Cezaevi müdürünü öldürmeyi değil, yaralamayı planlamışlar

Güncelleme Tarihi:

Cezaevi müdürünü öldürmeyi değil, yaralamayı planlamışlar
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 30, 2016 17:04

Cezaevi müdürünü öldürmeyi değil, yaralamayı planlamışlar

Haberin Devamı

 

Faruk KIYAK/ İZMİT(Kocaeli), (DHA) - İZMİT'te, geçtiğimiz yıl 16 Haziran günü uğradığı silahlı saldırı sonucu ölen Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi Müdürü İsmet Aktürk'ün katil zanlıları ilk kez hakim karşısına çıktı. Kocaeli F Tipi Cezaevi'nde cezasını çekmekte olan Mustafa Taştan'dan aldığı emirle cezaevi müdürünün öldürülmesini organize ettiği iddia edilen Mehmet Ayhan'ın yanında bulunan Özgür Tecer, olay günü yaşananları anlatırken, diğer sanıklar ise suçlamaları kabul etmediler. Özgür Tecer'in ifadesinde cezaevi müdürünün öldürülmesinin değil, yaralanmasının planlandığı belirlendi.
Kocaeli 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Şerafettin Dadaş, Özgür Tecer, Mehmet Ayhan, İdris Demirel, Tuncer Sobacı katılırken, cezaevi müdürünün öldürülmesi için talimat verdiği iddia edilen Kocaeli F Tipi Cezaevi'nde cezasını çekmekte olan çete lideri Mustafa Taştan ise rahatsızlığı nedeniyle katılmadı. İsmet Aktürk'ün eşi Gülay Aktürk ile kızı Ayşegül Aktürk de duruşmaya katıldı. Gülay Aktürk duruşmanın başladığı sırada gözyaşlarına boğularak fenalaşınca kızıyla birlikte mahkeme salonundan çıktı.
Duruşmada ilk olarak savunmasını yapan Tuncer Sobacı, "Olay günü sabahtan akşama kadar bir arkadaşımın iş yerindeydim. Suçsuzum" dedi. Şerafettin Dadaş ise olayla ilgisinin olmadığını belirterek, "Olaydan sonra ağır baskılara maruz kaldık, polisler bizi dövdüler, hakaret ettiler. Kocaeli'ye bir kaç kez cezaevi ziyareti için geldim. Mustafa Taştan hemşerim olur, onu da birkaç kez savcılık izni ile ziyaret etmiştim. Olay günü cezaevindeki S.G.'yi ziyaret etmek amacı ile Ankara'dan 9.30 civarında yola çıktık, öğle saatlerinde Kandıra cezaevine geldik. Girişte bir savcının vurulduğu konuşuluyordu. S.G.'yi ziyaret ettikten sonra saat 15.00 sıralarında Ankara'ya döndük" diyerek kendini savundu.
"HALLETTİK, ALLAH UTANDIRMADI"
Özgür Tecer ise olay günü Mehmet Ayhan ile birlikte cezaevine ziyarete geldiklerini söyleyerek, "Aracı Mehmet Ayhan kullanıyordu, 2 kişi ile görüştü. Biz cezaevi istikametine diğer araç diğer istikamete doğru yol aldı. Cezaevinin karşısındaki marketten sigara ve su aldık, İzmit'e doğru hareket ettik. Tekrar diğer araçla karşılaştık, yan yana durduk. Bu sırada araçtakilerden sanık İdris Demirel'i net olarak hatırlıyorum. Mehmet Ayhan araçta bulunanlara 'ne yaptınız?' diye sorduğunda, bu şahıslar 'Saatin dolmasını bekliyoruz' dediler. Mehmet Ayhan, "Saat 8 neyi bekliyorsunuz' şeklinde konuşunca tekrar devam ettiler. Biz çay içtik, tekrar döndüğümüzde bu iki şahsı yanlarında araç olmadığı halde yolda dikilirken gördük. Bizim araca bindiler, bu şahıslar telaşlıydı, birisinin elinde renkli poşet vardı. Mehmet Ayhan 'Ne yaptınız' diye sorduğunda, hatırlayamadığım birisi 'Hallettik. Allah utandırmadı' dedi ve aracı tarlaya attığını söyledi" dedi.
PARA İSTEDİLER
Özgür Tecer, araçlarına aldıkları kişileri Gölcük'te terminalin yakınında bıraktıklarını ifade ederek, "Bu şahıslar, 'çok selam söyle, paramız biterse gönderin' gibi sözleri Mehmet Ayhan'a söylediler. Ben cezaevine giderken Mehmet Ayhan'a ısrarla ne olduğunu sorduğumda bana 'Sen bir şey görmedin, bilmiyorsun, kimseye anlatma' dedi. Cezaevi önünde bir kargaşa oldu, adam ölmüş gibi sözler söyleniyordu. Mehmet Ayhan kendi kendine 'adam ölmüş' dedi ve tekrar cezaevinde herhangi bir ziyaret yapmadan Ankara istikametine doğru yola çıktık. Yolda Mehmet Ayhan beni tekrar uyardı, kimseye bir şey anlatmayacaksın, polis çevirirse Mustafa amcayı ziyarete gittiğimizi tembih etti. Araç, Ankara da 2 gün bende kaldı. Mehmet Ayhan tekrar 'ortalık karışık, bu iş şakaya gelmez, kimseye ağzını açma' şeklinde sözler söyledikten sonra üzerinde aktif icraları olduğunu bildirerek aracı üzerime almamı istedi. Ben aracı üzerime aldıktan sonra tekrar bir başka şahsa 10 gün sonra devrettik. Ankara'ya geldiğimizde cezaevi müdürünün öldürüldüğünü öğrenince bu olayın Mehmet Ayhan ilgili olduğunu tahmin ettim" diye konuştu.
