlılar’ın idari yapılanma anlayışı içerisinde İzmit’in merkez olduğu Kocaeli sancağını teşkil ederek sancağın yöneticiliğine Şehzade Süleyman Paşa’yı getirdiğini vurgulayan Pamuk, ‘’Süleyman Paşa, adaletli yönetimi ile kısa sürede bölge ahalisinin takdirini kazanmıştı’’ açıklamasını yaptı.
“16. Ve 17. Yüzyıllarda Karamürsel Ve Çevresi” tebliğinde Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu, “16. ve 17. yüzyıllarda Karamürsel sahilleri ile arkasındaki Samanlı Dağları arasında verimli bir tarım alanı bulunduğunu ve özellikle meyvecilik yapıldığını biliyoruz. Yine bu kesimde elde edilen kerestenin kesiminden iskeleye inişine kadar nasıl bir çalışma yürütüldüğünü ve İstanbul’un odun ve inşaat kerestesi için bu ürünlerin nasıl denizden sevk edildiğine ilişkin kayıtlar vardır. Karamürsel aynı zamanda körfez bölgesinin önemli bir iskelesi idi. Dil İskelesi’nden (Eskihisar) ve İzmit İskelesi’nden ulaşım gerçekleştiğini görmekteyiz. Dönemin seyyahları hem deniz üzerinden hem de Karamürsel-İznik arasındaki yoldan yapılan ulaşıma ilişkin bilgi verirler” bilgisini verdi.
CİHAN DEVLETİNİN YOLU AÇILDI
“Osmanlı’nın İlk Emir-İ Sevahili Karamürsel Bey Döneminde Anadolu Beylikleri İle Venedik, Ceneviz Ve Bizans Denizciliği’ne Bir Bakış” tebliğinde Doç. Dr. Mustafa Hergüner, Osmanlı Beyliği’nin İzmit Körfezi’ne ulaşması ve buraya yerleşmesinin cihan devleti olmasını sağlayan en önemli olay olduğunu ifade etti. Hergüner, Karamürsel Bey ile başlayan Osmanlı Denizciliği’nin XVII. yüzyılda Güney Rusya, Balkanlar, Kafkaslar, Akdeniz, Hint Okyanusu ve hatta Atlas Okyanusu’na kadar yayıldığını, bu coğrafyada hiçbir uygarlığın Osmanlının egemen olduğu denizler ve okyanusları kontrol edemediğini dile getirdi.
ALP: EN GÜVENİLEN ASKER
“Beylikler Dönemi Türk Denizciliği Ve Amiral Karamürsel Alp” tebliğinde Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Kayhan, Ramazanoğulları, Tekeoğulları, Alâiye Beyliği, Karamanoğulları, Hamitoğulları, Menteşeoğulları, Aydınoğulları, Saruhanoğulları, Karasioğulları, Candaroğulları, Pervaneoğulları ve Taceddinoğulları beyliklerinin denizcilik faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Kayhan, Osmanoğulları Beyliği’nde denizciliği Karamürsel Alp’in başlattığını aktardı. Kara Mürsel Alp’in 1331-1337 yılları arasında vefat ettiği bilgisinin bulunduğunu söyleyen Kayhan, “Alp” kelimesinin ise en güvenilen komutan ve asker anlamına geldiğini aktardı. Akça Koca’nın yanında yetişen askerlerden biri olduğu bilgisi de verildi.
KARA MÜRSEL: YİĞİT MÜRSEL
“Karamürsel Ve Çevresi” tebliğinde Prof. Dr. Enver Konukçu, Osmanlı Beyliği’nin kuruluşu ve gelişmesinde her biri oldukça değerli, deneyimli, hayatını İslamiyet ve Türklük için adamış yiğitlerin rol oynadığını, bunlardan birisinin de Kara Mürsel Alp olduğunu söyledi. Konukçu, “Mürsel, peygamberlikle ilgili isimdir. Resl ve Mürsele bununla ilgilidir. Hazret-i Muhammed’in çok farklı farklı isimlerinden biri de bilindiği gibi çok yaygındır ve Seyyidin Mürselin’dir. Kara sıfatı da, İslamiyet öncesi ve sonrası Türkler arasında yaygındır. Anlam olarak renk, yiğit, cesaretli, kuş adı, isimlerin önünde de onun niteliğini bildirmektedir. Mürsel ismi doğduğunda verildi, kara daha sonraları, yiğitliği, akın ve gazalarda gösterdiği cesareti nedeni ile verilmiştir. Kara Mürsel, bu durumda Yiğit Mürsel anlamına gelmektedir” açıklamasını yaptı.
KAHRAMANLIK, GÜÇ, CESARET
“Kara Mürsel Adında Geçen Kara Ve Mürsel Kelimeleri Üzerine” tebliğinde Doç. Dr. Cevdet Yakupoğlu, “Türk erkek adları, daha çok kahramanlık, güç, cesaret, mertlik, doğa olayları gibi kavramları ifade eden adlandırmalardan oluşmuş, yine bu mantıktan hareketle isimlere, benzer anlamlar ihtiva eden unvan ve lakaplar ilave edilmiştir. Alp Arslan, Kılıç Arslan, Torum-tay, Kutlu
Boğa, Alpı, Omuzu Güçlü, Aydoğdu, Yüzü-kutlu vb. yüzlerce Türk şahıs ad ve lakabında bu durum karşımıza çıkmaktadır”açıklamasını yaptı.
SORULARI YANITLADILAR
“Osmanlı Devleti’nin Kuruluşunda Temel Dinamikler” tebliğinde Prof. Dr. Hüseyin Algül, Kocaeli’nin fethinin devletin kuruluş döneminde ortaya konulan üstün başarının bir eseri ve Karamürsel Alp’in de o dönem devlet yönetimiyle fevkalade bir uyum içinde olduğunu söyledi. Toplantının sonunda katılımcılar, tebliğleri ilgiyle takip eden tarihseverlerin sorularını yanıtladı.