Güncelleme Tarihi:
Selda Hatun TAN/KANDIRA(Kocaeli), (DHA) - DONANMA Komutanlığı'ndaki darbe girişimi davasında amirallerin kaçtığı Sahil Güvenlik botunun komutanı üsteğmen Gürkan Kantaroğlu, Tuğamiral Hayrettin İmren'in kendisini silahla tehdit ettiğini iddia etti.
Donanma Komutanlığı'ndaki darbe girişimi davasına 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam edildi. Amirallerin Donanma Komutanlığı'ndan kaçışında görev alan TCSG BOT 19 Komutanı üsteğmen Gürkan Kantaroğlu ve başçarkçısı savunmalarını yaptı. Gürkan Kantaroğlu, Sahil Güvenlik Komutanlığı'ndan aranarak bota binen albayın istediğini yapmasının söylendiğini belirterek, "Bota binen Mahmut albay cep telefonlarını toplattı. Böyle olunca ben bir tatbikat olduğunu düşündüm. Televizyonu açtık, şans eseri TRT denk geldi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yönetime el konulduğunun belirten bildirisi okunuyordu. Ben bu bildiriyi görünce darbe olduğunu anladım. Bazı kanalları da açtık askeri kalkışma var tarzı yorumlar vardı. Mahmut albay, Galata köprüsünün altından geçerken bu sefer 'Kalamış'a gidiyoruz' dedi. Kalamış'da beklerken dışarıdan bir tekne fark ettim. Dürbünle baktığımda Deniz Kuvvetleri makam yatı olduğunu fark ettim. Gelen yatın önünde silahlı asker vardı. Ben, 'Silahlı bir askerle birlikte yat geliyor' deyince albay Mahmut, 'Gemiyi hemen kaldır' dedi. Tam kalkarken bizim gemiye binen heyetten kişiler silahlarını kurarak geminin kıç tarafından bize doğru gelen yata doğru mevzi aldılar. Bende hızlı bir şekilde kalktım. Askerlerime içeri girin diye bağırdım. Asker askere silah çekince yanlış bir şeyler olduğunu anladım" dedi
Gölcük'e gelişlerini anlatan Gürkan Kantaroğlu, "Bu sefer bana Gölcük'e gideceğiz dediler. Biz de yola çıktık. Saat 04.00'te vardık. Kaçabilmek için gemiyi ters bağlamıştım. Silahlı biri gelerek dışarıya çıkmamızı söyleyerek 'Komutanımız çağırıyor' dedi. Sinirli bir şekilde 'personel çıkmıyor' dedim. Mahmut Albay bana 'çıkıyoruz' dedi. 'Çıkmıyoruz' diye ısrar edince de 'uzatma çıkıyoruz' diye tepki verdi. Ben ve personelim Mahmut albayın ekibi ile dışarıya çıktık. İskele üzerinde yürüyorum, herkes koşuşturuyordu. Elinde silah olan Hayrettin İmren tarafından araca binmem istendi. Hayrettin İmren gümüş renkli silahını göğsüme dayadı. İmren beni kolumdan sıkı sıkı tutarak araca bindirdi. Beni ve çarkçımı alıp Merkez Komutanlığı'na götürdüler. Burada istihbaratçı Muharrem albay ile karşılaştık. Hayrettin İmren, Muharrem albaya 'Bunlar bizim misafirimiz' dedi. Elinde silahla etrafında bağırmaya başladı. 'Sizin albayınızı, yüzbaşınızı içeri attım, sizleri de vururum' diyerek arabasına binerek gitti. Oraya ilk defa geliyordum ve silah zoruyla getirildim. Muharrem albayla konuştuğumuzda, 'Sakin olun komutanımız birliğimizi koruyor' dedi. İmren bir süre sonra yine geldi. Bana bakarak, 'Sana ve gemine el koydum' dedi. Daha sonra bana bakarak, 'Sen nasıl askersin, neden öyle bakıyorsun, karşında amiral var' diyerek kızdı. Muharrem albay araya girerek, 'Çok uykusuz kaldı, onun için öyle bakıyor' dedi ve gitti" diye konuştu.
Limana geldiklerinde geminin hazır olmadığını söyleyen Gürkan Kantaroğlu, "Kalkış için hazırlığımızı yaptık. Hayrettin İmren silahlıydı ve yanında sivil şahıslar da vardı. O zaman şahısları tanımıyordum, kim olduklarını sonradan öğrendim. İmren gemiye bindi ve yine gümüş renkli silahını çıkararak 'kalkın' diye talimat verdi. Hayrettin İmren bana bir iskele tarif etti. Ben 'yanaşamam' dedim. Yine yanaş dedi. Ben de baştan girecek şekilde yanaştım. Bu iskeleye yanaşınca bu sefer akşamki ekibin yani albay Mahmut'un ekibinin tamamı yine bindi. Başiskele'ye gittik. Buraya gelen gemiden Hayrettin İmren ve Mahmut albay burada indiler. Ayhan Bay isimli tümamiral beni 'İzmit merkeze bırak' dedi. Ayhan Bay'ı da oraya bıraktım. Durumu üstlerime anlattım. Olayları polise anlatmam istendi. Ben de gidip anlattım. Mağdur olarak ifade vermek için Sarıyer İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne gittim, gözaltına alındım. Anayasal suç işlemedim, suçsuzum" dedi.
Tutuksuz yargılanan botun başçarkçısı astsubay Mehmet Aslanparçası ise, Gürkan Kantaroğlu ile aynı ifadeleri kullanarak, Gölcük'e gelişlerini ve Donanma Komutanlığı'nda yaşananları anlattı. Mehmet Aslanparçası örgüt üyesi olmadığını, kanunsuz bir emri uygulamadığını söyledi. Mahkeme diğer sanıkların savunmalarını yapması ile devam etti.