YARALADIKLARINI SANDILAR
Özgür Tecer, olayın ardından araca aldıkları İdris Demirel'in konuşmasına da değinerek, "Aracı Mehmet Ayhan kullanıyor, ben yanında oturuyordum, İdris Demirel ile yanındaki esmer şahıs arka koltuktaydı. Bu nedenle konuşmaların arkadaki hangi şahıs tarafından yapıldığını bilemiyorum, ancak arkada oturanlardan her ikisi de zaman zaman konuşuyordu. Mehmet Ayhan 'Nereye ateş ettiniz' diye sorunca 4-5 el bacaklarına doğru ateş edildiği söylendi. Mehmet Ayhan 'Öldü mü?' diye sorunca, 'Yok abi öldürmeye ateş etmedik' diye cevap verdiler ve aracı tarlaya bıraktıklarını söylediler. Araçta ben silah görmedim. Araca binen İdris Demirel ile esmer şahıs vakit olmadığı için aracı yakamadıklarını, zemin sert olduğundan silahı toprağa gömemediklerini söyledi" dedi.
SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ
Mehmet Ayhan ise suçlamaları kabul etmeyerek, "Pavyon ve lokantalara sebze meyve satan bir insanım, bu dönemde Özgür Tecer'i otoparkta çalışırken tanıdım. Kendisi garibandı, yardımcı oldum. Ancak bu olayla ilgili söyledikleri tamamen yalandır, bizlere iftira atmaktadır. Bana emniyette ağır baskılar yaptılar. Özgür Tecer'in konuştuğunu söylediler. Ancak ben tüm baskılara rağmen doğruyu söyledim. Daha evvel cezaevinde bulunduğum dönemde zor durumdayken bir arkadaşımın aracılığı ile sanık Muştafa Taştan'ın yardımını gördüm. Bana avukat gönderdi, bu avukata 10 bin TL ben, 15 bin TL ise Mustafa Taştan verdi. Bu konuda kendisine teşekkürlerimi ileten mesajlarım olmuştur. Bu konuda kendisine fakslar çektim ve cezaevinden çıktıktan sonra kendisini ziyaret etmek istedim. Birkaç kez Kocaeli iline geldim, ancak savcılık tarafından izin alamadım" dedi.
Mehmet Ayhan olay günü Mustafa Taştan'ı ziyarete gittiğini ifade ederek, "Ankara'da Mustafa Taştan'ın yeğeni ile iş konusunda bir anlaşmazlık yaşadım. Avukatı görüşmek istemediğinden bu durumu bizzat ziyaret edebilirsem Mustafa Taştan'a, aksi halde onu ziyarete gelen avukatına bildirecektim. Bu amaçla Kocaeli'ne gitmeye karar verdim, daha doğrusu daha evvel birçok kez izin alamadığım için bu gidişimde Mustafa Taştan'ı ziyaret amacıyla izin istemeyecektim. Yola çıkmadan gazinoda oturduğum sırada sarhoş olan Özgür bu durumu öğrenince ısrarla gelmek istedi, kabul etmedim ancak çok ısrar etti, gelmesini kabul etlim. Cezaevine geldiğimizde avukatın gelmediğini öğrendik. Bu nedenle bir süre dolaştık. Tekrar cezaevi yönüne geldiğimizde bir karmaşa oldu, savcının vurulduğu söylendi. Görüşlerin iptal edildiği bildirildi. Biz zaten görüşe gelmemiştik, sadece avukatı görebilirsek Mustafa Taştan'ın yeğeni ile ilgili şikayetimizi iletecektik. Bu durum üzerine oradan ayrıldık, kesinlikle yolda hiç kimseyi arabamıza almadık. Arabayı sürekli ben kullandım, Özgür sarhoştur. Şerafettin Dadaş ve Tuncer Sobacı akrabam olurlar. İdris Demirel'i ise kahvehaneden tanırım" diye konuştu.
İdris Demirel ise suçlamaları kabul etmyerek, "Özgür Tecer yalan söylüyor. Yaptığı teşhis ve ifadeyi kabul etmiyorum. Mustafa Taştan'ın yeğeni ile birlikte zaman zaman cezaevine geldik. Ben, Mustafa Taştan'ın yeğeninin şoförlüğünü yaptım. Olay yerinde bulunan aracın kapısında benim kanımın niçin tespit edildiğini ben bilemiyorum" diyerek kendini savundu.
Mahkeme heyeti sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, Mustafa Taştan'ın savunmasının alınması amacıyla duruşmayı 28 Temmuz tarihine erteledi.

FOTOĞRAFLI

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!